Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan,
Ve güzel gecelerim masallarla dopdolu.
Her şey, her şey güzeldi, gözyaşı, dünya, zaman,
Böğürtlen topladığım ıssız, tozlu köy yolu,
Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan.
Ufacık korumuzda dolaşırdım korkuyla,
Ve Allahı arardım serçe yuvalarında,
Bulamayınca dua yollardım akan suyla,
Göğü bulutlar saran bahar havalarında,
Dolaşırdım ufacık korumuzda korkuyla.
Seyrederdim göklerde her gün büyüyen ayı.
Ve kale duvarından yıkık mezarlıkları,
Bana korkunç bir devi hatırlatan kayayı.
Ve annemin taktığı mavi nazarlıkları,
Seyrederdim göklerde her gün büyüyen ayı.
Odanın ortasında yanan petrol lâmbası,
Ve bazan şimşeklerle aydınlanan geceler.
Bacamızın üstünde duran leylek yuvası,
Ne güzeldi ne güzel masallar, bilmeceler.
Odanın ortasında yanan petrol lâmbası.
Neş'elerim geride kaldı eski günlerde,
Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan,
O doğduğum diyarda, o kuru ıssız yerde,
Petrol değil masaldı lâmbalarında yanan
Neş'elerim geride kaldı eski günlerde...
11. İnsan, hakkında hayırlı olacak şeyler için dua ettiği gibi şer olacak şeyler için de dua eder. Çünkü insan, çok acelecidir.
İnsanın bu zaafiyetini Enes (r.a.)'ın anlattığı şu hâdise ne güzel açıklamaktadır:
"Rasûlullah (s.a.v.) son derece zayıflamış bir hastayı ziyâret etti ve:
«-Allah'a bir şey için dua ediyor veya O'ndan bir şey istiyor muydun?» diye sordu. Hasta şöyle cevap verdi:
«-Evet. Allahım! Bana âhirette vereceğin cezayı bu dünyada hemen peşin olarak ver, diye dua ediyordum.» Allah Rasûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu:
-Sübhânallah! Senin buna gücün yetmez. Şöyle dua etseydin olmaz mıydı: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver
ve bizi cehennem azâbından koru!»
Bunun üzerine adam bu duayı yaptı ve şifa buldu. " (Müslim, Zikir 23/2688: Tirmizi, Deavât 71/3487)
Mecelle 'deki, "Bir şeyin vaktinden önce acele olarak gerçekleşmesini isteyen kimse, o şeyden mahrum edilmek sûretiyle cezalandırılır" prensibi, insanın aceleci vasfının kendi aleyhine bir netice doğurduğunu bildirir. Bu zaafından dolayı insan, arzuladığı şeyleri kolayca elde etme hırsına kapılır. Bütün gücüyle peşin olarak elde edeceği hazlar ve menfaatlerin ardına düşer. Hatta cennet nimetlerini dünyada elde etmek ve âhiret saltanatını henüz dünyadayken yaşamak ister. Bu sebeple insanların birçoğu
âhireti bırakıp dünyaya meyleder; o büyük âhiret mükâfatına önem vermediği gibi o acıklı azâbı da düşünmez. Aceleciliğinden dolayı iyi ve kötü
yü birbirinden ayırmadığı için âkıbetini hesâba katmaz.
"Unutma, bazı sonlar hayat değiştirir.
Mesela son bir gayret, son bir deneyiş, son bir hamle, son bir dua... Her ne olursa olsun, dilerim ki güzellikler hep seni bulsun. Ve inşallah sonunda da en çok mutlu olan sen olursun."
İyi niyetim suistimal edildiği için çok üzgünüm. İnsan samimiyeti, duyarlılığı rencide edilince çok üzülüyor. Hadi bu sefer yalan değildir inan diyerek aldandığımdan sonra bütün vücudum felç geçirebilir sanıyorum. Dur bir nefes alayım. Alayım ama gerçekten, uzun upuzun bir nefes. Ne olduğunu anlatayım;
Süslü cümlelere ihtiyacımız var mı sahiden? Gönülden gelen tek bir kelime bile yetmez mi hali anlatmaya.? Hepimizin hayatımızdaki onlarca insana söylemek istediği cümle. Ya da diğer okurların durumu nedir bilmem ama benim kaç gündür dilimde: İçimdeki ah'larla yaşamaktan yoruldum. Sabahı temiz ve duru bir başlangıç sayarak varlığı, gönül genişliği, bakışları dua olan güzel insanlara rast geleyim istiyorum
Bir Ayet
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Güvenmek için Allah yeter.
(Nisâ, 4/132)
Bir Hadis
Merhamet etmeyen, merhamet görmez. (Buhârî, "Edeb", 18;)
Bir Dua
Allah bize yeter! O ne güzel vekildir.
(Tirmizî, "Tefsîr", 39)