Şiir: Nazım Hikmet
Müzik: Zülfü Livaneli
Karlı kayın ormanında yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım, elini ver, nerde elin?
Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında bir pencere, sarı, sıcak.
Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam hane içindekileri
Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü.
Anlamak:
En büyük rahatlık.
Karşı konulmaz zoru, sosyal zaruretlerin
Ve kavga:
Akıl,
Yürek,
Yumruk,
alabildiğine nefret,
Kin,
alabildiğine merhamet,
Sevgi,
İnsan insanı sömürmesin diye
Ve daha adil bir dünya
daha güzel bir memleket için...
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak gibi başı uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli,ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem,bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları,bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
(Kuvâyı Milliye'den)