Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?
En sevdiğim memleket yeryüzüdür. Sıram gelince yeryüzüyle örtün üzerimi.
Sayfa 33
Reklam
Nazım Hikmet
Nazım'ın bir Paris gezisinde yaşanan müthiş bir olay var: O zamanlar Abidin Dinolar Seine Nehri kıyısında, asansörsüz bir evin yedinci katında oturuyorlarmış. Moskova'dan gelecek olan büyük şaire, güzel bir memleket sofrası hazırlamışlar ama kalp hastası olduğu için o yedi katı çıkmasından kaygılanıyorlarmış. Şöyle bir çözüm bulmuşlar sonunda: Her kata iki sandalye yerleştirmişler. Yaşar Kemal, Nazım'ı getirecek, sonra her katta mola vererek anlattığı hikayelerle onu oyalayacak, böylece Nazım'ın merdivenleri dinlene dinlene çıkması sağlanacakmış. Öyle de olmuş. Yaşar Abi memleket hasretiyle içi yanan Nazım'a her katta hikayeler anlatmış. Bu olay bende hayranlık uyandırmıştır hep; ne güzel roman olur diye düşünmüşümdür. Adı belli: Yedi Kat Hikayeleri. Bölümler de belli: Birinci Kat, İkinci Kat, Üçüncü Kat... Keşke yazsaydı.
Nazım Hikmet
Şairin Münevver'e yazmış olduğu diğer bir şiiir: " Hoş geldin kadınım benim hoş geldin yorulmuşsundur; nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını ne gül suyum ne gümüş leğenim var, susamışsındır; buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim acıkmışsındır; beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam memleket gibi yoksuldur odam. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin ayağını bastın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi. Güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde. Ağladın, avuçlarıma döküldü inciler Gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam!"
''Ve Erzurumlulardan ve Sivaslılardan ve Türk milletinden çok iş bu Mister Bravn'a güveniyorlardı. Bu zevata: «istiklâlimizi kaybetmek istemiyoruz efendiler!» denildi. Fakat ayak diredi efendiler: «Mandanın, istiklâli ihlâl etmeyeceği muhakkak iken,» dediler, «Her halde bir müzaherete muhtacız diyorum ben,» dediler, «Hem
Yaşamak
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
Davet
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.