504 syf.
10/10 puan verdi
GERÇEKLİĞİN SOĞUK ROMANI: SUS BARBATUS!
Sakallı yaban domuzu, yani Sus Barbatus. Ne kadar da başarılı bir benzetme. Sakallı domuz insanlar misali. Domuzu kötülediğimden demiyorum ama deyim yerindeyse, domuzluk yapmak da insanlara atfedilmiş bir şeydir. Sus Barbatus tek kelime ile harika bir roman. İnanıyorum ki zamanla yirmi birinci yüzyıl klasiklerinden biri de olacaktır. Çünkü
Sus Barbatus! 1
Sus Barbatus! 1Faruk Duman · Yapı Kredi Yayınları · 2021776 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Öncelikle kitabın özünde anlattığı harika bir fikir var.. bizim, atalarımız olan ilkel insanlar ile üstün insan arasında ki bir basamak olduğumuzu söylüyor ki bence de doğru.. üst insana ulaşmak için aşmamız gereken gelenekleri davranışları özetliyor.. ancak kitap çok ağır.. bazen anlatımda o kadar benzetme yapıyor ki ne dediğini anlamak için sağlam bir felsefe eğitimi almış olmanız veya çok açık bir zihinle okumuş olmanız gerekiyor.. eğer ilginiz yoksa hiç başlamyın.
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu ZerdüştFriedrich Nietzsche · Nilüfer Yayıncılık · 201338.1k okunma
Reklam
224 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 33 days
Tam bir devam kitabı. Kitap nefis, harika veya olağanüstü kelimelerini sonuna kadar hak ediyor. İlk kitabı olan Doppler'i okurken nefes nefese kalmıştım diyebilirim. Kitabın arkasından da okuyabileceğiniz gibi Doppler Oslo'daki evine geri dönüyor. Tabii ki, bu dönüşün bir bedeli olduğunu evinin önüne gelince anlıyor. Devamını kitabın arkasından okuyabilirsiniz. Ben bu kitap için tam bir ızdırap romanı olmuş diyebilirim. Bir adamın aşağılanma ve dramını yazar ince ince işlemiş ve okuyucuya çok iyi aktarmış. Benzetme olarak Goethe'nin Genç Werther'in acılarını örnek göstermek isterim. Ancak tabii ki o bir şaheser. Doppler'i okuduysanız bu devam romanını kesinlikle merak edeceksiniz. Yalnız bir adam dünyanın ve insanların acımasızlığı ile karşı karşıya kalırsa ne yapar? Gerisi kitabı okumaya kalıyor.
Bildiğimiz Dünyanın Sonu
Bildiğimiz Dünyanın SonuErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20191,600 okunma
435 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Adem’den gelen insanlar kardeşken şu yangın yeri dünyada,Allah’a giderken nedense düşmandır.Düşmeden köprüden ve onlardan olmadan hatta onlar yerine utanarak yaşamak işte bakışlarından insanları anlayabilmenin olmazsa olmazıdır.” Komiser Ayaz ve ekibi ile çıktığımız yolculuk sonrası kitabın kapağını kapattığımda epey bir süre sessiz kaldım.Okuduklarım,araştırdıklarım ve sorguladıklarım hepsi ayrı bir dünya diyebilirim.Polisiye tarzı ile başlayan kitabımız sonrasında öyle bölümler ile devam ediyor ki ve geçişlerdeki bağlantıların mükemmelliği ile karakterler üzerinden verilmek istenen mesajlarla baş başa kalıyorsunuz.Olayların örgüsü hiç bozulmadan farklı dünyalara yelken açıyorsunuz her sayfada. Sizlere bu kitabımızı inanın nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum.Neresini anlatsam diğer tarafı eksik kalacak.Nacizane bir benzetme yapmak istiyorum.Harika bir mekâna davet ediliyorsunuz.İçeri girdiğinizde farklı bir dünya ile karşılaşıyorsunuz.Her masada mükemmel yiyecekler mevcut her birinin tadına bakmak istiyorsunuz.Yedikleriniz sizde öyle bir lezzet bırakıyor ki hemen sorup soruşturma derdine düşüyorsunuz.İçinde ne var nasıl yapılmış.Öğrendiğiniz her ayrıntıyı not alıyorsunuz.Her yiyecek ayrı bir dünya ayrı bir lezzet ve ayrı bir tarz.Günün sonunda öyle bir doyuma ulaşıyorsunuz ki bu mekân için artık müdavim olabilirim kararınız oluşuyor. Kısacası şunu söylemek istiyorum;bazı kitapları yorumlarken zorlanıyorum.Tek söyleyebileceğim lütfen alın ve okuyun o muhteşem gizem dolu dünya’ya girmek bilgilerin ışığında yol almak biz okurlar için muhteşem bir duygu.
Afel
AfelNusret Kosova · Flora Kitap · 202013 okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Okuduğum ilginç kitaplar listesine girebilecek bir kitap. Ben kitabı kendi içinde üç aşamada değerlendirdim: "Kitabın içeriği", "dili" ve "Yazar-kitap ilişkisi". "İçerik" kısmında sıradışılık söz konusu. Olaylar gerçekleşirken içinizde merak hissi doğmaya başlıyor, sonra bir anda şaşırıp kalıyorsunuz ne oluyor diye. "Dil kısmına" gelecek olursak yazarın sağlam akıcı bir dili var. Bunu özellikle,olayları anlatırken kullandığı bakış açılarında fark ediyorsunuz. Örneğin; Adam karakteri içinde bulunduğu tutku dolu ilişkiyi anlatırken sanki siz yaşıyorsunuz onları. Adam gibi utanç yaşıyorsunuz ama bir yandan da önüne geçilemez bir tutkunun tesirinde gibi hissediyorsunuz. Gelelim "yazar-kitap" ilişkine. Burada yazar kitabı okuyucuya emanet etmiş gibi. Kitabını, olayları yazıyor ama her bölümde ucu açık kalıyor. Okuyucuya sanki; "sen tamamla, nasıl olmasını istersin. Sana bir çok seçenek sunuyorum, bunlar aslında gerçek mi yoksa tamamen delilik mi?" Diyor. Sanki Yazar kitabıyla tek gecelik ve unutulmaz bir ilişki yaşamış gibiydi. Her karakteri yazıyor, sevişiyor ve ertesi gün gidiyor. Bir diğer karakteri anlatınca yine aynısını yapıyor. Bu benzetme özellikle kitabın geneli ve sonu içinde geçerli. Büyük bir istekle başlayan yakınlaşma ve devamında da beklenildiği gibi harika ilerleyen, ama sonunda ucu açık kalmış ve bir daha yaşanmayacak bir birleşme.
Görünmeyen
GörünmeyenPaul Auster · Can Yayınları · 2020946 okunma
264 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Kapağın tatlılığı ve hakkında yapılan harika yorumlardan sonra çok merak ederek almıştım kitabı. Hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Hazel inatla belirtmekten bıkmadığı bir şekilde fazla farklı, fazla deli, fazla normal olmayan bir kadın. Tüm bu özelliklerine sebep olarak hayvan sevgisini, duşta şarkı söylemekten hoşlanmasını ya da bulutları bir şeylere benzetme keyfini göstermesi ve tüm bunların aslında çok normal şeyler olması ama inatla anormal olduğunu savunmaları. Bunlar kitabı çekilmez hâle getirdi. Hazel'ın tek problemi Josh'un da dediği gibi ağzının kapanmayan bir musluktan farksız olmasıydı. İlk kez girdiği bir toplulukta çekinmeden bel altı iğrenç espriler yapması ya da ne kadar çılgın olursa olsun misafir olduğu bir evde hiç çekinmeden hareket etmesi? Günlük hayatta her gün bu tipte bir insanla karşılaşsak tahammül edemeyiz ama kitapta tüm bunlar komik bulunmuş. Ve her konuyu belaltı bir muhabbete çevirmesi de beni kitaptan iten sebeplerdendi. Nefret ettim diyemem çünkü keyif aldığım sahneler de oldu. Josh'un ailesiyle ilk tanışma sahnesinde Hazel'ın şapşallığı çok tatlıydı. Ve tüm bu sözde aykırı huylarını hiç kimse için değiştirmeden kendi için yaşaması da güzeldi. Ama genel olarak sevemedim. Keşke sevseydim çünkü çok umutla başlamıştım. Sahte Balayı mı bu mu diye sorsalar yazarın Harika Yabancı kitabı derim. Keşke biri bana Max ve Sara'nın ara kitabını çevirse de okusam.
Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi
Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama RehberiChristina Lauren · Yabancı Yayınları · 20211,755 okunma
Reklam
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.