Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
-TURGUT: "Aptal!Uzatma işte. Ne demiş Ziya Paşa.." -SELİM: "Ne mutlu Türküm diyene,demiş" -TURGUT : Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya paşa aynen şöyle demiştir: "Di-rahtı ferganiyiyi.. -SELİM: "Yeter söz milletindir.Söyleyen: Jean François Millet.
Ey insan evladı. ! Ne demiş Namık Kemal Yüksel ki yerin bu yer değildir, Dünya'ya gelmek hüner değildir.
Reklam
Turgut: ''Ne demiş Ziya Paşa...” Selim: “Ne mutlu Türk'üm diyene, demiş.” Turgut: “Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Dî-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser.” Selim: “Yeter söz milletindir. Söyleyen: Jean François Millet.” Turgut: Sanki hiç bir şey olmamış gibi sözlerime devam ediyorum..
Sayfa 73
Biyoloji dersine çalışırken ki bilgi seviyemle aynı..
Ne demiş Ziya Paşa... Selim:" Ne mutlu Türküm diyene demiş." Turgut: "Onu Namık Kemal söylemiştir.
Düşünceler /Öykü
"Her birimizin yalnızca şimdiki zamanda, bu kısacık anda yaşadığını unutma; geri kalan günlerimiz ya çoktan geçip gitmiştir ya da bilinmeyen gelecektedir." Bak bak bak, ne de iddialı konuşuyor, ne de hakikati perçeminden yakalamışcasına emin kendinden. Ah şu filozoflar yok mu! Bir yanlarıyla insan aklının ne muazzam bir şey olduğunu
Ne demiş Namık Kemal: "Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten"
Sayfa 361Kitabı okudu
Reklam
240 syf.
3/10 puan verdi
-“İstanbul’daki imparatorluk elçisi Busbeck, Avrupa’yı her an gerçekleştirebilecek bir Türk fethinden kurtaran tek şeyin İran tehlikesi olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.” diyen Bernard Lewis, aslında bize Osmanlı tarihinde de öğretilen şeylerin yine onların elinden hazırlanmış bir düzenek olarak karşımıza geldiğini söylüyor. -Yani
Hata Neredeydi?
Hata Neredeydi?Bernard Lewis · Oğlak Yayıncılık · 20121,674 okunma
YALAN Ö. - Çok konuşacak, çok palavra sıkacaksın ki, etki yapabilesin. Ne demiş Namık Kemal, at martini debreli, yer gök inlesin. BEŞİR - Ne atayım? YALAN Ö. - Seçmene tutamayacağın vaatlerde bulunacaksın. BEŞİR - Yutarlar mı? YALAN Ö. - Yutmasalar bu kadar senedir bu seçtiklerini seçerler mi?
Sayfa 130Kitabı okudu
Hı hı
Turgut: ... Ne demiş Ziya Paşa...” Selim: “Ne mutlu Türküm diyene, demiş.” Turgut: “Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Dî-rahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser.”
Sayfa 73
Reklam
“Ne demiş Ziya Paşa... Selim: "Ne mutlu Türküm diyene, demiş. Turgut: "Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Di-rahti ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser." Selim: "Yeter söz milletindir.”
Sayfa 73 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Umut yakaladığımız değil, yakalamayı umduğumuz hedeftir. Ancak umuda ulaşamazsanız bile o, sizi hedefe doğru çeker sürekli. Bu çaba sizi hiçbir zaman yormaz. Çünkü onun çekiciliği size yaşamı sevdirir. Yaşamı sevmede insanı mutlu kılar. Ne demiş Namık Kemal: ‘Nereye gittimse umudun peşinden gittim’.
Anonim
Anonim
270 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
YAZIYOR YAZIYOR ÜLKENİN MAKUS TALİHİNİ YAZIYOR
PRANGA Biat, mutluluktur 21 Ocak 2021 Perşembe Fiyatı: 1 lira
100 Soruda Türk Basın Tarihi
100 Soruda Türk Basın TarihiHıfzı Topuz · Gerçek Yayınevi · 197316 okunma
İkindi üstü Ayasofya meydanından geçiyordum. Şadırvan avlusundan bölük bölük çıkan cemâat bende evvelâ bir hâtıra, sonra birçok hayal, daha sonra birçok temenni, birçok ümîd uyandırdı: Namık Kemal Bey merhum birgün arkadaşlarından Nuri Bey'le beraber yine bu meydandan geçiyormuş. Oğle namazını kılarak câmiin muhtelif kapılarından muhtelif semtlere dağılan halkı nazar-ı im'ân ile süzdükten sonra demiş ki: "Nuri! Bu milet ne zaman adam olur bilir misin?" "Hayır." "Ne zaman, bu câmilerden şu dizlikli, poturlu hamallarla, küfecilerle beraber, senin benim gibi yakalıklı, bastonlu beyler çıkarsa." Nuri Bey bu vak'ayı tanıdıklarından birine söylemiş; ben o adamdan duydum. Düşünülürse söz ne kadar doğru, ne kadar mânâlıdır! Kemal Bey merhum bu temmennîsiyle tabiî avâmın ibâdetini istihfaf etmiyor; ancak abdestte, namazda, câmide, cemâatte ne azîm hikmetler, ne ince dakîkalar bulunduğunu kimseden işitip bellemeyen bu zavallıların içinde kendilerini irşâd edecek, uyandıracak adamlar bulunmasını istiyor. Câmiler efkâr-ı milleti tenvîr için ne müsâid yerlerdir! Ağzı düzgün bir zat kürsüye çıkar da Kur'ân nâmina, hadis nâmina hangi hakikati cemâate telkin edemez? İhtirâsâtının bir çoğunu câmi kapısının dışında bırakarak temiz, âsûde bir kalb ile Allah'ın evine giren şu binlerce halktan niçin istifâde etmemeli? Niçin onları cemiyet-i İslâmiye için müfid bir hâle getirmemeli? Yazıklar olsun ki elimizdeki nimetlerden, vâsitalardan istifâde etmenin hiç yolunu bilmiyoruz? Daha doğrusu bilerek bilmeyerek o yolları kâmilen kapıyoruz.? (SM, c. 4. no. 95, 30 Haziran 1910.)
Sayfa 230 - Yazılarından Seçmeler
149 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.