TÜRK KÖYLÜSÜ
Çarşambayı sel alır, Bir yâr sever el alır, Kanadı kırılır çöllerde kalır, Ölmeden mezara koyarlar onu. O, "Yunusu bir çaredir," Ağu içer su yerine. Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmesin önlerine ve bir kerre vakterişip: — Gayrık, yeter!... demesinler. Ve bir kerre dediler mi: "İsrafil surunu urur mahlukat yerinden durur," Toprağın nabzı başlar onun nabızlarında atmağa. Ne kendi nefsini korur ne düşmanı kayırır, "Dağları yırtıp ayırır, kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa..."
TÜRK KÖYLÜSÜ
"Çarşambayı sel alır, Bir yâr sever el alır, Kanadı kırılır çöllerde kalır, Ölmeden mezara koyarlar onu."
Reklam
TÜRK KÖYLÜSÜ Topraktan öğrenip kitapsız bilendir, Hoca Nasreddin gibi ağlayan Ferhad'dır, Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Kerem'dir, Yol görünür onun garip serine, analar, babalar umudu keser. Kahbe felek ona eder oyunu. Çarşambayı sel alır,
TÜRK KÖYLÜSÜ
Topraksız öğrenip kitapsız bilendir.
Yine birdenbire Yunus Emre geldi aklıma. Başka türlü anlıyorum ben Yunus'u : Bence onda bütün bir devir dile gelmiş Türk köylüsü : öte dünyaya dair değil, bu dünyaya dair kaygılarıyla...
Türk Köylüsü Topraktan öğrenip kitapsız bilendir.
Reklam
176 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.