Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya
Kadı Abdulcebbar köklü reddiye geleneğinin önemli temsilcilerinden derya deniz bir abimiz. Kendisi İslam dışında diğer dinler ve mezhepler hakkında da oldukça bilgili. Bununla beraber tarih bilgisi ve rivayetler üzerinden yaptığı temellendirmeler de fikri yetkinliğini gösteriyor. Kitabın birçok yerinde bunu görüyorsunuz. Bugün din eleştirmeye
“İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsen
Ya nice okumaktır.”
Yunus Emre
Yunus’un da dediği gibi önce kendimizi bilmeli, tanımalıyız. Gücümüzü, yetenek ve kabiliyetlerimizi, acılara dayanabilme eşiğimizi, güçlüklere karşı baş edebilme seviyemizi bilmeli ve kendimizi doğru ve güzel istikamette sürekli eğitmeli,
-Nereden geldin? Cevap vermiş:
-Bu dünyadan!
Tekrar sormuşlar:
-Nereye gidiyorsun?
-Öteki dünyaya
Yine sormuşlar:
-Bu dünyada ne yapıyorsun?
Cevap vermiş:
-Bu dünyanın ekmeğini yiyiyorum, öteki dünya için çalışıyorum.
Bunun üzerine biri şöyle demiş:
-Bu kadar güzel söz söyleyen bir insan rahat bir ev sahibi olması gerek!
Hz. Rabia da şöyle cevap vermiş:
-Benim de böyle bir evim var. İçinde ne varsa dışarıya çıkmasına izin vermiyorum. Ve dışarı da ne varsa, içeri girmesine karşı geliyorum. Gelen-giden olursa alâkalanıyorum. Çünkü ben bir çamur parçasını değil, fakat kendi kalbimi dinliyorum.
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
şiir sevmeyen ben, belki de hayatımın en güzel şiir kitabını okudum. öyle ki şiir türüne karşı bir sempati edindiğimi bile söyleyebilirim bunun için ömer hayyam'a teşekkür ediyorum :)
o kadar güzel bir kitap okudum ki, böyle kaliteli kitapların kulu kölesiyiz :d aslında hiç
Boşanmalar en çok pazartesi oluyormuş sebebi ise hafta sonu beraber kalan çiftlerin birbirlerine tahammül edememesiymiş.
Pandemi dolayısıyla bu oran haliyle artmış burdan anlaşılıyor ki insanların alttan alma ve tahammül seviyesi çok düşük.
Oysa ne güzel demiş Hz.Ömer " Eşiniz kızgın iken,siz sakin olun.
Biriniz ateş iken,diğeriniz su olmalı.."