Haftanın ilk günü yeni kararlar alındı mı bakalım? Meselaa diyete başlayan var mı? Ya da “bugün başlıyorum. Her gün 20 sayfa okumadan başıma yastığa koymayacağım diyen?”
Peki pazartesiyi beklemeye gerek var mıydı? Elbette yoktu ama bize yeni bir vesile lazımdı ve hafta başı en güzel vesileydi.
Peki seni bekleyen kaç tane daha Pazartesi kaldığını biliyor musun? Hadi o zaman gün bugün!
Başla artık ya da bırak! Hayal ederek yeterince mayalandı hamurun bak zamanında fırına koymasan ekşiyecek! O ipi zorla tutmaktan ellerin kesik kesik oldu şimdi bırakmazsan yaraların zor iyileşecek, ellerinde izi kalacak.
Bu Pazartesi değilse, bugün değilse ne zaman hayallerin gerçek olacak? Hangi fırsatı bekliyorsun? Fırsat sensin! Hangi işareti bekliyorsun? İşaretler zihninde. Aradığın cesaretse ise en derinlerinde kapısı çalısın diye tetikte.
Haydi uyan o zaman. Bu pazartesinin adını umut, fırsat, başlangıç, heyecan olarak değiştirmeyi unutmadan.
Günaydın🧚🏻
O yorulmak bilmez hayalgücünün de bir gün yorulacağını, sürekli gerilim içinde olmaktan bitap düşeceğini hissedersin, çünkü büyümekte ve eski ideallerini geride bırakmaktasındır. O idealler de parçalanıp toza toprağa karışır, eğer başka bir yaşamın yoksa yenisini yine bu parçalardan inşa etmek gerekir. Ama tam da o sırada ruhun başka bir şey ister, emreder. Ama hayalperest küle dönmüş eski hayallerinden onu tekrar harlayacak, donmuş yüreğini yepyeni bir ateşle yeniden tutuşturacak, hiç değilse ufak bir kıvılcım bulmak için közleri beyhude didikler durur, tek isteği eskiden onu sevindiren, can veren, kanını kaynatan, gözlerinden yaşları söküp alan ve ihtişamıyla onu aldatan ne varsa yeniden ortaya çıkarabilmektir.
“...Sen kendini, kendine malik zannetme. Çünkü sen kendini idare edemezsin.
Mesela, gayet ağır bir yükü kaldırmak için bir gemiye binsen, gemi de sana ait değilse ve sen de nakliyeci değilsen;
o vakit ne yaparsın?
Yükünü gemiye koyar, rahat edersin.
Yoksa, yükünü sırtına alıp gemide taşımaya kalkarsan, divane olursun.
İşte bunun gibi:
Sen hayat gemisine bindirilmişsin. Tevekkül et.
Kendi vazifeni yap, gerisini Sahibi’ne bırak.
Çünkü o hem Hakîm’dir (hikmet sahibidir), hem Rahîm’dir (merhamet sahibidir).”
Elhamdulillah...