- Hazin Hanım, ne şık mantonuz var, dedi. Fakat bunun yerine sizin üstünüzde kalın abadan bir maşlah ve kuzu derisinden bir kürk görsem daha fazla hoşuma giderdi.
- Demir Bey, o ne çirkin şey öyle!
- Bilakis, gayet güzel. Bunların parasını fakirlere verseniz kaç yoksul kadın ısınırdı.
- Aba giyilir mi, acıtmaz mı?
- Giyenlerin canı yok mu? Sizin sevgili Sokrat'ınız ne diyor: Güzel, faydalı olandır. Bir aba da faydalı değil mi?
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022, I. BasımKitabı okudu
"Oyuncuların insanlar içinde en dindar kesim olduğunu unutmayınız Doktor Sokrat," diye cevap verdi Pradel. "Oyuncularımız, arkadaşlarının cenaze törenine katılamazlarsa çok üzülürler. Şimdiden pek çok lirik sanatçısıyla işbirliğine girmişler ve nitekim müzik çok güzel olacak."
"Heh bak bu iyi bir sebep işte," dedi Trublet. "Aksini söyleyemem. Kıvrak bir zekâya sahip olan Charles Monselet, ölümünden birkaç saat önce müzikli cenaze törenini düşünmüştü. 'Opera'dan pek çok sanatçı tanıyorum,' demiş, 'ölünce bir Pie Jesu okurlar elbet.' Ancak, mademki piskopos bu kez izin vermiyor, o halde bunu bir başka sefere ertelemek daha uygun düşebilir."
"Mesela benim hiçbir dinle alakam yoktur," diye cevap verdi yönetmen. "Ancak şunu söyleyebilirim ki kilise ve tiyatro toplumsal iki büyük güçtür, dost ve müttefik olarak kalmalarında yarar vardır. Ben, kendi payıma, böyle bir ittifakın tesisi için elimden gelen her şeyi yaparım. Önümüzdeki büyük perhiz de, Durville'e Bourdaloue'nun vaazı okutacağım. Para yardımı alıyorum, o yüzden kilise ve devlet arasındaki anlaşmaya uymalıyım."
"Kim ne derse desin, Katoliklik, dini kayıtsızlığın en uygun biçimidir."
"Pekâlâ!" diye itiraz etti Constantin Marc, "Kilise'ye riayet etmek istiyorsanız neden ona istemediği bir cenazeyi zorla ve kurnazlıkla kabul ettirmeye çalışıyorsunuz?"
Doktor aynı hisle konuştu ve şöyle bitirdi:
"Pradel, azizim, iyisi mi siz bu işe hiç karışmayın."
— Siz ihtiyarsınız, muhabbete tabii düşman olursunuz.
— Kadın muhabbetine öyle mi?
— Şüphe yok.
— Ha! Ahlak cihetiyle ekseriya pek çirkin olan tâ’ife-i cemîlenin*, o akıl ve zarafetleri makulattan ziyade delilikleri takviye eden kadınların muhabbetine öyle mi? Korkarım, şâkirdim bir kadına alaka etmiş olmalı!
— Hayır, pek de öyle değil...
— Kendini gözet evladım! Kendini gözet! Kadınlar çok muzırdırlar**
Onlar melâ’ike-i azâbın*** yeryüzünde peyda olmuş nazirdirler. Bizi cennet kapısından cehenneme ilka**** ederler... Bir âmâya demişler ki: “zevceniz bir güldür”. O da: “Dikenlerinden öyle anlıyordum.” cevabını vermiş.
— Pardon! Mösyö Piyer.
— Dinleyiniz, dinleyiniz! Daha bitmedi. Sokrat ne diyor bilir misiniz? Diyor ki: “Kadın her türlü fenalığın menbaıdır.”***** Aristofan da: “Dünyada kadınlar kadar idaresi müşkül mahluk yoktur. Ne deliler, ne de canavarlar onlar kadar şâyân-ı isti’âze****** olamaz! demiş.
* güzel grup
** zararlı
*** azap melekleri
**** önüne bırakmak
***** kaynak
****** sığınmaya layık
Sayfa 49Kitabı okudu
Öğrenme Kuramları, Hak, Değer yargıları, Ontoloji, Makamlar
_Eğitim – Öğretim_
_Eğitim, bilgilenme ve gelişme sürecidir ve yaşam boyu devam eder. Süreklidir. Plansız ve programsız da olabilir.
_Öğretim, eğitimin okullarda planlı yapılan kısmıdır. Eğitimin bir parçasıdır. Öğretim, planlı programlıdır. Süresi vardır.
_Her eğitim, öğretim değildir. Fakat her öğretim, eğitimdir.
_Öğrenme
Seneca - Cicero - Felsefe Okulları
_Lucius Seneca_
_Ölçüsüz isteklere kapılmış, kibirle başkalarını hor görmüş, zorbalıkla zaferler kazanmış, kalleşçe ihanet etmiş, namussuzca kazanç sağlamış, sınırsız bir açgözlülük göstermiş, utanmazca savurganlıklar yapmış kişi, kaçınılmaz olarak korkar kendi belleğinden.
_Korkunun sebebi bilgisizliktir.
_Hayatını kaybetmekten daha acı bir şey
AT NALI UĞUR GETİRİR Mİ?
Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
- Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
- Demirci Hoca:
- Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.
HAYATI SEYRETMEK
Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "neye