Kitap, kaçış yolunun kesilmesidir. Öğrencinin hangi yoldan gi­deceğini bilmeyiz. Ama nereden çıkamayacağını biliriz özgür­lüğünün icrasından. Ayrıca hocanın başka bir yerde duramayacağını biliriz, sadece kapıda durabilir. Öğrencinin her şeyi kendi başına görmesi, sürekli karşılaştırması ve hep şu üç soruya cevap vermesi gerekir: Ne görüyorsun? Ne düşünüyorsun? Ne yapıyorsun? Sorular sonsuza dek böyle uzayıp gider.
Allahım işte görüyorsun bunları, eyübün sabrı nedir, rızanın fazladan şeftalisi ne? Bilmiyor. Bilmiyor nedendir zeynebin yakarısı. Ben ki sana bunca platoniğim ama canıma yetti artık Yalla bak biz mi düşeceğiz hep iskelelerden Başlarına yık şunların bu metropolleri.
Sayfa 26 - Metis Yay. İlk Basım: Şubat 2016
Reklam
Ne diyeyim allahım ben sana biraz platoniğimdir biliyorsun. Ben bu şüpheyi sırtıma yük edindim, öyle yürüdüm, gocunmam da yükümden beni bilirsin. Ama bunlar çok iştahlı allahım ve görüyorsun nasıl da dünyevi. Bunlarmış senin kulların öyle diyorlar biz de kürenin üveyi. Öyle mi? Oysa allahım bilirsin ben en çok yeryüzünü, ve başımı yatırınca toprağa, gökteki yıldızları da, işte öyle allahım bilirsin çok güzel yapmıştın bu yeryüzünü. Bizim köydeki gibi. Allahım bunlar tokileri seviyor, betonları, hızlı trenleri. Oysa ne acelemiz var, ben ki bunca agnostiğim yine de biliyorum ordaysan nasılsa geleceğiz yanına geri.
Sayfa 25 - Metis Yay. İlk Basım: Şubat 2016
"İki insan arasındaki kötülük sadece birinden mi çıkar? Kötülük iki taraflıdır. Onun yaptığı kötülüğü görüyorsun ama kendininkine gözlerin kapalı. Sadece o kötü olsa, sen hep iyi olsaydın ortada kin olmazdı."
Onu da bir gece yalnızken, yine yıldızımı izliyorken semada gördüm. Başı gövdesine bitişikti, alnından bir ışık vuruyordu. Onu ilkin bir yıldız sandım. Sonra yanıp sönmediğini gördüm. Sonra, sürekli ışıdığına göre bu benim gibi ne cenneti, ne cehennemi umursayan bir yiğit, diye düşündüm. Sonra yaklaşmaya başladı. Yakınlaştıkça çehresi belirginleşiyordu. Bir arşın kadar yaklaştı ve bana gülümseyerek, "Gözünü semaya dikmiş, işin aslını anlamaya çalışan, kederi ve ıstırabı bir yana fırlatıp atmış olan bu çılgın da kim?" diye sordu. Ona, "Feleğin oyuncağıyız." dedim. "O hâlde," dedi, "her soluğu keyif çatarak geçirmeli." "Bak," dedi bana gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmaksızın, "gündüz masmavi olan göğü şimdi kapkara görüyorsun." "Oysa aynı gözlerle bakıyorsun ona." "Çaban boşa çıkmasın istiyorsan, göğü gece gündüz aynı aydınlıkta görebilecek gözler edin."
Cüneyd
bakanlar bana gövdemi görürler ben başka yerdeyim gömenler beni gövdemi gömerler Ben başka yerdeyim aç cübbeni cüneyd ne görüyorsun? görünmeyeni cüneyd nerede cüneyd ne oldu bana sana olan ona da oldu kendi cübbesi altında cüneyd yok oldu 🍂
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.