Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
💚🍀☕ hani hep ''konuşmaya çok ihtiyacım'' var diyoruz ya, aslında konuşmaya değil birine ihtiyacımız var. belki yanında sadece susabileceğimiz biri, belki omzuna yaslanıp öylece duracağımız biri, belki aynı şarkıyı aynı anda dinleceğimiz biri. en çok böyle biri olmalı. ne sevgili ne arkadaş. benim hiç kaybetmekten korkmadığım biri olmalı yanımda... eğer ki olmak istemiyorsada fazla ısrar etmeyeceksin! elinden geleni hakkıyla yapıp, bekleyeceksin... inat iyidir ama kıvamında... . . . 📷 ben yokken; çiçeklerim açmış, solmuş, kurumuş... gelir gelmez onların bakımını yaptım ve onlarla konuştum...dertleştim...ağladım... güldüm... "bizi kaybetmekten korkma, sen gitsen de biz dallarımız yapraklarımız kuruyup dökülse bile, köklerimizle seni bekliyor olacağız" dediler... anladım ki nankörlük yalnızca insana has bişey...
"Dünya ne ki sevgilim, benim sana yaptığım kubbe yanında? Düşsün, olsun, bırak, içinde yıldızlar patlıyor. Kolaydır inanmak kadar inanmamak da. İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda. Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni Yoluna baş koymak diyoruz Biz barbarlar buna." *BİRHAN KESKİN
Reklam
“Ve yine bilmeli insan: Bilmenin iki metodu ilim ve irfanın insanı şerre dua etmekten uyandırdığını… “İnceldiği yerden kopsun” diyoruz meselâ, inceldiği yer kopmaması gereken nokta ise ne olacak? O yüzden inceldiği yerden kopsun demek yerine kopması gereken yerden incelsin demek daha hayırlı sonuçlar getirebilir.” |
Oldi
Oldi
nedametdergisi.com/2024/04/05/dili...
Biz zaten elalemin toprağını işgal etmişiz, kılıç zoruyla oralara egemen olmuşuz, şimdi kaybettik diyoruz ama zaten hak sahibi de­ğiliz ki. Ne dilimiz aynı, ne dinimiz.
Sayfa 300 - İnkılâp - Pdf
Her ne kadar bu yıldızları, kendilerinden yayılan ışık bize ulaşmadığı için göremiyor olsak da kütleçekimsel çekimlerini hissetmeye devam ederiz. Bu tür nesnelere artık kara delikler diyoruz, zira oldukları şey tam olarak bu: uzayda kara boşluklar.
Yüzyıllardır her şey bize öğretmenlerimiz, yetkililerimiz, kitaplarımız, evliyalarımız tarafından hazır lokma olarak sunuluyor. "Bana her şeyi anlat - dağların, tepelerin ve dünyanın ardında ne var?" diyoruz ve onların tanımlamaları bizi tatmin ediyor, bu da demek oluyor ki kelimelere dayalı bir yaşam sürüyoruz ve hayatımız sığ ve boş. Biz ikinci el insanlarız. Hayatımızı bize anlatılanlarla devam ettirdik; ya heveslerimizin ve eğilimlerimizin gösterdiği yönde gittik ya da olaylar ve çevre tarafından dayatılanları kabul etmek zorunda bırakıldık. Bin bir çeşit tesirin ürünüyüz ve içimizde yeni bir şey yok, kendi başımıza keşfettiğimiz hiçbir şey yok, özgün, bozulmamış, lekesiz herhangi bir şey.
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
OKUYUN, OKUTUN!!!
Gözyaşı Mührü. Mükemmel bir keşifle sizlerleyim. Yine çok güzel bir fantastik kitap bulduğum için çok mutluyum. Ve bu kitabın yazarı bir Türk. Bunun mutluluğunu cidden anlatamam. Olay örgüsü ince ince işlenmiş, maceralarımız asla bitmiyor. 430 sayfayı soluksuz okudum desem yeridir. Hikayemiz bir dağın derinliklerinde bulunan Yeraltı Şehri’nde
Gözyaşı Mührü
Gözyaşı MührüAhmet Tokdemir · Duvar Yayınları · 20232 okunma
Alıntılar:
"Güzellik istemek budalalıktır. Aklı başında kimseler bunu ne kendileri için isterler, ne de başkalarında olmasına aldırış ederler. Kafa iyi geliştirilmişse, kalp de iyi huylar edinmişse, hiç kimsedış görünüşe aldırmaz. Bizim çocukluğumuzda öğretmenler böyle söylerlerdi; biz de günümüzün çocuklarına böyle diyoruz. Hiç kuşkusuz pek yerinde, gerekli bir düşünce, ama böyle düşünceleri gerçek deneyimler destekliyor mu acaba?" s.150 - Agnes Grey "Ne var ki, isteklerimiz kav gibidir: Olayların çakmağı boyuna alev saçar; bunlar da, isteklerimizin kavları üzerine düşmezlerse sönüp gidiverirler; düşerlerse umutlarımızın alevi bir anda parlar." s.170 - Agnes Grey
Hakimiyet, bilâ kaydü şart milletindir. Mutlu bayramlar.
Yaşadığımız günlere şöyle bir bakınca ah diyoruz: "Ne güzeldi çocukluk, uçarı, sorumsuz..."Göz açıp kapayıncaya kadar geçti kıymetini bilemedik. Halbuki şiirde çok doğru söylüyordu şair: "Çıkamaz çocukluğundan dışarı kimse Oynamamız bundandır toprakla binlerce yıl Bundandır sevmemiz kiraz ağaçlarını Kardeşliğimiz bundandır mavi sularla binlerce yıl." Çıkmayalım çocukluktan ne olur? Çocukluğa iyi bakın.. Var olun, vatanda var olsun.
Adını ne koydunuz? ... Merhumu nasıl bilirdiniz? Bu iki sorunun arasında ki üç noktanın adınada hayat diyoruz...
Reklam
Şimdi Lacan ne diyor? "Sevmek, var olmayan birine sahip olmadıklarını vermektir" Biz ne diyoruz? "Yüz verdik eşeğe, alnımıza değdi daşşağı" 🤣🤣🤣
Aynaya bakmak,ne garip...Aynaya değil,kendimize bakıyoruz aslında ama hiçbirimiz,"Kendime baktım," demiyoruz."Aynaya baktım," diyoruz.Sanki bize bizi gösteren her şey bizden daha önemliymiş gibi.
Oysa biz gerektiğinde bile emirlere isteyerek uymuyor, ağlayarak ve sızlanarak yaşadıklarımızA katlanıyor ve bunlara da "koşullar" diyoruz. Hangi koşullardan bahsediyorsun? Eğer etrafındaki seylere koşullar adını veriyorsan , doğan her canlının ölmesi ne gibi zorluktur?
Sayfa 83 - Fol Kitap
“NEY” diye bir soru sözcüğümüz yok, “ne?” diyoruz. Ney, Türk müziğinde yer alan, kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan yapılmış, üflemeli bir çalgıdır. S.Ç
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.