GÖLGELERİN İÇİNDEKİ SESSİZLİK
‘’Sanırım, onlar geri döndü.’’ ‘’Onlar da kim?’’ diye sordu. Berkant. ‘’Bana kalırsa, neden bahsettiğimi gayet iyi anladığını düşünüyorum. Şeytani varlıklar, İfritler veyahut adları her neyse işte!’’ diye yanıtladı. Burcu. ‘’Pekâlâ, o evde son derece korkunç geceler geçirdik. Ama artık bunların hepsi geride kaldı ve bunları unutmalıyız. Daha önce de söylediğim gibi uykusuz bir gece geçirdim ve akıl hastanesindeki ortam beni çok tedirgin etti. Bu yüzden bir an halüsinasyonlar gördüm, hepsi bu!’’ dedi. Berkant. ‘’Umarım öyledir. Berkant, hatırlıyor musun bilmiyorum ama daha önce benim sezgilerimi dikkate alacağını söylemiştin. Lütfen dikkatli ol!’’ diye karşılık verdi. Burcu. Solgun yüzündeki tedirgin dolu bakışlarıyla! ‘’Elbette, hatırlıyorum.’’ dedi. Berkant. Tüm ciddiyetiyle! Daha sonra Berkant’ın yüz ifadesi değişip tatlı tatlı gülümseyince Burcu, ‘’Ne oldu? Neden karşımda böyle sırıtıyorsun?’’ diye sordu. Merakla! ‘’Dikkatli ol diyorsun ama gerçekten beni ziyarete gelirlerse ne yapabilirim ki, beyzbol sopasının üzerine kutsal su döküp evin etrafındaki iblisleri mi kovalayacağım?’’ diye yanıtladı. Kahkaha atarak. Berkant.
Sayfa 186 - Hastane bahçesindeki diyaloglar...
- İkna etmeye çalıştıklarına ne diyorsun?" - İnsana el verecek bir mürşit olmadan imanın bir hiç olduğunu. "La ilahe illallah, Allah'tan başka tapacak ilah yoktur" dedikten sonra hemen ekleriz: "Muhammed de O'nun Resulüdür." Niye? Çünkü kaynağı, yani bize böyle bir hakikati öğreten kişinin adını zikretmediğimiz sürece, tek bir Allah olduğunu beyan etmenin hiçbir anlamı kalmaz. Ama bu adam, bu Resul, bu Peygamber öleli çok oldu, onun gerçekten var olduğunu ve bize nakledildiği gibi konuştuğunu nereden bileceğiz? Ben de senin gibi Eflatun'u ve Aristo'yu okudum, bana delil lazım.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
#yusuf
-Biliyorum sevmiyorsun! Ama neden seviyormuş gibi baktın? +kandırdım seni, herkesin seni sevgisiyle aldatığı gibi! -Peki ya neden, Bunu hak edecek ne yaptım? +senin nefes alışın bile insanı huzursuz ederken, hala mı ne yaptım diyorsun? -bu kadar gaddar olmayı kim istedi sizden? Ama özür dilerim hala seviyorum seni.
Ama gelecek, mutlaka, ruh taşlaşmadıysa eğer, her günahın gömüldüğü derinlikten çıkacağı bir an gelir. . Bu yüzden ev neşesiz, tatsız, bunaltıcıydı ama havasında bu bunaltıya uymayan, şaşırtıcı bir yaşama inadı vardı. Mürşit bu inadı fazla ısrarlı, hatta gereksiz buluyordu. Gerçi yaşamayıp ne yapılacağını da bilmiyordu, bunu pek düşünmek
AYŞEGÜL Seni görmem lazım. POYRAZ Sen ne diyorsun Ayşegül. Benim seni komple içime çekmem lazım.
--"cras te victurum, cras dicis, Posthume, semper; dic mihi, cras istud Posthume, quando venit?" --"hep yarın yaşayacağım diyorsun, Posthumus, hep yarın; peki, söylesene bana, Posthumus, ne vakit gelecek şu yarın?"
Reklam
Umarım buna ihtiyacımız olmazdı elbette, umarım benim çocuğumun hayatı hep günlük güneşlik olur ve attığı adımlar ilerlediği yollar çiçeklerle bezenmiş olur. Ama hayat işte. Karşımıza ne çıkaracağını asla bilemiyoruz. Tamam diyorsun, bu sefer başardım veya bir düzlüğe çıktığını zannediyorsun ama yolun ilerisinde seni ne karşılayacağını asla bilemiyorsun..
İkinci adam yayınlarıKitabı okudu
"Ne diyorsun sen! Benim bir göz ağrım var zaten. Ne sanıyorsun sen!" dedi ve iç cebinden mahzun bir kız resmi çıkardı. Resmi öpüp yüzüne gözüne sürüyor ve gözleri dolu dolu oluyordu. Dokunsan ağlayacaktı sanki.
"Git diyorsun Nereye gideyim? Ümitlerim ne olacak? Bunca şiirleri kim söyleyecek sana? Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini?" Ümit Yaşar Oğuzcan
Tarikattan maksad; itikatta yakîn (şüphesizlik), ibadette yusu (kolaylık) hâsıl eder. Evvelce namaza durduğun vakit ağır geliyordu, bu ne kadar ağır diyordun. Sonra devam ede ede o çetinlik kolaylığa dönüyor. Bu defa da bu namaz bіtmese, ibadet bitmese diyorsun. Tarikat insana bunu kazandırır ve kalpte sevgi hasıl oluyor. Yoksa Mevla ile insan arasında hiç bir alaka yoktur. Lakin zikrullah'a devam ettikçe kalp de Allaha karşı alaka ve münasebet hasıl oluyor. Alaka ve münasebet arttıkça kalpte sevgi de artıyor. Sevgi kalbi kapladığı vakit fenafillah olur. Tembellikle bir yere gidilmez. Tembellik çok var. Sohbet ettiğimiz vakit bu tembellik gidiyor sonra yavaş yavaş yine topluyor. -Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Reklam
"Benim derdim bunlar değil. Abi hadi annem babam, onlardan evvelkiler bir şeylere yaşarken inanmış, şimdi bu onların nostaljisi ama yetmişlerdeki fraksiyonların fikrinin, jargonunun doksanlarda doğmuş insanların ağzında ne işi var? Her ders bunlar... 'Kaliteli tartışma,' diyorsun da ben burayı böyle hayal etmemiştim cidden."
Sayfa 17 - Giriş, Hayalin turkuaz denizlerindeKitabı okudu
"İnsan bir başka insanın neden öyle yaptığını, neden öyle söylediğini çok sonra anlar. Anladığı an da anlamadığı anda vermiş ya da vermemiş olduğu tepkiler için pişmanlık duyar. Bunları belki eksik belki abartılı bulur... Lakin artık yapacak bir şey de yoktur. O ânı zihninde yeniden yaşarken söyler ne diyecekse. Yani, aynı anda bir arada olabilmenin tek yolu hayal etmektir bence." "Nasıl?" diye sordu Hasan. Alper hemen hemen aynı düşünceyi hemen hemen aynı sözlerle tekrar etti. "Eyvallah!" dedi Hasan pek bir şey anlamasa da. "Benim derdim bunlar değil. Abi hadi annem babam, onlardan evvelkiler bir şeylere yaşarken inanmış, şimdi bu onların nostaljisi ama yetmişlerdeki fraksiyonların fikrinin, jargonunun doksanlarda doğmuş insanların ağzında ne işi var? Her ders bunlar... 'Kaliteli tartışma,' diyorsun da ben burayı böyle hayal etmemiştim cidden."
Sayfa 17 - Giriş, Hayalin turkuaz denizlerindeKitabı okudu
Biz ne olacağız diyorsun ya Arzu, ten, haz, günah, tanrı... Bir gün olmayacağız Hepsi bu.
O vakit bir güzele ne gerek vardır ? Diyorsun. Oysa aşk için maşuk gerekir. Aşk tektir, evet,aşık dertli bir kuş gibidir; lakin tek kanatla uçulmaz ki ! Diğer kanadıdır sevgili, aşığın. Onu alır da asıl aşka ,yani Allah'a ulaştırır. O yolda sana yaren olur bir güzel dilber,bir yiğit dediğin. Yoldaşından vazgecmezsin zira seni aşka ulaştırır. Yol aşka gidiyorsa yolda kimle eglestigin çok mu derttir ki ? Mana o ki aşka gidesin tek kanatla uçulmaz da tek gönülle aşk mı olur Demek o ki başlangıcı olmayandan sonu olmayana ucmaktir aşk.
Evet Sherlock seyirciler tarafından en gözde ve hep seçilen sendin. Watson pek gorunmezdi belki. Ama biraz da Sherlock analizi yapalım. Şimdi bu Sherlock her karşılaştığı olayı yaşadığı olayı bir öncesiyle bagdastirarak ilerlemekte biraz sıkıntı yaşıyor. Karşısındaki kişiye hep ayni ve yanlış yöntemle yaklaşıyor. Sherlock bir tercih yaptı. Yolda
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.