"Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
Kitabı eline alır, incelersin. Sayfaları şöyle bir açar koklar, kitabın kokusunu içine çekersin. Ben çok severim mesela kitap kokusunu. Yeni basılmış ya da sararmış bir kitapsa muhteşem bir kokusu olur. Açar bir göz atarsın içine. Olur ya ilk cümle olarak böyle bir cümle çarpar gözüne. Hadi
Bugün radyoterapimin yirmi beşinci, kemoterapimin ise beşinci günü. Bir kaç ay önce boğulurcasına öksürük nöbetleri sonrasında gittiğim dahiliye uzmanı, onkoloji servisine yönlendirdiği zaman anlamıştım bir şeylerin ters gittiğini.
"Akciğer kanserisiniz" dedi doktorum. Üzüldüm, "tahliller, tetkiklerde başka organlara yayılmamış,
YouTube kitap kanalımda bu kitabın da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
Bir kadının 24 saati daha ne kadar derin anlatılabilirdi?
24 saate düşünemeyeceğimiz kadar ruhsal devinim sığdırmayı olağanüstü bir şekilde başarabilen adam bu Zweig. Biz fani insanlar olarak günün yarısını yatmakla
Misafirliğe gittiğiniz evde kitaplık görünce hiç kimseye aldırış etmeden koltuğunuzdan kalkıp kitap kokusunu takip ediyor musunuz? Kıskandığınız oluyor mu? Ya da acaba bu kitabı ödünç istesem ayıp olur mu diye düşünüyor musunuz?
Matematikten nefret ederim. Sayılar hiç ilgimi çekmez. Üzerinde sayı olan bir kitap mı asla dokunmam. Sayılar rakamlar sadece paranın üzerindeyken değerlidir benim için.
Çok satanlarda kapak resmini görünce kesinlikle benlik değildir deyip eledim bu kitabı üzerinde kocaman rakamlar var ne kadarda ürpertici. Kesin matematikten bahsediyordur diye