Sene 2009. T.Ü Kimya bölümünden mezun olacak 65 kişiden biriyim. Dışarıda türbanlı, üniversitede başı açık bir insan olarak dört yılımı geçirdiğim fakültenin Organik Kimya dersinde sıradan bir gün. M.isimli hocamız hışımla içeriye girdi ve kürsüsüne çıktı. Onun için derse başlamadan bir tur geyik yapmak ders adına motivasyon aracıydı. O gün hiç
Teşhir kültürü bütün ülkede bir epidemi, bir salgın hastalık halinde kol geziyor. Gösterecek güzel 'organları' olmayanlar da acılarını, yoksulluklarını ve çaresizliklerini teşhir ederek şöhret oluyorlar.
Uzun bir süredir inceleme yazmıyordum. Fakat incelenmeye değer bir kitap bulduysam yazmadan olmaz diye düşündüm. Öncelikle Mücahit Hoca ve ekibine teşekkürlerimi sunuyorum. Hacim olarak ince olsa da, tamamıyla profesyonel, bilimsel, istatiksel verilere göre hazırlanmış bir kitap olmuş. Değinilen konular günümüzün kanayan yarası maalesef ki.
Sınırları aşmak kitabında bir çok düşünce sınırlarımı zorladım. Kitab bir çok felsefi ve psikolojik ve biyolojik sınırların ve sorunlara dem vurmakta. Özellikle akış bölümü çok hoşuma gitti. Akıntıyla beraber gitmek, Akıntıda yüzmekte günlük hayatta bir çok şeyde ugulamaya çalışmalıyız. Başarılı, sınırları aşmış olarak gördüğümüz insanların aslında akış halini geçmelerinin getirdiğini bir sonuç olduğunu çıkardım diyebilirim.
Peki bu akış Nedir? Zorluk düzeyi ve beceri düzeyi yüksek olan olanlarda optimum sonuç alabilmek bunun için uygulanması gereken 8 tane olmassa olmaz özellikten geçiyor. Onları size bırakıyorum okumanız için.
İnsanın tanımına dair Sinan hocamız çok anlaşılır bir tanım yapmış. Özellikle inanç ve görüşlerin gerçekliği ve çeşitliliğine güzel bir bakış açısı verilmiş. İnsanın ne koşulda olsun bir şeye inanması gerektiği, bu insan neden ateist veya bu insan neden dindar demeden önce bir kez daha düşündürüyor. İnançların bizim için ne kadar önemli olduğu ve beynimizin bu şu cu, bu böyleymiş diye insanlara neden yafta taktığı ve bunun neden bir gereksinim olduğunu güzelce açıklamış.
Ben'i genişletmek diye bir kavramla tanıştım kitapla burda kendinizle bir iç konuşma yapıyorsunuz adeta çok güzel itiraflar bu bölümde.
Zorlanmayı bekleyen sınırlar başlığında; çok şey dile getiriyor, İbni Haldunun "Coğrafya kaderdir" sözünü Sinan hocam güzelce yorumlamış. Daha neler neler var.
Sinan Canan ve Açık Beyin ekibine teşekkür ediyoruz biz okuyucuları böyle bir kitapla buluşturduğu için. Öğrenmeyi, sorgulamayı ve hayret etmeyi sevenler okumalı.
Mehmed Zahid Kotku hocamız bu kitap ile bizlere zikrin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu 37 madde ile açıklamış. İnsanı sıkmadan, sohbet havası tadında anlatmış her zamanki gibi.
Biz zikir diyip geçiyoruz oysaki bir müslüman için Allah adını dilden düşürmemek ne kadar önemliymiş. O yıpranan, paslanmış kalbimizi temizlemek, Allah'a yakınlaşmak ve onu unutmamak, onun da bizi unutmaması için zikre devam etmeliyiz. Allah dilimizden zikri eksik etmesin İnşallah.
Kitapta en çok beğendiğim kısımlar:
"Zikir Allah'ı zikreden kulun zikrine sebep olur. Sen Allah diyorsun, Allah Teâlâ'nın seni anmasına vesile oluyorsun. << An ki anayım, beni hatırla ki ben de seni hatırlayayım >>
"İnsan, gönlü ne isterse öyle yaparsa o kalbe pas getirir. Cilası da istiğfar ve zikrullahtır.
"Allah dedikçe, Allah Teâlâ da o sevgiyi senin içine atar. Artık gayri ihtiyari onu sevmek mecburiyetinde kalırsın." (Ne güzel bir mecburiyet değil mi?)
"Kul Allah'ı genişlik ve rahatlık zamanlarında zikrederse sonra ona bir darlık ve sıkıntı geldiğinde Allah'a yalvarmaya başladığı zaman melekler de ona yardımcı olurlar."
"Hiç kimse kusura bakmasın, eski tarihimizle övünürüz, hakkımızdır."
Sayfa 20
Selamlar dostlarım. Bugün inceleme yapacağım kitap.
İlber Ortaylı'dan (Türklerin Tarihi)
2021 yılını daha çok klasik ve tarihe ayırdım. Tarihim hakkında daha fazla bilgim olmasını gerektiğini düşünüyorum. Tarihini bilmeyen bir gençlik düşünülemez.
Ecdad
Bir İnkılaptır Namaz kitabından sonra en sevdiğim kitap oldu şimdilik, bakalım daha güzelleri denk gelecek mi..
İçeriği öylesine güzel ki alıntı yapmaya
Bitireli baya oldu ama inceleme paylaşmak pek içimden gelmedi bu kitap için. Klasiklerin içerisinde günümüz dünyasından bakınca oldukça saçma gelecek kitaplar mevcut, bu da onlardan biri malesef.
Ovidius kendince aşka çok önem verdiğinden olsa gerek gençlere aşk hakkında tavsiyeler vermek ve yol göstericilik yapmak istemiş, lakin aşktan anladığı
Din Nedir?
Neredeyse çoğu insanın üzerinde durduğu bir konu. Benimde aklımı oldukça meşgul eden bir konu. Sorguluyorum, sorgulamaya devam ediyorum. İnanıyorum, inancım var. Lakin aklımın kabullenemediği konularda var. Böyle kitaplar o yüzden ilgimi çekiyor. Tolstoy’un yeri bende ayrı zaten. Klasikleri seviyorum ama Tolstoy’u daha bir ayrı