"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Suskunluk iyi gelir kimi zaman ruha, ta ki o suskunluğa nidâ olan şiirler olduğu vakit .Gözlerim parçalı bulutlu nedense hep bu şiir kitabını okurken ama bir damla yaş gözükmüyor etrafta. Telâşları kalmayanlar ülkesidir. Kalbi hüzünlerle bekleyişlerde olanların mekanıdır. Sıtareye bakıp hayal kuranların şiiridir sitare. Şiirde geçen Züheyr'in
"Saat 19 Haberlerinde Taylan Özgür'ü vurdular
Bütün yanaklarım sapsarı"
Başka bir alıntı ile başlayacaktım incelemeye lakin bu dizeleri okuduktan sonra Taylan Özgür'ü anarak başlamak istedim. Kendisi 68 öğrenci kuşağının ilk faili meçhul cinayetlerinden birine kurban giden öğrenci liderlerinden biridir. Ablası Hale Kıyıcı ile yapılan
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında bu kitap yazılırken henüz Olric yoktu. Henüz her şey bugünkü gibi açık seçik ve bir bakıma da belirsiz değildi.
Henüz ilk kitabı olmasına rağmen TRT roman ödülüne layık görülecek bu kitabın yazarı, bir mühendis bozuntusuydu. (?!)
“Adam gibi” bir meslek edinmesi gerektiği için sanatla istediği ölçüde
Serkan Acar 'ın "Bu kitabı mutlaka okuyun," diye diye başımızın etini yediği, ama ders puanlama mantığı, yapılan zorla baskı ve vizyonsuzluğum yüzünden okumayı erteleyip, aklımda yer etmiş kitaptır. Açıkçası o zaman okumadığım için pişman değilim, çünkü şu an okuduğum keyfi alamayacak ve alan bilgisi
Hâlihazırda kitapla ilgili o kadar güzel incelemeler varken bu incelemeyi yazma sebebim içimdeki sesi bastırmak, çünkü kitabı okuduğumdan beri zihnimde yankılanıyor. Bunun sebebi sanırım bu kitaptan herkesin haberdar olmasını istemem. Evet, Orta Doğu coğrafyasını ve insanını az çok bilen bizler bu ülkelerde yaşananları yıllardır görsel ve yazılı
"Mavi diye yazılır; sen diye okunur..."
"Eylem Okur ve Mavi Kelebek'in gözünden mavinin seyri.."
Mavi iki heceden oluşuyor olsada anlamı kimine göre gökyüzü, kimine göre bulut, kimine göre su, kimine görede denizdir..
Bazen insan içinde buluduğu rûh halini anlatmak isterken, anlatacak kelimeler bulamaz.
Kelimeler birer
"O bizi dünyanın kötü şekilde hayal kırıklığına uğrattığı, normalde bizi ayakta tutan duygularımızın yanılsamalarına yenilip içine düştüğümüz karanlıkları çok iyi anlayan bir arkadaşa ihtiyacımız olduğu zamanlarda yönelebileceğimiz, onları dağıtacak az sayıdaki filozoftan biridir."
Bundan tam 205 yıl önce bugün dünyaya gelen Søren
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Bizde erkekler günü yarın. Çarşamba’dan beri tatil olmasak böyle şımarık davranıp her şeye burnumu sokmazdım elbette. Burada yaşayan bir dostumdan bir whatsapp mesajı aldım. Erkekler gününü mü kutladı anlamadım, ama tanıdık şiir olağanüstüydü.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç
youtu.be/AjwTGFz4tgM
Bu hikaye Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde (Amed-Farqin) yaşanmıştır.
Kürdistan coğrafyasının zenginliği olan efsanelerden biridir Zembîlfiroş. Tıpkı Mem û Zin, Xecê û Siyabend gibi yöremizde çok bilinen, şiirlere, masallara, filmlere, türkülere konu olan hazin aşk hikayelerinden biridir Zembîlfiroş.
“Gökten zembille
verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allaha inanmaktır (Yılmaz Erdoğan)