“Yüreğin kadını erkeği yoktur. Bir mert olanı vardır, bir de namert olanı…”
@burcinbogday tavsiyesiyle tanıştığım bu kitaba hemen yer vermek istedim çünkü bayılırım böyle sevda öykülerine, güçlü kadınlara, sanatkar ruhlu insanlara. İyi ki okudum!
Yer yer ruhumun daraldığı, yer yer öfkelendiğim, yer yer yüreğimin sızladığı mavi gözlü devimiz
“Siz bana iyisi mi
Nazım’dan şiirler okuyun.
Hani şu ‘Culûs-u Hûmayun’
Diye sözlerini pek anlamadığım
Fakat mısralarının sesini sevdiğim şiir,
Bir de Ölüme Dair...”
Nazım Hikmetin hayatını büyük dedelerinden itibaren anlatmaya başlatan eser muhteşem bilgi ve belgelerle dolu. Özellikle Nâzım Hikmetin edebiyat camiası içindeki kişilerle olan iletişim ve irtibatları belgelerle aktarılmış. Kitap bitince ne çok şey öğrendiğinizin farkına varıyorsunuz.
Bu yolculukta kimler yoktur ki: Can yoldaşı Vâ-Nu, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Orhan Veli, Sabahattin/ Bedri Rahmi eyüboğlu kardeşler, Orhan Veli, Yahya Kemal ve daha niceleri..
Nâzımın kurtuluş savaşı yılları, hapishane yılları, sinemacı yılları yurt dışındaki yılları...
Ve tabi ki aşkları: Nüzhet, Piraye, Münevver, Vera, Galina.
Yazarın sıkmayan ve klasik biyografi üslubundan uzak akıcı ve samimi bir anlatım şekli var.
Nâzıma dair birçok kaynak taranarak oluşturulan ve anlatılan her şeyi belgeleriyle birlikte aktaran bu güzel eseri öncelikle Nâzım Hikmet hayranlarına, genelde tüm edebiyat aşıklarına şiddetle tavsiye ediyorum.
Çağının çok ilerisinde düşünen, yaşayan ve yaratıcı bir dahi Wilde...
Yazarımızın sanata, hayata, aşka dair düşüncelerinin yanı sıra toplumsal yorumlarına dayalı aforizmalarının da bulunduğu eğlenceli, fazlasıyla düşündürücü olağanüstü bir derleme...
Zirveden zindanlara uzanan sıradışı yaşamıyla ömrünce her daim ışıldayan Wilde, bizlere de
Türk edebiyatında, hayatıyla, düşünceleriyle, duruşuyla, şiirlerinin bu kadar kuvvetli paralel seyrettiği, hatta iç içe geçtiği başka bir şair yoktur benim için. Aynı şairin şiirlerindeki kadar, hatta şiirlerindekinden daha da fazla samimi olduğu, oğlu Memet Fuat’a mahpustan yazdığı mektuplarla karşı karşıyayız bu derlemede.
Nâzım, eşi Piraye’nin