Utanç
Kimden niye utanır ki bir insan? Hepimiz "piece of shit" değil miyiz? Hepimizin kusurları var, boktan özellikleri var. Neden kendi kusurlarımdan dolayı başkalarından utanayım, tamamen saçmalık bu. Önemli olan kusurlarımı düzeltmeye çalışmaya efor sarf etmem, buna kafa yormam. Hiçbir zaman mükemmel olmayacağım ama elimden geleni de yapabilirim. Kimseyi gözünde büyütme, hepimiz gelip geçeceğiz bu anlamsız dünyadan. Başkaları ne der acaba diyerek vakit kaybedemem artık, yeter. Yeterince vakit kaybettim bu şekilde ama pişman da değilim. Böyle olması gerekiyordu ve oldu. Hepsi bir deneyim. Yarın da çıkıp sunumumu yapacağım. Gelişimimin önemli bir parçası bu. Sunumumu yaptıktan sonra siktir olup gidicem, eğlenicem. O rahatlamanın bana verdiği özgüvenle, başarmışlıkla. O rahatlamayı yaşamak o kadar istiyorum ki. Denizi seviyorsan fırtınayı da seveceksin Alperen bey. Başka çaren yok. Her şey dualite değil midir bu hayatta? İyi ve kötü, korku ve rahatlama, mutluluk ve mutsuzluk, huzur ve acı.. Zaten bu hayatın anlamı olmadığı için ve belirsiz olduğu için güzel değil mi, sürekli bir arayış çabası, öğrenme hevesi. Bunlar sayesinde sıkılmak diye bir şey yok hayatımda. Bir insan neden sıkılır ki, yapacak bu denli şey varken bu boktan hayatta. Boktan ve yaşaması güzel hayat. Bazen boktan bazen çok güzel. Bazen acı dolu ama gerçek acıyı tatmadım henüz. Hep suni acılar, beynimin benim için yarattığı acılar, beynimin bana oyunları.
Sultan Süleyman'a Kalmayan Dünya
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün. Nice bin senedir çürüyen canlar, Hakk'ın emri ile dirilir bir gün. Ne güzel yapıdır Cennet yapısı, Çok aradım, görünmedi kapısı. Benim korktuğum yol Sırat Köprüsü, Cehennem üstüne kurulur bir gün.
Reklam
Biraz tebessüm ile başlayalım güne..
**İngiltere’den 8 gol yiyen efsane kaleci**.. İzmir'deki 0-8 lik maç sonrası TRT spikeri kaleci Yaşar'a sorar "Neler Hissediyorsun". Yaşar'dan canlı yayın olmasına rağmen cevap gayet nettir "**ne hissedecem a..na koyim, 8 tane yedik iste**"... * Hürriyet gazetesinde maçtaki oyuncuları yıldız verildiği bölümde
Babamın Aşamadığı Kalın Demirleri
Sabah kalktığımda bütün bedenimde derin bir uyuşukluk hissediyor, büsbütün tüm benliğimi saran bir acıyla baş etmeye çalışıyordum sanki. Öyle ki yataktan kalkmak ve kalkmamak arasında düşünürken içeriye birdenbire babam geldi. "Hadi uykucu uyan, gün doğdu. Bugün doktorun seni ziyarete gelecek" diyerek benimle şakalaştı. Ardından daha o
"Sen bilmezsin ama Oğuz Atay demişti, sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. İşte ben o büyük işe kalkıştım. Seni sevmek gibi büyük kocaman bir iş.. yanımdayken gülümsemesine bakıp içinden “Bu şimdi benim mi?” diye çaktırmadan sevinmek, ya da aradan çok zaman geçer bazen bir kaç mevsim, bir kaç insan, bir kaç anı, bir kaç acı.. Her şey biter, hesaplar ödenir, defter kapanır. Sonra olmadık zamanda, olmadık bir yerde saçma sapan bir karşılaşma olur. Sonra... Sonra bir şey olmaz. Çünkü hesap etmediğin bir kalbin vardır, o ne ayların ne yılların geçmesine aldırış etmeden ilk gün gibi taptaze seviyordur.. Omuzdan öpmek diye bir şey vardır. Yüküne ortağım der gibi. Öyle güzel.. Eğer bu aşk değilse ben sana daha önce kimsenin kimseye olmadığı bir şey oldum.."
https://linktr.ee/synergykendiyas
🟢İNCİ TANESİ: 📌ARŞI AŞAMAYAN GÜNAHLAR 1 Ey kullar bilir misiniz, yaptığınız her şey Allah'u Tealaya ulaşır ama tecelli etmez Günahların da bir vücudu vardır. Günahlar öyle yükselir ki bir yere gelince Rabbine gitmeye utanır. Öyle ya günahın da bir vücudu, eli kolu, dili vardır 2- Öyle ya, onlar da size şahitlik edecektir. "Beni
Reklam
Ruslar, Ermeni çetelerinin desteğiyle Serhat bölgesindeki Kürt illerini işgale başlayınca, birlikte Kürtlere yönelik büyük katliamlara girişirler. Yöre halkı göç etmek durumunda olur. Îbo Beg de göç etme hazırlıkları yapar. Yıllardır Îbo Begin yanında ailenin bireyi gibi yaşayan Xaçik isimli Ermeni İbo Bege; “Yerini yurdunu terk etme. Ben sana yardımcı olurum. Gelen Rus ve Ermenilerden seni korurum.” Der ve İbrahim Begi kalmaya ikna eder. Bir süre sonra Ermenilerin de yardımlarıyla ilerleyen Ruslar, Îbo Begin köyüne gelip yerleşirler. Xaçik, Îbo Beg ve ailesini kurtarmak amacıyla aracı olmak için Rus komutanına gider ancak ekmeğini yediği, evinde büyüdüğü Îbo Bege ihanet etmekte tereddüt etmez ve Rus komutanına şunları söyler: “Bu Îbo Beg denilen kişi çok cesur bir adamdır. Bu nedenle buralardan gitmedi. Onun çok güzel bir karısı (Medine Xanim) var Komutanımıza layıktır. Bir de gelini (Ayşe Xanim) var, o da komutanın yaverine münasiptir. Ancak ben yıllardır onun kızı Adîle Hatuna aşığım. Komutanımız onu da bana alırsa o zaman Îbo Begi bağışlayalım.” Komutan bu istekleri Îbo Bege ilettir. Îbo Beg büyük bir açmazın içindedir. Hanımı, gelini ve kızı ile görüşüp, birlikte ölmeyi kararlaştırırlar. İbo Bey karısını ve gelinini öldürür ama kızını öldürmeye eli varmaz fakat kızı silahı babasının elinden alıp kendisini öldürür. O sahneyi dengbêjler şöyle anlatır: “Derdê kezebê derdeki bêlome ye Tilîya wi tetikê nagirê û naşuxli ne” İbo Beg, ev halkının canına kıydıktan, Rus komutanına gider, onu, yaverini ve Xaçik ile birlikte orada bulunan tüm heyeti öldürür, bu arada kendisi de öldürülür…
Gerçek hayattan esinlenmiş etkileyici bir öykü…
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca, evlerin
Bir derviş gökyüzüne bakar ve şöyle der;
"Ey Allah'ım! Senin zindanının çatısı bu kadar güzel ise o zaman senin bahçenin çatısı ne kadar güzeldir? " -Feridüddin Attar
Gül Kokusu Dr. Münir Derman - Sabri Tandoğan 2014 yılında umre için bulunduğum Medine'de sevgili peygamberimizin razvası civarında dolanırken tuhaf hallere kapılmıştım nedense. Hani olur ya bazen, kontrol sizde değildir. İçinizden gelen ses yönetir sizi. İşte öyle bir halde; Bir süre önce sitesine yazarak sadece umre dönüşünde de saçlarımı
Reklam
Yalancı dünyaya konup göçenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Üzerinde, türlü otlar bitenler Ne söylerler, ne bir haber verirler Kimisinin üstünde biter otlar Kiminin başında sıra serviler Kimi masum, kimi güzel yiğitler Ne söylerler, ne bir haber verirler Toprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış, tatlı dilleri Gelin, duadan unutman bunları Ne söylerler, ne bir haber verirler Yunus der ki, gör takdirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler, ne bir haber verirler Yunus Emre Hz
İmamı Azam Bir Ateist Filozufu Susturdurdugu münazara
İmamı Azam Bir Ateist Filozufu Susturdu Gurubun reisi olan felsefeci, oradakilere; bazı sorularının olduğunu ve Bağdat’ın en büyük alimi ile karşılaşmak istediğini belirtir. Orada bulunan cemaat, felsefecileri İmamı Azam hazretlerine götürürler. İmamı Azam hazretleri ise o esnada, talebelerine bir kerpiçle teyemmümün nasıl yapılacağını
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.