DERS ALINMASI GEREKEN HARİKA BİR HİKAYE DAHA Çocuklarınızla Konuşun Bir gün susmayı öğrendim..Öyle bir sustum ki,belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.Babam akşamları eve yorgun dönerdi.Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim.Daha o kapıdan girer girmez boynuna
Sayfa 274Kitabı okudu
Ne yat limanı vardı o zamanlar, ne restoranlar, ne de bu geniş cadde… Ama o zaman da deniz çamur rengindeydi. Kumsalın yerini çoktan zift ve moloz yığını almıştı. Kötü koku dayanılmazdı. Şehrin göbeğindeki muhteşem koy göz göre göre ölüme terk edilmişti. Ama gün batımları hâlâ inanılmayacak kadar güzeldi. Gökyüzü önce kızıla çalıp sonra
Reklam
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Kıssadan Hisse
Bir gün Susmayı öğrendim ve O Gün Değişti Her Şey Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı. Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır,
Roboski hâlâ kanıyor Yenigün gazetesi, 28 Aralık 2013 İki yıl önce, 28 Aralık 2011'de Şırnak’a bağlı Uludere (Roboski) kırsalında Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’ların bombalaması sonucunda 34 yurttaşımızı yitirmiştik. Olayın ikinci yıl dönümü çeşitli etkinliklerle anılırken, gerçeğin hâlâ ortaya çıkmamış olmasına duyulan tepkiler
Sayfa 150 - Özel bir söyleşiKitabı okudu
Dalgın Adam.
Patron beni odasına çağırdı ve işime son verdi.Sebebi dalgınlığımmış. Nasıl olsa beni işten çıkarmıştı artık.Kaybedecek bir şeyim yoktu. Yılların birikmiş hıncını kendisinden çıkardım. Ağzıma geleni söyledikten sonra kapıyı yüzüne çarparak üç metre yükseklikten kendimi bahçeye bıraktım. Allah'tan patronun odası binanın ilk katındaydı. O yüzden
Sayfa 26 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dayanın Yurttaşlarım
Çook eskiden, bu kavanoz dipli koca dünyanın bir yerinde, dört bir yanı dağ, ortası bağ, suları şırıl şırıl, gökleri pırıl pırıl bir ülke varmış. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, burada da, insanlardan başka yaratıklar da varmış. Bunların arasında sürüngenler, zehirli böcekler, örümcekler de elbet bulunurmuş. Ama bunlar, başka
....İşi çabuk öğreniyor. Becerikli ne desem De yapıyor .Yalnız bir huyunu farkettim . O da tesadüfen .Bir anlam veremedim ama o hanım kız biraz bahsedince anladım .Görmezden gelmeye calistm. Acıyor insan ne yapayım... Bu çocuk her kafesin bir tahta çubuğunu o kadar gevşek bırakıyor ki hafif zorlasan ya da biraz zaman geçse kendiliğinden yeniden dusecekmis gibi duruyor .Yani kuşun kanadi gövdesi biraz hızlı çarpsa tahta düşecek .Böylece kuşun çıkabileceği bir aralık oluşacak kafesin içinde .Başlangıçta aklim almadım heralde yanlışlıkla böyle oldu dedim.sonra baktım bir ,iki derken fırsat bulduğu her kafese yapıyor . Sinirlendim önce. İşten atmaya bile niyetlendim.sonra o hanım kız geldiğinde durumu ona da anlattım ." Bak kızım durum aynen anlattığım gibi . Ne yapayım ben şimdi ?" "İdare et amca ,lütfen .En fazla elden gecirirsin bir defa daha .Baktın olmadı ,bana sat bozuk kafesi ." "Yahu yapılamayacak bir şey değil ama. İnsan sinirleniyor birazda .". "Amacım bak ,buna ihtiyacı var .Sorun olursa ben karşılarım diyorum .". "Ne yapıyor böyle, bu deli oğlan ?"."kuşların kacabilecekleri bir aralık olsun diye . Tıpkı kendi hayatındaki gibi ...Her kafesten kurtulabilmenin bir yolu olsun diye.."
Sayfa 126
609 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.