Muhteşem bir kitap yorumu ile sizlerleyim arkadaşlar..
Kitap o kadar akıcıydı ki ne zaman başladım ne zaman bitti anlamadım inanın sonuna kadar yerimden kalkmadım. Çok sürükleyiciydi çoook. Bu aralar bu kadar sürükleyici ve çok hoşuma giden kitap okumamıştım. Canım arkadaşım https://1000kitap.com/zezevebulut a bu kitapla beni buluşturduğu için çok teşekkür
"İnsanlar ne der" endişesi en hoş ve en zeki insanların bile hiçbir orjinallikleri olmayan, ipleri başkasının elinde olan güzel, mekanik kuklalara çevirir.
Zaman,önümüzde ve arkamızda olan bir manzara gibi.
Bizler onun içinde dilim dilim ilerliyoruz..
Ve saatler,aslında zamanı değil kendini ölçüyor,bir saatin referansı yine başka bir saatten ibaret.. ️Hepimiz bekleriz. Bir şey bekleriz. Mesela ben.
Hayatım boyunca sanki tren istasyonunda bekler gibiydim. Bütün bu zaman boyunca sanki yaşadığım
Bir kadının yalnızlığının sebebi, kendi kusursuzluğudur.
Güzelsin. Kimse cesaret edip yanına gelmez.
Bırak gelmeyi, yalnız olduğunu tahmin bile edemez.
‘Böyle bir kadın asla yalnız kalmaz’ der, çeker gider
ve belki de başlayacak olan başlamadan biter.
Naifsin, düşüncelisin, kendinsin, öz güvenin yerinde
olduğu için komplekslerden arınmış olursun.
Almadan vermeyi en büyük erdem sayarsın!
Bu kez de ne mi olur? Tabii ki karşındaki,
sergilediğin erdemden cesaret alır, senden aşırma
yapay özgüvenle ego patlaması yaşar ve
saçmalamaya başlar. Sonra da ilişkinin içine edip,
bir çuval inciri berbat eder. Bununla bittiğini mi
sanıyorsun? Sen almadan verdikçe o daha
fazlasını ister ve sonunda yalnızlığı kabullenip,
kendine geri dönersin.
Güzel, düşünceli, komplekssiz, kendi gibi,
özgüveni tam, verici ve bir kadını kusursuz
kılabilecek daha birçok özellik!
Bunlar bir kadının tanrısal kusursuzluğu
ve aynı zamanda yalnızlığıdır
Bilemiyorum ne zamandan beri bu kadar hoşgörüsüz insanlar olduk. Hoşlanmadığımız, kabul etmediğimiz, bize yanlış gelen veya saçma bulduğumuz her iletiyi tiye alıp altına yorum olarak dalga geçmek binevi onu trollemek şiar olmuş sitede. Hatta bundan zevk alınıyor işleri bu olmuş, kim ne kötü birşey yazmış hemen altına dalga geçeyim der gibi, site
ŞEMLE
Bir zamanlar ben de çocuktum sevgili Narya ve güvercinleri çok severdim. Gökyüzündeki kusursuzca süzülmeleri beni çok mutlu ederdi.
Üzerimden geçen gölgeleri ruhumda esir tutulan özgürlüğü alevlendirirdi. Çok sonra bir tane güvercin sahiplenmiştim. Daha doğrusu evimizin bahçesine düşmüş, tüyleri yolunmuş, kanadı kırılmış bir güvercin
“Aşk bir ağaç gibidir: Kendiliğinden yetişir, kökleriyle tüm benliğimizin derinliklerini sarar ve yıkıntı halindeki bir yürekte yeşermeye devam eder. Bu tutkunun ne kadar körse, o kadar inatçı oluşunu açıklamak mümkün değildir. Kendi içinde tutarlı olmadığında daha güçlüdür.”
Böyle tanımlıyor aşkı Victor Hugo, Notre Dame’ın Kamburu’nda.
Victor
Onlarca kitabını okuduğum Afşar Timuçin’in beğendiğim bir romanı hatırına kendimi inceleme yazmaktan alıkoyamadım.
Kendisi; satırlarında kendimi çokça bulduğum, kimi aradığım geçmişe tanıklık etmiş ve bugüne yaşayan, kimi geleceğe fener tutan bir felsefeci/ yazar/ şair/ çevirmen ve akademisyen..
Şiir kitapları, romanları ve felsefe eserleriyle
~~~Yeni1YazarKeşfetmeninMutluluğu~~~
Latin Amerika Edebiyatında Buenos Airesli olan yazar Adolfo Bioy Casares Borges'le de tanışmıştır ki zaten önsöz kısmı Borges'e ait. Borges bu kitap için kusursuz olarak nitelendirirken """Aşırı mutluluk nedeniyle intihar, merhamet nedeniyle cinayet, sonsuza dek ayrılmayı göze alacak kadar
Nasıl başlanılır ya da ne denilir bilmiyorum. Kitabı okurken sanki ben de sevdiğim insana söyleyemeden ölecekmişsim hissine kapıldım. Birini gerçekten sevdiğimizi ya da aşık olduğumuzu sandığımız zamanlar sık sık oluyor halbu ki aşık olmanın ne meşakatli bir şey olduğunu Bilinmeyen Bir Kadının Mektubunu okuduktan sonra fark ettim. Çocukluğundan ölene kadar birini sevmek elbet güzel,güzel ama o kişinin senin adını dahi bilmemesi çok zor bir durum olmalı.Ömür boyu bunla yasamak .Bana kalırsa en kötüsü de yıllar sonra karşılaştıklarında sevdiği adamın hicbir şeyini hatırlamaması halbu ki o hiç unutmamışken. Ölüm döşeğindeyken bile kadın , çağırsan yatakdan kalkıp seninle gitme gücünü toplardım kim kime der ki .Sevdiğimiz insanları suçlarız hep senin yüzünden diye halbu ki bu kitapta kadın ölürken bile hep sevdiğini onu hiç suçlamadığını söylüyor. En çokta beni yaralayan şu cümlesi oldu : Sana beni asla tanımamış olan sana...