Artık mücadeleden yorgun, endişelere aşırı derecede kapılmış, her şeyi bırakmak, hepsinin içinde hüngür hüngür ağlayarak "Lâkin hâlime bakınız!" demek gereksinimleriyle azap çekiyordu. "Beni mutlu ve rahat görüyorsunuz değil mi? Ancak bakınız işte ağlıyorum... Demek ki ne mutlu, ne rahatmışım, ooh, rahat değilim! Hiç hem hiç değilim... Mutluluk nerede!"
Sayfa 119 - İskele