Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
5.cilt
1222. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır." Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1, Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33. ... “İnsan, inanmadan nasıl ibadet eder?” diye bir soru akla gelebilir. Doğrudur. Ne var ki, gerçekten inanmadığı halde inanmış görünüp şu veya bu gerekçeyle birtakım güzel işler ve ibadetler yapanların varlığı da bir gerçektir. Öte yandan insan, bir şeyin hak ve doğru olduğuna inanır ve yapar. Fakat ihlâs ve samimiyetle değil, riya, gösteriş, korku, itibar vs. gibi birtakım geçici gerekçelerle yapar. Bu tür davranışlar her ne kadar ibadet ve iyilik gibi görünse de, onları işleyeni maksadına ulaştırıcı nitelik ve kıvama sahip değildir. Daha açık bir ifadeyle bu davranışlar makbul değildir. İşte hadisimiz işin çok önemli olan bu yönüne dikkat çekmekte, ramazan orucunu, onun farziyyetine, faziletine, faydasına yürekten inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek yani tam bir ihlâs ve samimiyetle tutan kimselerin, geçmiş günahlarından arındırılacaklarını müjdelemektedir. Âlimler "geçmiş günahları" ifadesini küçük günahlar diye yorumlamışlardır. Müellifimiz Nevevî'nin belirttiğine göre bazı fakihler, küçük günah bulunmadığı takdirde ramazan orucunun büyük günahları hafifletebileceğini söylemişlerdir.
Reklam
hüzzam
beykoz’da bir balkonda alıngan bir ud buldular ay buluta giriyor yıldızlarla doldu sular ağaçlar mehtabı dağıtıyorlardı unutuldular ölmekle sevmek hiç yakınlaşmamışlardı bu kadar infilâk edebilirler dudak dudağa bir dokunsalar ay buluta giriyor yıldızlarla doldu sular uzak boğaz’daki udun gittikçe hüzzam dalgınlığı gecikmiş duygu depremlerinin usulca kımıldandığı insanların ömürleri boyunca bilmeden yaşadığı en büyük sevgi ölmek midir içlerisıra taşıdığı sevgiliden sevgiliye aktarıp asla anlayamadığı boğucu sevgi kementleri balta gibi tutkular sevenler el koyar sevdiğine kısaca yok olmaktır sevdanda kendini kaybetmek sevdiğinde bulmaktır ne o gerçektir ne sen aşk büyük bir avunmaktır ne kadar görkemliyse o kadar hüsrana uğratır en iyisi bu belâya belki hiç tutulmamaktır o ağır yalnızlardır ki bu sayede kurtuldular
Sayfa 74 - İş Bankası Yay. 10.Baskı, Ocak 2012
hüzzam
beykoz’da bir balkonda alıngan bir ud buldular ay buluta giriyor yıldızlarla doldu sular ağaçlar mehtabı dağıtıyorlardı unutuldular ölmekle sevmek hiç yakınlaşmamışlardı bu kadar infilâk edebilirler dudak dudağa bir dokunsalar ay buluta giriyor yıldızlarla doldu sular uzak boğaz’daki udun gittikçe hüzzam dalgınlığı gecikmiş duygu depremlerinin usulca kımıldandığı insanların ömürleri boyunca bilmeden yaşadığı en büyük sevgi ölmek midir içlerisıra taşıdığı sevgiliden sevgiliye aktarıp asla anlayamadığı boğucu sevgi kementleri balta gibi tutkular sevenler el koyar sevdiğine kısaca yok olmaktır sevdanda kendini kaybetmek sevdiğinde bulmaktır ne o gerçektir ne sen aşk büyük bir avunmaktır ne kadar görkemliyse o kadar hüsrana uğratır en iyisi bu belâya belki hiç tutulmamaktır o ağır yalnızlardır ki bu sayede kurtuldular
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Tarih fikri ve tarih yazımı, ilk bakışta insanın "geçmiş"le, "olmuş bitmiş"le alakalı bir bilgi ve kayıt arayışı, bir tasarımı ve geriye doğru bir teşebbüsü olarak görünse de bu kadarı eksik ve yanıltıcı bir intibadır. Bütün türleriyle tarih faaliyeti geriye doğru giderken de öncelikle insanın bugünü ve geleceğine doğru
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz? _Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
Bu labirentte en büyük güç, gerçektir. Buna bir de inanç eklendiğinde, şekli ne kadar bozulursa bozulsun kolay kolay yıkıllmaz. Fakat her şey de gerçek değildir
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
- geleceğin dünyası günümüzün dünyasından daha büyüleyici veya ilginçtir. - fikirler-yazılı fikirler-özeldir. öykülerimizi ve düşüncelerimizi nesilden nesile aktarmamızın yoludur. - başka kişilerin yüzlerinin insana kendi yüz ifadesini,içini ürperten en gizli düşüncelerini yansıtması ne kadar nadirdir? - mutluluğunu maske gibi takıyordu. -
o ana kadar hiçbirimiz hiç bir şeyi anlayamayacağız ne yazık ki
İnsan olduğu biçimi ile yadsır dünyayı ama ondan sıyrılmaya da yanaşmaz. Gerçekte insanlar dünyaya bağlıdırlar, en büyük çoğunluğu onu bırakmak istemeyenler oluşturur. Hep onu unutmak istemek şöyle dursun, birer garip dünya yurttaşı, kendi yurtlarında birer sürgün olarak, ona tümüyle sahip olamamanın acısını çekerler. Gelip geçici doluluk
Hayır Nastyenka, sizinle benim istediğimiz yaşama özgü o tatlı uyuşukluğu ne yapsın o? O bunun kötü, acınası bir yaşam olduğunu düşünür ve günün birinde o hazin çanın kendisi için de çalacağını, günün birinde bütün o düşlerle dolu yıllarını o acınası yaşamın bir günü için feda edebileceğini aklına bile getirmez; üstelik bunu mutluluğu uğruna, talihi uğruna da yapmayacaktır, kederin, pişmanlığın ve dizginlerinden kurtulmuş acının saati geldiğinde, seçme şansı olmayacaktır. Ama henüz o büyük an gelmemiştir... hiçbir şey arzulamaz, çünkü o an bütün arzuların üzerindedir, çünkü her şey yanı başındadır, çünkü istediği her şeye fazlasıyla sahiptir, çünkü o kendi yaşamının sanatçısıdır ve eserine her an canının istediği süsü ekleyebilir. O masalsı, düşsel dünya da öyle kolay, öyle doğallıkla ortaya çıkar ki! Sanki bütün bunlar serap değil de gerçektir! Cidden bazen bir anlığına da olsa bütün bu yaşamın duygusal kabarışlar, yanılsama, bir algı çarpılması değil, basbayağı gerçek, hakiki, canlı olduğuna inanmaya hazırdır!
Sayfa 24 - Beyaz Geceler
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
735 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.