Büyük beklenti ve heyecanla aldığım bir kitaptı ama çokta sevmedim. Belki de sebebi Dex’in amatör çevirisi ve berbat edisyonu olabilir. Şöyle ki, diyaloglar arasında satır bırakılmadan aynı paragraf içinde peş peşe karakterlerin diyaloglarını okudum. Diyalogların arasında herhangi bir betimleme de olmadığı için hangisi ne söyledi hep birbirine karıştı. Ayrıca noktalamalarda da sıkıntılar vardı mesela, diyalog başında tırnak işareti koyulmuş ama diyalog bitmiş gitmiş hala tırnağı kapatmamışlar, diyalog devam ediyor sanıp saf gibi anlamaya çalışıyorum. Bu problemler kitabın sadece ufak tefek kısımlarında değil baştan sona karşılaştığım bir durumdu. Belki de bunun gibi sorunlardan dolayı kitap beni sarıp içine çekmedi.
Tüm bunların yanında ilk 200 sayfayı okumak gerçekten çok zordu. ‘’Bakire’’, ‘’Yükselmiş’’ gibi kavramlar kitabı alırken çok ilgimi çekmişti, bambaşka bir kurgu okuyacağımı düşünmüştüm. Bu yüzden kitabın yarısına kadar motivasyonumu yüksek tutmaya çalışarak okudum. Ama bence kurgu da kuvvetli değildi.
Olaylar bazen çok yavaş bazen de çok hızlı gelişti. Olayın altyapısını oluşturmadan kendimi pat diye olayın içinde buldum. Ana karakterler ile bir bağ kuramadım. Yazarın kalemiyle mi alakalıydı yoksa edisyonla mı alakalı bir sıkıntı mı var bilmiyorum ama güzel olduğunu iddia edemeyeceğim. Ortalama bir kitaptı. Ne iyi ne kötü tam anlamıyla vasat…
Tüm seriyi almış bulunmamdan dolayı ikinci kitaba da şans vereceğim umarım ikinci kitap daha çok ilgimi çeker ve seriyi tamamlayabilirim.