‘’Adaletsiz ölümden sonra söyleyecek bir şey yoktur. Hem de hiçbir şey. Bunu şimdi daha iyi göreceğiz. Zeytin ağacının dalından zümrüt rengi küçük bir krizalit sallanırmış. Krizalit ertesi gün kozasından uçan bir kelebek olarak çıkacakmış. Ağaç, krizalit büyüdüğü için mutluymuş ama gizliden gizliye birkaç yıl daha kalmasını istiyormuş. Gidince beni de unutur diyormuş. Ağaç, krizaliti rüzgârdan, karıncalardan korurmuş. Ama avcılarla, kötü hava koşullarıyla tek başına mücadele etmek üzere gidecekmiş. O gece bir yangın sarmış ormanı ve krizalit kelebek olamamış. Sabaha yangın sönmüş. Ağaç yerinde duruyormuş ama kalbi yangında kül olmuş, alevlere boğulmuş, kedere boğulmuş. O günden sonra ne zaman dalına bir kuş konsa ağaç, krizalitin uyanamayışını anlatırmış ona. Kanat çırpışlarını, mavi gökyüzünde uçtuğunu, özgürlükten sarhoş olduğunu, gizli aşklarımıza tanıklık ettiğini hayal edip durmuş.’’
Kah pembe bir kedi çıkar karşına, kah mor bir deniz. Gözümüzün değdiği her varlık olmak zorunda olduğu için vardır. Çünkü hayat bu. "kah" ile başlar "olur" ile biter. Yaşarken edinebilecek en büyük tecrübe yaşam denen döngünün içerisinde var oldukça başımıza her şeyin gelme ihtimalinin olmasıdır. "kalbin bomboş kalır
Reklam
2018 Niçin Berbat Bir Yıldı?
Çünkü hiçbir banka dükkânı “insanlığa daha fazla zarar vermek istemiyoruz, insanları daha fazla köleleştirmek istemiyoruz, hepinizden özür dileriz” diyerek kapatmadı kepenklerini. Biz, yani küresel finans sisteminin zincirli-zincirsiz köleleri plazaların mağara ağızlarına benzer kapılarından sabahın dibinde girip, akşamın köründe çıkarak “özgür
Filmler - Kavramlar *
_Ay, ışığında saklıdır. Uzak Ufuklar _Eylemlerin sonuçları olur. Arkadaşımın Aşkı _Eylemlerimin sonuçlarının ne olacağını tamamıyla biliyorum. Serena _İnsanlar yaptıkları eylemlerden sorumludur ve sınırı aştıklarında da bunun bedelini ödemeliler. Hayat Işığım _Yaptığı bir iyilik, yaptığı diğer kötülükleri silmez. -Kedinin kuyruğu çuvaldan çıktı.
ÖĞRETMENLİK NEDİR? (BİR İNGİLİZCE ÖĞRETMENİN ANISI)
Bir gün sınıfta şartlı cümleleri anlatıyorum. Aralık’tı aylardan. Tahtaya İngilizce bir cümle yazdım. “Evet çocuklar, tahtada ‘Eğer çok zengin olsaydım, anneme ... alırdım.’ yazıyor. Cümledeki boşluğu, hayal gücünüzü de kullanarak doldurun. Anlaşıldı mı?” dedim. Anlaşılmış olmalı ki herkes sessiz bir şekilde, Dağıttığım küçük kağıtları
Biz ne yaptık?
Şiirler neden bu kadar güzel. Sanki herbirimizin derdini anlatırmış gibi. Belki de yazarlarda bu kadar aşıktı. Belki de hepimiz aynı seviyoruzdur. Bazılarımız içten sevse bile. Öylesine derin, öylesine tutkulu. Belki de kavuşamayanlar gerçek aşkı bulanlardı. Düşsene bi, seviyorsun ve severek ölüyorsun. Nifret etmeden, hayal kırıklığı yaşamadan.
Reklam
370 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.