* * *
Yûsuf güçlüydü bu yüzden. Bir mazlumun âhının gök kubbeyi sarsacağı bilgisiyle. Devranın gün gelip de döneceğinin haberiyle. Ne var ki zerre kadar şer ne var ki zerre kadar hayr, bir gün şaşmaz bir terazide tartılacağının emniyetiyle.
Sustu Yûsuf.
Sustu.
Teslimdi. Mazlumdu.
Teslimiyetiyle vardı. Sunmasıyla haykırdı. Tahammülü ile baş kaldırdı.