.
📣 SÖZLÜ TEŞHİRE DAİR NASİHAT
~ İslam, müminlerin kalplerinin huzur içinde olmasını, tahrik edici düşüncelere ve aşırı tahayyüle bir son vermeyi istiyor, ki bu sayede müminler hayatlarını yakışık alır şekilde ve sükûnet içerisinde sürdürsünler. O tarz düşüncelerden uzak olsunlar ve böylece üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen-:
“Muhakkak Allâhü Teâlâ, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmedince adaletle hükmetmenizi size emrediyor. Şüphesiz, Allâhü Teâlâ, size bununla ne güzel nasihat veriyor. Şüphe yok ki Allâhü Teâlâ hakkıyla işiten ve görendir.”
(Nisâ Sûresi, âyet 58)
Mevlâ ile eyle bâzâr
Mevlâ'dan al Mevlâ'ya ver
Tevekkülün eyle hezâr
Mevlâ'dan al Mevlâ'ya ver
Veren alan O'dur hemân
Ne halk ederse her zemân
Rezzâk-ı merzûk bî-gümân
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen-: “Muhakkak Allâhü Teâlâ, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmedince adaletle hükmetmenizi size emrediyor. Şüphesiz, Allâhü Teâlâ, size bununla ne güzel nasihat veriyor. Şüphe yok ki Allâhü Teâlâ hakkıyla işiten ve görendir.” (Nisâ Sûresi, âyet 58)
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar...
KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME…
Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
Hasan-ı Basri bir cenaze merasiminde yaşlı bir adam görmüş. Defin işlemi bitince ona “ Ey yaşlı amca! Allah aşkına söyle, bu ölü dünyaya dönüp daha fazla salih amel işleyip geçmiş günahları için bağışlama dilemeyi istemez mi?” demiş. Yaşlı amca da “ Elbet ister.” şeklinde karşılık vermiş. Bunun üzerine Hasan-ı Basri: “Bizim neyimiz var! Biz neden bu ölü gibi olmuyoruz?!” demiş, sonra oradan ayrılırken şunları söylemiştir: “ Ne güzel öğüt… Kalplerde hayat varsa bundan daha faydalı bir nasihat yoktur. Ama bu öğüdü verenin hayatı sona ermiştir…”
İşte böyle… Ölüm yok oluş değil ki! Ölüm öteki beldeye geçişin adıdır.
Yazarın kitabın başından sonuna kadar hemen hemen hepsinde asıl iletmek istediği;
"Başkalarındaki kötülük ağacını sökmeye başlamadan önce ondaki iyilik ağacını ara ve onu sula!"
Başına gelen olaylara pozitif bakmayı öğren;
Her musibete uğrayanın, başına gelenleri saymadan önce Allah'ın kendisine verdiği hediyeleri bilmesi
*TEVAZU-KİBİR*
Bugünlerde bazı kavramlar, değerler üzerine düşünüp kafa yormak, konu üzerine biraz çalışma yapmak hoşuma gidiyor. Bugün tevazu ve kibir üzerine düşündüm.Gerçekten tevazu sahibi miyiz? yoksa o tevazu perdesinin ardında kocaman bir kibir abidesi mi duruyor?
Öncelikle bu kavramların ne anlama geldiğini öğrendim. Ve bazı düşünceler
Bir insan dönüşmek istemediği kişiye yıllar sonra dönüşür mutlaka.
Merhaba bugün çok etkileyici ve akıcı bir kitapla karşınızdayım. Eserde; şiddet, aşk, ihanet ve cinayetle harmanlanmış harika bir kurguyu okuyoruz. Okurken kimi zaman sinir olabilir kimi zamanda hüzünle dolabilir içiniz. Öfke duyguların en kötüsüdür insanın ruhunu öldürdüğü
"Zarar görseniz bile doğrulardan ayrılmayın. Kul hakkını üzerinize geçirmekten korkun. Hayatınızı güzelleştirin ki sizi örnek alanlar olsun. Gönüllerinizi nefislerinizin kölesi haline getirmeyin, dünya ve ahiretinizi zorda bırakırsınız."
Birinci Misal: İnsan bedeninde bulunan bahsetmiş olduğumuz nefs-i latife, şehrinde veya ülkesindeki hükümdar gibidir. Beden; nefsin memleketi, âlemi ve karargâhıdır. Bedenin organları ve kuvvetleri ise işçileri ve zanaatkârları gibidir. Tefekkür eden akıl kuvveti kişi için nasihat eden bir yol gösterici ve zeki bir vezir gibidir.
Şehvet ise kişi
Peyami Safa; hemen hemen neredeyse bütün romanlarında modern toplumun getirdiği yozlaşmayı, batılılaşmanın asıl amacını anlayamamış karakterlerin etrafında oluşan hadiseleri anlatır. Batıdan gelen değişim rüzgarlarına kapılıp özünü ve değerlerini hiçe sayanları eserlerine konu edinmiştir. Cânân, bu bağlamda yazılan romanlardan birisidir.
İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe'den tavsiyeler:
- Hakkı söyleme konusunda sultan dahil hiç kimseden korkma.
- Tartışma anında korkak olma. Yoksa bildiklerini karıştırırsın, dilin tutulur kalır.
- Çok gülmekten sakın, çünkü o kalbi öldürür. Sakin ve ağırbaşlı ol, kaypak olma.
- Avamın (seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında, sorulmadan rastgele