272 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Sevgi Soysal tarafından kaleme alınan Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, konusuyla ve tarzıyla oldukça dikkat çekiyor. Sevgi Soysal, eserini cezaevinde yazar ve bu kıymetli eser 1974 senesinde Orhan Kemal Roman Armağanı ödülüne layık görülür. Yazar için edindiğim ilk izlenim, çevresini çok iyi gözlemlemiş olmasıydı. Karakterlerin yaşadığı çevreyi ve bu çevre ile edindikleri kimliği harika bir şekilde hem karakterine hem roman kurgusuna yedirmiş. Kitap sınıfsal olarak birbirinden çok farklı insanların aslında ne kadar çok iç içe olduğunu gösteriyor. Lüks bir apartmanda oturan profesör, sonradan görme bir antikacı, davasının peşinde olan, gecekondu mahallesinde yaşayan bir genç ve harika anlatılmış birçok karakter eserde hayat bulmuş. Kitap bir hikaye ile başlıyor. Karakter, çevresini ve yaşadıklarını anlattıktan sonra onu gözlemleyen veya karşılaştığı yeni bir kişiye bırakıyor yeni bölümü. Yeni bölümdeki karakterin gözünden yüzeysel olarak bir önceki karakteri tanıyorsunuz. Daha sonra yeni bir hikaye okumaya başlıyorsunuz ve benzer düzen bu şekilde devam ediyor. Eserin en güzel tarafı hem sosyolojik hem psikolojik tarafının olması diyebilirim. Sınıf farkı çok net hissedilirken buna rağmen yakınlıkları görüyorsunuz. Kurgunun bu muhteşem dengesi oldukça keyif veriyor. Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, bir solukta bitmesine rağmen bıraktığı tadın uzun olduğu bir eser.
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Yenişehir'de Bir Öğle VaktiSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20122,230 okunma
366 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
İskender Pala en sevdiğim yazarlardan biridir. Kurgusu ve maneviyatı işleyiş tarzını severim. Kitapları hiç sıkıcı değildir. Sadece her kitabında belli noktalarda aklım karışır, "bu nasıl oluyor, ne anlama geliyor?" diye sorarım kendime. Bu kitabı okurken öncesinde bilgi edinmem gerektiğini düşündüm. Çünkü tarihi kişiler hakkında bilgim yoktu. Sonrasında gayet akıcı ilerledi hikaye. Hatta dizi ya da sinema olsa ne güzel olurdu bu Şah ve Sultan'ın demiştim. Fakat birkaç noktada Yavuz'la ilgili yerler beni şaşırttı. Yeterli bilgim olmadığı için herhalde diye düşündüm. Ama konduramadım da Yavuz'a. İnternet üzerinden araştırma yapıp farklı tarihçilerden dönemle ilgili bilgileri dinleyince çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Bazı olayların tamamen saptırılarak anlatıldığı aşikârdı. Herşeyi geçtim İskender Pala bir programda kitabının bir bölümünde bahsettiği işkenceleri yazmadığını iddia etti, yeni okumuştum o kısımları, nasıl der böyle birşey diye şok oldum. Sanıyorum kendini savunurken aklı karıştı. Zira iddia edilen sahneler kitapta mevcut. Birçok mesele yazar tarafından yanlış olarak anlatılmış maalesef. Araştırma konusunda titiz davrandığını ve iyi niyetli olduğuna inansam da, bu konuda yeterli olmadığını düşünüyorum. Üzüldüm açıkçası..
Şah ve Sultan
Şah ve Sultanİskender Pala · Kapı Yayınları · 202332,8bin okunma
Reklam
77 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Öncelikle şunu söyleyeyim Satranç kitabının, “Sizler yeni bir gün doğumunu bekleyebilirsiniz, benim buna gücüm kalmadı” diyerek eşiyle birlikte intihar eden bir yazarın hayatına son vermeden önceki son kitabı olduğunu bilin. Nazi işgali altındaki Avrupa’dan önce Amerika’ya oradan da Brezilya’ya giden Zweig, yaşadığı tüm olayların birikimini her şeyiyle bu kitapta devreye sokmuştur. Tam bir psikolojik roman olduğunu söyleyebilirim. Öyküleme mükemmel denecek kadar iyi ancak her zamanki gibi kısa bir Zweig kitabı. Başlıyor ve bitiyor ama insan bu kurgunun okurken devam etmesini istiyor. Stefan Zweig’ın bence en büyük dezavantajı da kurguların çok kısa olmasıdır. Bu kitapta faşizmin insan ruhu üzerindeki baskısının ne kadar korkunç sonuçlar verebileceğini göreceksiniz. Okurken Dr. B.’nin yaşadığı psikolojik travmayı ruhunuzda hissediyorsunuz. Psikolojik bozukluklar, yalnızlık ve kendini bir hiç hissetme gibi duygular çok iyi anlatılmış. İlk başlarda bir satranç oyunu hikayesi anlatıyor gibi gözükse de sonradan kitabın güzel bir psikolojik analiz içerdiğini anlıyorsunuz. Olaylar ile alakalı olarak çok bir şey söylemek istemiyorum çünkü kısa bir kitap biraz bir şey söylesem direk spoiler vermiş olurum🤭 Ama okuyun derim®️ Herkese iyi okumalar
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020239,2bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
" Büyükler gerçekten çok tuhaf". Ne zaman bu kitabın ismi geçse ilk aklıma gelecek cümle...bir çocuğun gözünden , çiçekler,yıldızlar, dünya,gezegenler ve büyükler. Gerçekten çok güzel anlatilmis.İş ,güç ,dünya telaşına düşmekten suyun tadına varmayı yada bi çicegin güzelliğine doya doya bakmayı nasıl da unuttuk. Belki de bu kitaptan sonra etrafimizdaki herseye bakis acimiz degisecek ve farkindaligimiz artacak.Tavsiye edebileceğim bir kitap.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015237bin okunma
592 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Muharebelerle Kısa Dünya Tarihi
Savaş, insanlık tarihi kadar eski ve insanlığın sonuna kadar yeryüzünde var olacak bir eylem. İnsanoğlu; başlattığı, yönettiği ve sonunda gene kendisinin zararlı çıktığı eylemden bu zamana kadar pek de ders almışa benzemiyor. Hiç şüphesiz kıyamete kadar da bir ders alacağı söylenemez. Nedeni ne olursa olsun, haklı kim çıkarsa çıksın savaş, tarih boyunca ardında milyarlarca insanı bırakarak yoluna gene tarihin belli sayfalarında devam ediyor. İlkin Başar Özal hoca "Kısa" başlıklı kitaplarına bir yenisini eklemiş. Üç bölümden oluşuyor kitap: Kılıç, Barut, Tüfek. MÖ. 1274 Kadeş Muharebesi'nden başlayarak 2003 ABD-Irak Savaşı dahil toplamda kronolojik bir sırayla 153 muharebe anlatılmış. Çoğu muharebenin kroki planları gösterilmiş. Bazıları numaralandırılarak detaylandırılmış. Anlatılan muharebenin önemi ve sonrasına etkisi güzel bir uslüb ile okuyucuya aktarılmış. Kitap doğak olarak hacimli fakat meraklısının elinin altında bulunması gereken cinsten. Okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim.
Muharebelerle Kısa Dünya Tarihi
Muharebelerle Kısa Dünya Tarihiİ̇lkin Başar Özal · Timaş Yayınları · 202111 okunma
235 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dünyanın Bütün Çocukları Pâl Sokağındadır.
“Arsa... Ey dağlarda, ovalarda yaşayan, bir adımda ucu bucağı görünmez tarlalara ulaşabilen güçlü, kuvvetli, sağlıklı çocuklar! Siz ki, güzelim mavi göğün altında yaşamaya, sonsuz uzaklıklara alışkınsınız. Siz ki, koca apartman blokları arasında sıkışık yaşamak zorunda değilsiniz. Büyük kent çocuğu için, boş bir arsa ne demektir bilebilir misiniz? O çocuklar için arsa, ova demek, kır demek, bozkır demektir. Çürük tahta perdelerle, göklere yükselen apartmanlarla sınırlanmış küçücük bir toprak parçası, o çocuklar için sonsuzluk ve özgürlük demektir. Pal Sokağındaki o Arsada bu gün dört katlı bir apartman yükselmektedir. O Arsa, vaktiyle bir sürü çocuk için mutluluk demekti. Bu gerçeği Arsanın üzerine dikilmiş apartmandaki kiracıların bir teki bile bilmiyordur.” Kitabı bir hocam değerlendirmişti ve bende merak etmiştim nasıl diye ve alıp hemen okumaya başladım. Öncelikle bu "ARSA" bizler için belki basit bir arsa olabilir ama Pál Sokağı Çocukları için bir arada olma, koskocaman bir dünya. Kitabın yazarı Ferenc Molnar harika bir yazar. Kitabı okurken akıp giden bir hayatı görüyorsunuz. Çocuklar arasındaki kopmaz bağ, fedakarlıklar, ihanetler, çeteler, bir yere ait olma duygusu, iyilik ve kötülükler vs. bunun gibi bir sürü şey kitapta o kadar güzel anlatılmış ki kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz. Tabi okurken zaman zaman kendi çocukluk dönemime de gitmedim değil.. Şimdi burda tüm karakterleri teker teker yazıp uzatmayacağım. Norlamde değerlendirmelerim uzun olur bazen ama bu da böyle olsun.. Gerçekten okunması gereken bir kitap ve kitabı bulan herkes bir kez olsun okumalı diye düşünüyorum. Selametle.
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Yapı Kredi Yayınları · 201925,2bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.