Söylenecek her şey söylenmiş, yazılacak her şey yazılmış. Yeni bir şey yok hiçbir yerde. Hepsi tekrar, hepsi aynı. Kılıflarını değiştirerek bir şeyler yazmakla, iç değişmez. İç hep aynıdır. Zinetlendirmekle kök değişmez. Kök aynı kök, iç aynı iç. Kitap yazmış olmak için kitap yazmak da manasız artık. Yeni bir şey.. ne yazabilir insan ki; daha önce söylenmemiş, yazılmamış, anlatılmamış, okunmamış olsun. Bir zaman sonra artık aynı şeyler tat veremez oluyor insana. Yeni bir şey... Gözlerimiz, daha önce söylenmemiş, yazılmamış, açıklanmamış bir şey arıyor artık. Ama gel gör ki her şey söylenilmiş, yazılmış, anlatılmış. Hayat bile artık monoton şekilde ilerliyor. Aynı evler, aynı insanlar, aynı dertler, aynı işler. Evlen, evladın olsun. Evladını büyüt, ona iş bul, eş bul; o da evlensin, o da evlat yetiştirsin, büyütsün, iş ve eş bulsun ve... Ve si yok artık. Her şey aynı minval üzere sürüp gidiyor. Tıpkı bir nehrin durup dinlenmeksizin, sürekli ve aynı kararlılıkla denizlere, okyanuslara akıp gitmesi gibi. İyi ki kalbimizde zerrre miktar da olsa iman var. Yoksa hiç çekilmez bir hal alırdı bu hayat. İman ne muazzam bir şey arkadaş. Bu yazdıklarım da daha önce binlerce kez yazılmış. İşte sermeşk!..