Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı? Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha; “Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni” diye sevebilecek çıkar mı? “Benzemez kim sana” derken içimizi kim cız ettirecek ki? Ya Zeki Müren gibisi gelir mi bundan sonra? Kim, “Gözümden öpme ayrılıktır derdin. Öpmedim,
Orta yaşlı kadın, evin içinde telaşlı bir haldeydi. Eşyaların yerini değiştiriyor, örtüleri düzeltiyor, arada bir mutfağa gidip pişmekte olan yemeğe bakıyor, tekrar salona dönüyordu. Sokaktan gelen her seste pencereye koşuyor, her duyduğu kapı zilinde de, başkasının zili olduğunu anlayıp üzülüyordu. Başka şehirde iş bulan oğlu, hem uzak yerde
Reklam
Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı. Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım. Hatta Babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi. Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki..... En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Sokakta oynamak diye bir kavram
Karşısında konuşacak birinin bulunmasının, kendi kendine ya da denizle konuşmaktan ne kadar güzel olduğuna kuşku mu vardı? "Seni çok özledim." dedi.
Sayfa 129 - Bilgi
"Şimdi ne zaman bir kelebek görsem, aklıma biraz sen geliyorsun. Yolda yürürken de gülümsersem yanlışlıkla bence senin yüzünden hep. Özledim demeyi özlüyorum bazen. Olur ya. Senin sarılıp öptüğün denizlerde kum olmayı tane tane. Altından geçtiğin köprülerin şarkısı olmayı. Sana sarılırken yorulmayı bazen de. Vaktinde orandan burandan öyle sevmişim ki olaylar gelişmiş demek ki. Olur ya. Şimdi ne zaman bir bulut bir insana çok benzese aklıma biraz sen geliyorsun. Gökten yağıyorsun ya bazen de. Tatlı, kibar, nazende. Ya diyorum. Olur bu..."
Ne kadar özledim, lale tarlalarını Kimse üstüne çullanmazdı İçinde koşuşturuyordu çocuk kalbimiz. Dünyanın mesafesi çok genişti, hayallerimzde Zaman yaşlandı, açgözlülük ve vicdanlar asice büyüdü. Çocuk avuçlarımız genişledi ne dolduruyorsak dolmuyor. En sonunda yok olmaya bir ramak kaldı ve mutsuz bir hayat icat ettik. Şimdi pişmanız , arınmanın sebeplerini uyduruyoruz ama hiç olmayacak bu, bunuda çok iyi biliyoruz. Adımız bir kere insan ya.
Reklam
Kediler kiraya ,faturalara, mutfağa hiçbir katkısı olmayan aksine yük getiren ev arkadaşıdırlar. Çizmedik, dişlemedik eşya bırakmazlar. Nazlıdırlar, kıskançtırlar, bazen canınızdan bezdirirler olmayan dillerindeki istekleriyle. Evinizi ona göre dizayn edersiniz, ev geldiği andan itibaren artık bir şeyi bir yere koyarken önce onu düşünürsünüz. Kırar mı, üstüne düşürür mü, yer mi, takılır boğulur mu vs vs...Yani tam anlamıyla bir ev arkadaşıdır artık ve bazen evi biriyle paylaşmaktan sıkıldığımız o anlar vardır ya hani, o şansınız yoktur artık. Çünkü dilsizdir ama anlamak zorundasınız isteklerini, söylersiniz anlamaz ama bir yolunu bulmak zorundasınız. Size imkansız gibi görünen bir iletişimi nasıl kuracağınızı ve sıfırdan bir dilin nasıl var edileceğini öğretir kediler. Sabrınız genişler, gölse deniz, denizse okyanus olur. Ne kadar yoğun olursanız olun, eğer evde bir kedi varsa eve gitmek zorundasınız. Çünkü ayak seslerinizi duyduğu an miyavlamaya başlayan ve kapıyı açtığınız anda: "Nerde kaldın? Çok özledim seni. " anlamı taşıyan bir ses tonu ve vücut hareketleriyle sizi iyi hissettiren ev arkadaşınız sizi beklemektedir. Kimsenin kimseyi mülk edinmediği, yargılamadığı, baskılamadığı, tamamen çıkarsız sevgiye dayalı bir ilişki mi istiyorsunuz? Ev arkadaşı olarak bir kedi SAHİPLENİN. *Alıntı
1.251 öğeden 1.231 ile 1.245 arasındakiler gösteriliyor.