Çok ağlayanlar gördüm. Ve çok gülenler. Her uğurlamayı bir şölene dönüştürenleri bilirim. Ya da bir trajediye... Ağlayanların ve gülenlerin ne demek istediğini bilirsiniz. Ama ikisinin arasında kalıp susanları asla çözemezsiniz. Gülmeye kendini zorunlu hissedenler vardır, rol yapanlar. Onları bilirsiniz. Ağlayanlar vardır, sahte gözyaşları dökenler. Onları da bilirsiniz. Bir tek susanları ve tepki vermeyenleri çözemezsiniz. Gerçek mi ya da tehlikeli mi olduğunu düşünürsünüz.
Kendinizi çirkin bulduğunuzu hayal edin. Ömrünüz boyunca buna inandığınızı düşünün. Hatta birkaç defa bunu çevrenizdeki insanlar da onayladı, hatta dile getirenler bile oldu. Şimdi farz edin ki bekarsınız ve sosyal bir ortamdasınız. Belki bir iş partisinde, belki bir doğum gününde. Çok etkileyici biri içeriye giriyor ve size baktığını fark ediyorsunuz. Sonra size doğru yürüyor. Yanınıza geliyor ve sizinle konuşmaya başlıyor.Tepkiniz ne olur? Unutmayın, kalbinizin derinliklerinde çirkin olduğunuza dair bir inanç var. Ne hissedersiniz? Ne düşünürsünüz? Bu kişinin sizden etkilendiğini mi? Bunun bir şaka olduğunu mu? Bu kişinin başka bir niyetinin olduğunu ve sizden bir şey istediğini mi? Size sadece arkadaşlık kurmak için yanaştığını mı? İçeriye çok çekici başka bir kadın veya erkek girdiğinde size duyduğu ilginin anında biteceğini mi?