Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nazlıgül

Sabitlenmiş gönderi
Çocuklara ve ihtiyacı olan herkese..
Bir çocuğa değerli olduğunun öğretilmesi gerektiğine inanıyorum.
Reklam
Kendini bir tarafa itip başkalarının beklentilerine göre yaşamak çoğu kimseye kolay gelir. Ne var ki kendisiyle ilişkisi kopuk yaşayan insan eninde sonunda bir iç yalnızlığına gömülür.
Konunun muhattabından başka birilerinin anlaması bazen hiçbir işe yaramıyo.
Dünya bazen kapkaranlık gözükür, insan kendini yapayalnız ve değersiz görür, bu duygular da yaşamın bir parçası. Bence sizin, sizi anlayacak biriyle konuşmaya ihtiyacınız var.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nazlıgül
Bir kitabı okumaya başladı
Gerçek Özgürlük
Gerçek ÖzgürlükDoğan Cüceloğlu
8.7/10 · 4.370 okunma
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
108 günde okudu
278 syf.
·
Puan vermedi
·
76 günde okudu
Nil’e Hayat Dersleri
Nil’e Hayat DersleriNil Karaibrahimgil
8.1/10 · 648 okunma
Nazlıgül tekrar paylaştı.
Bana hep iyi gelen şarkı belki sizlere de neşe katar :))
youtu.be/VUKPVG2_5Lc “Benim için çok özel ve çok değerli bu şarkıyı sevgili annem Güneş'e ithaf ediyorum.” der Can Bonomo :))
Nazlıgül
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Türkiye’nin Kültür Sorunları
Türkiye’nin Kültür SorunlarıEkrem Akurgal
7.4/10 · 56 okunma
Haydi bakalııım açılış yapıldı :D
Aslında Tanrı insanı kendi özünden, nefesinden yaratmıştır; ama hiç kimse bu özenle yaratılan insana en azından 9000 çeşit kalıtsal hastalığı neden verdiğini tutarlı bir mantıkla açıklayamamaktadır. Kalıtsal hastalık kişinin kendi elinde olmadığı gibi, yaşam tarzı ve daha sonra vücudunu hor kullanmayla da ilgili değildir. Kusuru olmadan cezaya çarptırılma gibidir. Bu bireysel bir kusur da değildir, çoğunluk aileden gelmedir. Bir ailede bir bireyi cezalandırmışsanız, onun soyunu da cezalandırıyorsunuz. Bütün bu yaklaşımlar Tanrı’yı sadist yerine koymak demektir. Bana göre Tanrı’ya inananlar için -eğer aklından zoru yoksa- bundan büyük suç ve günah olamaz.
Reklam
Aslında bizim dışımızdaki canlıların tümü de uzun süreçlerde değil, kendi kısa yaşamlarında verilenle yetinirler. Yetinmeyenler zekasını akla dönüştüren insanlardır. Zekanın akla dönüşmesinin yoluysa evrim öğretisinden geçiyor…
Adamım ne de güzel anlatıyo üşenmesem sayfa sayfa yazıcam :)
Siz yaratılış metnini bilimsel bir olgu olarak benimsemişsiniz, yani dünyadaki canlıların tümünün Tanrı tarafından ayrı ayrı yaratıldığına, farklı zamanlarda yaratıldığına inanmışsanız, bu bitkileri isteğiniz doğrultusunda değiştirmenize, geliştirmenize giden yolu ta en başından kapatmışsınız demektir. Yapabileceğiniz tek şey, “Bu Tanrı’nın bize lütfudur.” diyerek bu zenginliklerin üzerine oturmak olur. Ancak bu kör inat nedeniyle oturduğunuz kuluçkadan hiçbir zaman yeni bir yavru çıkmaz, olanla yetininizsiniz. Şu andaki dogmatiklerin ve yaratılışçıların geldikleri nokta budur: Tanrı’nın verdikleriyle yetinme.
Bir kesimi ne yaparsanız yapın duyarlı hale getiremiyorsunuz; onlar sadece yakınıyorlar, eleştiriyorlar; üretebildikleri tek şey internet aracılığıyla gelen yazıları tanıdıklarına iletmek oluyor.
11,3bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.