ÖYLE GÜNLER GÖRDÜM Kİ Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi
ÖYLE GÜNLER GÖRDÜM Kİ Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi
Reklam
İstemem, eksin olsun
LE BRET Silahşör gururunu bir an bırakmaya çalış! O zaman para, şöhret... CYRANO Ya ne yapmak lazımmış? Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi, Bir ağaç gövdesini, tıpkı sarmaşık gibi, Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı? Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı? İstemem eksik olsun! Herkes gibi, koşarak, Yabanın zenginine
Sayfa 96 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Davet
Hobbitler bir sabah uyandıklarında, Bilbo'nun ön kapısının güneyindeki büyük çayırın çadırlar için kullanılan ipler ve direklerle dolu olduğunu gördüler. Yola doğru inen eğime özel bir giriş bölümü kesilip açılmış, buraya geniş basamaklar ve büyük beyaz bir kapı yapılmıştı. Çayırın yanında bulunan Çıkınsaçması Sırakovukları'ndaki üç aile
Metis Yayınları - The Fellowship of the RingKitabı okudu
Muhteşem Çeviri
Ya ne yapmak lâzımmış? Sağlam bir dayı bulup çatmak sırnaşık gibi, Bir ağaç gövdesini, tıpkı sarmaşık gibi, Yerden etekleyerek velinimet sanmak mı? Kudretle davranmayıp hileyle tırmanmak mı? İstemem eksik olsun! Herkes gibi, koşarak, Yabanın zenginine methiyeler mi yazmak? Yoksa nazırın yüzü gülecek diye bir an Karşısında takla mı
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sorun şu," dedi Clovis halasına, "her an, her yerde insa­nın karşısına dikilen bu anma günleri insan doğasının bir yanını didikleyip dururken başka bir yanını da tamamen görmezlikten geliyorlar; bu kadar zorlama birer görev hali­ne gelmeleri de o yüzden. Adet olmuş bir kere; normal za­manlarda konuklardan birisi son anda yüzünü kızartıp da gelemeyeceğini bildirmedikçe evine yemeğe çağırmayacağın birtakım insanlara Noel'de ve yılbaşında en iyimser mutluluk dilekleriyle, en süfli sevgi sözcükleriyle dolu kartlar yol­lamaya teşvik ediliyorsun. Yılbaşı gecesi kazara bir lokanta­da yemek yiyecek olsan, önceden hiç görmediğin ve bir da­ha da katiyen görmek istemeyeceğin yedi kat yabancılarla el ele tutuşup şarkı söylemen şart oluyor, adeta bekleniyor. Ama öteki uca gitmeye izin yok." "Öteki uca mı? Hangi öteki uca?" diye sordu Mrs. Thac­kenbury. "Düpedüz nefret ettiğin insanlara beslediğin duyguları dışa vurmanın hiçbir yolu yok. Modern uygarlığın bu konu­daki gereksinmesi ayyuka çıktı artık. Bir düşün, eski hesap­ları temizlemek, geçmişteki hınçları çıkarmak için belli bir gün ayrılsa ne eğlenceli olurdu kim bilir. İnsanın gözü gibi sakladığı bir 'ihmal edilmemesi gerekenler' listesindeki kişi­lerden son derece hoş intikamlar alabileceği bir gün ..."
Reklam
630 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.