Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Orada, dışarıda, seni yaşama şansının ne olduğunu kim bilir? Sen, sen diyeceğim, eski bir aşk şarkısı gibi. Sen birden fazla demek olabilir. Sen, binlerce demek olabilir. Yakın bir tehlikede değilim, diyeceğim sana. Beni duyabileceğini farz edeceğim. Ne var ki yararsız bu, duyamayacağını biliyorum.
Bir Parça Delirmek
Haklı ya da haksız olmadan yazmak istiyorum, doğru ya da yanlış da sizin olsun. Söylediğim her şeye bir kulp takılabildiği için çekiniyorum konuşmaktan. Belki yazmak,fakat altına imzamı atamam zaman durmadığı müddetçe. Yürüsem suç,ayağa kalksam suç,konuşsam suç, sussam belki suç. Ne de kaybolmak bir çare. Yalnızca kendimi duyumsamak,hissetmek istiyorum. Bakın işte,tüm bu kalabalık ve hengame içinde kaybolmadım ve ben de insanım, benim de kalbim var;bir bu anlaşılsın istiyorum. Kimseye kırılmayacak kadar korkuyorum,korkağım. Bir hakkım olduğunu serdedemem, korkarım üzerime çullanırlar diye. Korkarım,meramımı açarsam susturmaya çalışırlar diye. Bir çığlık atmak istiyorum o zaman yalnızca, ben ve siz beni duyun,hissedelim varlığımı,fakat ne dediğimi anlamayın ki suçlamayın beni yine. Şikayetçi değilim,başıma gelen her şeyin müsebbibi benim, biliyorum. Ölmeden önce yalnızca, gerçekten bir insanla konuşabilmek ve onda kendimi hissetmek isterdim. Tüm bunlar çok mu karışık? Belki de öyledir,fakat böylesi daha iyi. İnsanlar bilmedikleri değil, anladıklarını sandıklarının düşmanı çünkü. Ben anlaşılır sayılıp düşman kazanmak istemiyorum. Cesaretim yok.
Reklam
Beni de böyle kendini gerçekleştirmiş ve tamamlanmış biri olarak kabul ettin, bu yüzden diğer hepsinden öte sevdin; bunu gayet iyi biliyorum. Hiç kimsenin bakmasını senin kadar iyi bilemediği resimlerimde ve eskizlerimde bütün benliğim mevcutmuş gibi geldi sana hep; oysa aslında, ah, aslında bu bakışının ardında hakikate dokunmuş dahi olmayan eski bir gençlik heyecanı vardı sadece. Ayrıca sen bunda haklıydın. Ve yine de, yine de? O halde niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık, niçin şimdi sen geleceğimize dair çekingen, artık yarı yarıya sönmüş bir umutla ortalıkta dolaşıyorsun ve ben neşeyle tuvalimin başında çalışacağıma niçin burada iki büklüm olmuş, masanın başında iyice eğilmiş oturuyorum ve geçmişime bakmaktan tepeden tırnağa gerilmiş, yazıyorum da yazıyorum? Veya senin kuşkun niye; benim onca istediğim şeyi artık yapamayacağımı, kendimi harcanıp tükenmiş hissederek tüm gücümle ve kendimi vererek sevemeyeceğimi kabullenişim niye?
Ben ne Tanrı’yla konuştum Ne de cenneti ziyaret ettim Yine de tam biliyorum orayı Verilmiş gibi sanki biletim
Uğraşmak istesem her türlü pişman edeceğim mesajlar dolu mesaj kutumda ama Allah'a havale ediyorum çünkü biliyorum böyle mesaj atabilen insanların aklı sakat olabilir dünyada ne yapsak akıllanmayabilir. Kısacası klavyesi olan konuşuyor hiç önemli değil ama unutmayın klavyede yazdıklarınızın da hesabını soracak olan Allah var :)
Bazen kendimden çok fazla şey beklerken buluyorum kendimi. Sen de yapıyorsun bunu biliyorum. Oysa kendin dahil kimsenin senden ne beklediği degil mühim olan. Bence mühim olan ne kadar hissederek yaşadığın, yeryüzündeki bu sınırlı zamanının ne kadar tadını çıkarabildiğin.
Reklam
Dinle Franko, bu sana son ikazım! Görüyorum da tüm nefretin, tüm inançsızlık savaşın, bizleri harap etmek, bizleri yıldırmak için; adamlarıma uyguladığın yıldırma politikan artık çökmez üzere. Onlara, yalnızca kendinde olduğunu zannettiğin silahlar gösteriyor, öldürmekle tehdit ediyorsun, yapma! Bizler, bu zindanın içerisinde hapsolmuş zavallılarız. Ama unutma ki, en büyük zavallı da bu zindan içerisinde, benim. Bu sana bir tehdit olarak sunulmasın; ben bir yetimim, ne ailem var ne de beni sahiplenecek herhangi bir kimse. Dışarıda karanlıklarda volta atan serserilerden tek farkım, eyleme geçmiş olmamda yatar. Öldüğümde benim için kimse üzülmeyecek, kimse benim ne kadar iyi bir adam olduğumu konuşmayacak; bunların hiçbiri beni tedirgin etmiyor. Ufalanan kırağı gibi, parçalanıp gidiyorum zamanla. Bakışlarını kaçırma Franko, sen de biliyorsun ki birçok kez intihara yeltendim. Oturduğun sandalyede kaç kişinin öldüğünü sana gardiyanlar anlatmış olmalı. Her şeyin varlığının nedenini düşün, adamlarımı bir kez daha tehdit etme, bunu yapma Franko. İnsan olmanın değerini, anlamını biliyorum; bana kasvetli, tehditkâr günlerime dönme fırsatı sunma!
“Fakat bir adamın sahip olamayacağı bir kadını istediğinde ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyorum.” “Senin gibi mi?”
Sayfa 104Kitabı okudu
"Barajlar gibidir aşk, bunu biliyorum: Bir zerre suyun sızabileceği bir çatlak bırakırsanız bu su duvarları yavaş yavaş kemirir ve öyle bir an gelir ki akıntının gücünü artık kimse denetleyemez. Duvarlar yıkılacak olursa aşk efendi olarak her şeye el koyar; ne yapabilirim, neyi yapamam, sevdiğim kişiyi yanımda tutabilir miyim, tutamaz mıyım gibi sorular artık boşunadır... Aşık olmak, denetimi elinden kaçırmak demektir."
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Ne başkaları için yaşayabiliyorum, ne kendim için... Başkaları için yaşayabilsem, kendim için de yaşamış olacağımı, mutlanacağımı biliyorum, ama nasıl?..
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Fakat bir adamın sahip olamayacağı bir kadını istediğinde ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyorum.
Sayfa 104 - PukkaKitabı okudu
Ama ben mutlu olmayacağımı da biliyorum. Ne zaman kendimi mutlu gibi hissetsem mutluluğumu bozan sorular geliyor aklıma.
Tatmin olamadım. Biliyorum, hayat tatminlerden ibaret değil ama... Başka başka hayatlar var, bazen başka bir hayat şimdikinden daha iyi görünebiliyor. Bu hayatı yaşamaya devam edersem ileride ne olacak diye düşünmek en katlanılmaz olanı. Hangi hayat olursa olsun sonunda ne olacağını tahmin etmek mümkün değil, biliyorum. Ama yine de yaşama renk katacak şeyler ne kadar fazlaysa o kadar iyiymiş gibi geliyor.
Sayfa 164Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.