Hiç duydunuz mu şu duayı?
“Allah seni toplasın!”
Eskiler böyle dua ederlermiş hep.
Ne güzel bir duadır bu Ya Rabbi! hele ki bu çağa karşı!
Allah seni toplasın!
- Gözünü..
- Kulağını..
- Aklını..
- Yüreğini..
- Hayalini toplasın ağyardan..
Sana “el” olan sınırlardan.”Allah seni toplasın”
Toplanmazsan dağılacaksın çünkü. Dağılınca da dağıtacaksın.
Amin
Hiç duydunuz mu şu duayı?
ALLAH seni toplasın
Eskiler böyle dua ederlermiş hep.
Ne güzel bir duadır bu YARABBI hele ki bu çağa karşı
ALLAH seni toplasın
Gözünü Kulağını Aklını Yüreğini
Hayalini toplasın ağyardan.. Sana el olan sınırlardan
ALLAH seni toplasın
Toplanmazsan dağılacaksın çünkü.
Dağılınca da dağıtacaksın
🌸
🌸
🌸
ALLAH bizi toplasın ..
Sabır üç çeşittir. En önemlisi günah işlememeye sabırdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sabır üç çeşittir: 1- Belaya, musibete sabır, 2- Din bilgilerini öğrenirken ve ibadetlerini yaparken sabır, 3- Günah işlememek için sabır. Belaya sabredene 300, ibadet yapmaya sabredene 600, günah işlememeye sabredene ise, 900 derece ihsan edilir.)
NE GÜZEL BİR DUADIR BÖYLE !!!
Allah her ne derdin var ise senden gidersin. Dünya ve ahiretin için hayırlı olacak olanı kaderine dolasın. Çabalarını bereletlendirsin hedeflerini sana kolaylaştırsın. Kalbini gök gibi eylesin, ferahlatsın. Düşünce dünyanı güzelleştirsin sana iyi gelecek olanları etrafında çoğaltsın sana zarar verecekleri senden uzaklaştırsın. Allah seni sevsin ve seni sevdiği kullarına sevdirsin. Her ne muradın varsa seni bulsun her iki cihanda mutlu ve mesut olasın. AMİNN 🙏🌹
Ne güzel bir duadır;
"Allah'ım dualarımın kabul olmasını engelleyen tüm günahlarımı affet"
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
Saygıdeğer kardeşlerim ;
Size Allah'ın selamıyla ilgili kaç şey söylemek isterim bu isteğim Allah kendisinden edeben razı olsun bir hocamın konuşmasını hatırlamam üzere oldu.
Saygıdeğer hocam Türkiye 'ye yeni geldiği zaman kendisi üzen şeyin insanlara verdiği "selamın" karşılığını bulamaması olduğunu
Ne güzel bir duadır: "Muhakkak ki bana zor olan sana kolaydır Rabbim, hayallerimi yaşamayı nasip et."
"Güzel sesli bir imam var, genç, irgatların arasında, irgatlar namaz kılsın kılmasın, her sabah, öğlen, akşam, yatsı çıkıyor kayanın tepesine, ezan okuyor," dedi Müslüm Ağa gülümseyerek. "İlk günler hiç namaz kılan yoktu, sonra irgatların hepsi ona bakarak namaz kılmaya başladılar. Şimdi ben de kılıyorum. İstersen birlikte
Sayfa 417
Neden sürekli dua ediyoruz ama dualarımıza cevap gelmiyor? Öncelikle dua bir ibadettir. İbadetin neticesi uhrevidir. Yani hiçbir ibadet bu dünyada netice almak için yapılmamalıdır. Yoksa kabul olunmaz. Rabbimiz duanız olmasa ne ehemmiyetiniz vardı buyuruyor. Çünkü dua kulun kendisini kul olarak gördüğünün tasdikidir. Öyleyse duamız kabul olmuyor diye asla duayı bırakmamalıyız. Duaya cevap 3 şekilde verilir. Ya istediğimiz şey ne ise aynısı verilir. Ya istediğimiz şeyin olması bu dünyada bizim zararımıza ise ahirette neticesi verilir. Ya da istediğimiz şey bizim için hayırsızsa hiç verilmez. Ama gördüğümüz gibi her türlü karşılık yani cevap verilmiş oluyor. Rabbimiz de dua edin cevap vereyim buyuruyor. Müminin en büyük silahı duadır. Bazısı hasta olur hep dua eder ama şifa bulamaz. Perde açılsa görse ki o hastalık o kula ne güzel bir uhrevi ticaret olmuş. Her dakikasını bir gün ibadet hükmüne getirmiş. Dayanma gücü varsa o kul şifa bile istemezdi o an. Çünkü duası ahiret için cevap görmüş. Ya da atanmak istiyor ama belki atansa içinden çıkılamaz daha büyük sorunları olacak. Psikolojisi gidecek. Hayatı zindan olacak. Ailesi dağılacak vs. Rabbimiz merhametinden koruyup vermeyebilir. Bu sebeple Müslüman ileri görüşlü olmalıdır. Yani ahiret eksenli olayları değerlendirmelidir. Önce fiili duasını eksiksiz yapmalı. Yani çalışıp çabalamalı ve sözlü duasını da yapmalı. Gerisini Allah'a bırakmalı, duaya sarılmalı ve daima Rabbimiz'e tevekkül etmelidir.
***Enes Poyraz
Dünden beri secdede şehid olan genci düşünüyorum hala etkisinden çıkamadım.
Her birimiz çocukluğundan beri İslam üzere uzun bir ömür yaşamış alimlerin, âbidlerin ve takva sahiplerinin hüsnü hatime (güzel son) için dua ve temennîlerini işitmişizdir. İnsanlardan Allah’ın onun canını şehid olarak alması için dua edenler de vardır, Allah’ın onu secdede iken öldürmesi için dua edenler de vardır; ki bunlar, hüsnü hâtime için kalplerimizin fıkhedebildiği en meşhur iki duadır. Ama birçoğumuz, Allah’ın bir kişi için iki ölümü birleştirebileceğini hiç düşünememişiz; Secde ve Şehadet.
Bu hiçbirimizin daha önce akledemediği yeni bir keramet mi, onlarca yıldır İslam’da idrak edemediğimiz bambaşka bir mana mı, yoksa Hz. Ömer ve onun gibi büyük adamlardan başkasına nasip olmayan bir ölüm şekli mi?
Bundan daha önemlisi: Bu kardeşimizin bu hüsnü hatimesinden önce hangi salih amelleri ve kalbî halleri vardı ki ona böyle bir şehadet nasip oldu? Bu insanların hayatları, kalpleri ve geceler boyu süren tâatleri nasıldı?..
Ve bundan daha da önemlisi: Biz kendisini bilmediğimiz halde Allah’ın kendisini bildiği, biz gecelerimizi gaflet içinde, hatta belki de Berzah hayatını ve bizi hazır bekleyen kabri unutmuş bir halde geçirirken, şimdi kendisine böyle güzel sonların hazırlandığı nice kimseler var.
Gafletten uyanmamız için Allah'ın bize böyle bir örnek göstermesi ne büyük rahmet...
