Seçme şansları olsaydı yalancılar genellikle gizlemeyi, yanlış bilgilendirmeye tercih ederlerdi. Çünkü pek çok avantajı vardır. Bunlardan sadece biri, gizlemenin yanlış bilgilendirmeden daha kolay olmasıdır.
Birinin görünüş itibariyle etrafa yanlış bir izlenim vermesi her zaman yalan söyleyeceği anlamına gelmez. Bir peygamber devesinin yaprağa benzemek için kamuflaj yapması, alnı yüksek olan bir insanın daha zeki izlenimini vermesinden farklı değildir ve yalan olarak görülemez.
Öğretmen, öğrenci; doktor, hasta; karı koca; şahit, jüri; avukat, müvekkil; satıcı ve müşteri, hatta arkadaşlar arasında bile ("bana söylemez" dediğiniz en yakın arkadaşlarınız dahil) yalan söylenir.
Hissedilen bir duygu, yalancı için iki misli problem anlamına gelir sadece bu duyguların kendini belli etmesi değil, aynı anda duymuş olduğu vicdan azabı yalancının hatalar yapmasına sebep olur ve böylece yakayı ele verir.
Aldatmaların çoğunda kurban, yalancının yaptığı hatalan önemsemez; belirsiz bir tavır sergilemesi yalanı fark ettiğinin en iyi göstergesidir. Yalanın ortaya çıkması gibi korkunç bir durumla karşılaşmamak için karşılıklı anlaşmışlar gibi yalancıya yardım eder.
Aldatan ve aldatılan kişinin hataları sürdürmede ısrarlı oluşlarında bir menfaat ilişkisi vardır. İkisi de yapılan anlaşmanın ihlal edilmediği yalanını saklama ihtiyacı hissetmektedir.
(Aldatılan kişinin menfaati ne derseniz: mesela eşi tarafından aldatılan kişi toplum tarafından boynuz damgası yememek için saklama gereği duyar)
Eğer yalanın dürüstlük gibi sadece tek bir yüzü olsaydı, daha iyi bir durumda olurduk. Böylece yalancının söylediği şeyin tam aksini doğru olarak kabul ederdik. Fakat dürüstlüğün tersinin yüz binlerce şekli ve sınırsız bir alanı vardır.
- Montaigne, Denemeler
Mona Lisa tablosunu bu kadar sıra dışı yapan sebeplerden biri de Leonardo'nun, yüzü bir tarafa dönük olduğu halde, ilgi duyduğu objeye çift taraflı bakış atan Mona Lisa'nın, böyle çapkın bir gülümseyiş sırasında yakalanışını resimlemesidir.