Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
68 syf.
7/10 puan verdi
"TAKINTI" kitabın bu kadar çok konuşulmasının nedeni belki de bu kelime. Kitabın ince veya çabuk bitirilebilir olması asla basite indirgenecek bir eser olduğunu bizlere düşündürmemeli. Kitapta geçen mektubun ilk cümlesi bile anında okuyucuyu etkilemekte ve meraka sürüklemekte. "Çocuğum dün gece öldü" mektuptaki bu ilk cümleyi okurken akılda bir çok soru oluşmakta. Mektubu yazan kişi neden bu şekilde bir giriş yaptı? Okurken bu cümlenin merakının peşinde devam ederken ilerki sayfalarda bu cümle ile birlikte daha bir çok şeyi merak etmeye başlıyor insan. Kitabın sonlarına doğru da zaten bir çoğunu anlamış oluyoruz, hele ki mektubun girişinde yazan cümleyi. Kitapta gecen kadının her ne kadar "aşk" veya sevgisi üzerinde durulsa da bence kitap bitince insanın aklına bundan çok "takıntı" sözcüğü yer edinmekte. Öyle ki bütün bir yaşamı sırf aşk için harcamaktan da bahsedilebilir. Bir insanın kendini bu kavram uğruna ne kadar zor durumlara veya en olmayacak sıfatlara koyduğunu da anlatabilmekte. Bazı yerlerinde hiç beklenilmeyen şeylerin çıktığı veya üzücü olayların yaşandığı kısa ama güzel bir eser.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,6bin okunma
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Toplumsal gerçekçi tarzda ele aldığı bu eser, otobiyografik. Gayet akıcı, sade ve etkileyici bir dil kullanmış. Alışılan tarzda yazılan otobiyografik eserler kronolojik sırayı takip eder. Ancak yazar, belli bir başlık belirleyerek bu başlığın ona hatırlattığı anılarını yazmayı tercih etmiş. Örneğin; aklımda kalan en
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,046 okunma
Reklam
295 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Görmek İstemeyene Ne Fayda
Yarım kalan ne varsa sol yanına bir sızı bırakır insanın. Yaşayıp pişman olmak yaşayamayıp şikayet etme olasılığı arasında gidip gelir insan. Hani sandalye kapmaca oynarken kulağınızı müziğe verirsiniz müzik birden kesilince boş sandalyeye oturup oyunda kalma mücadeleniz devam eder ya işte hayat, ritmini değiştirdiği bir çok insanla bizleri
Gün Yüzü
Gün YüzüAli Bektaş · Romanoku Yayınları · 2023130 okunma
beni hiç anlamadın, anlamayacaksın... aslında o kadar da farklı değiliz, farklı bakıyoruz sadece, farklı düşünüyoruz. senin sözde doğruların var; benim kalpte yanlışlarım. senin gitmeyen korkuların var;
114 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
50 günde okudu
Ne yapabiliriz?
Ne yapabilirim diyerek başlanan bir yolculuğun en tatlı eseri. Parlak ve sulu bir domatesin anlatımıyla işlenmiş kısa film tadında bir roman. Romanın dili anlaşılır, yer yer cümle düşüklüklerine ve metni yoran kelimelere rastladım ama genel olarak akıcı, siz kahvenizi bitirmeden kitap biter. Tanım ve betimlemeler çok güzel işlenmiş; parlak, sulu ve mis gibi kokan bir roman olmuş. Konu olarak işlenen mutfakta, değer, yiyeceklere önem, her türlü israf, göz ve mide doygunluğu, buzdolabının ruhu güzel bir bakış açısıyla ifade edilmiş. Konu idealize edilip ve içselleştirilince satırlara yansımış, okurken buzdolabına kalkıp bir bakma ihtiyacı hissettirdi. "Acaba ben bu içeriğe ne kadar dikkat ediyorum, sadece farkında olmam ya da benim uyguluyor olmam yeterli mi?" diye düşündüm. İnsanın temel ihtiyaçlarındandır yeme-içme, ama maddi kısmının yanında manevi kısmı, ruhu var ve bu ruhu ne kadar güzel işleyip işletebilirsek, süreklilik için çaba sarf ederken bile doyuma ulaşmış oluruz sanırım. Bi de ekleyecek olursam; kitabı okurken "keşke elma ve enginarın önceki yaşamları, irem bağının gizemleri ve buzdolabı içindeki yaşam biraz daha uzun işlenmiş olsaydı" dedim, bir dilek olarak kalsın. Hatta mutfağın asıl hükümdarının korkusunu biraz daha hissedebilmek isterdim. Kaos olmayınca aklımız başımıza gelmiyor. Yazarımızın ellerine sağlık. Böyle bir roman kaleme aldığı ve farkındalığımızı uyandırdığı için teşekkür ederim. Kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Daha ne kadar erteleyebiliriz. ‐ Bir elma sever.
Buzdolabı Vatandaşları
Buzdolabı Vatandaşları
Emre Turan
Emre Turan
Buzdolabı Vatandaşları
Buzdolabı VatandaşlarıEmre Turan · Fihrist Kitap · 2023127 okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Ömer Yatbaz // Bize Yaşanmayacak Bir Gelecek Yazdım
Merhaba Sevgili Kitapseverler Bugün sizlere Ömer Yatbaz ‘ın yazmış olduğu “bize yaşanmayacak bir gelecek yazdım” kitabı ile geldim. Kitabımız gerçek bir hikayeden uyarlanmış. Yazardan okuduğum ilk kitap olsa da meğerse bu kitap, yazarımızın yazmış olduğu üçüncü kitapmış. Aynı zamanda edebiyat dergilerinde de şiirleri mevcutmuş. "-bizim
Bize Yaşanmayacak Bir Gelecek Yazdım
Bize Yaşanmayacak Bir Gelecek YazdımÖmer Yatbaz · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20243 okunma
Reklam
475 syf.
3/10 puan verdi
Osmanlı İstanbul'u ve batı kültürü hayranlığı tezahürü.
Uzun zaman okunacak kitapların arasında kaldıktan sonra okudum ve bitirdim. Öncelik Osmanlı İstanbul'u ve Osmanlı İstanbul'u olarak konumlandırmak istiyorum Kitap, Sultan İkinci Abdülhamid Han'ı yoğun bir şekilde eleştiri yağmuruna tutmuş, kızıl Sultan baskıcı korkak çıkarcı vb. Koskoca Devlet-i Âliye'ye otuz üç yıl yöneten bir
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,4bin okunma
1025 syf.
·
Puan vermedi
Her şey mübah
Dostoyevski’den hep alıntılanan cümle: ‘’Tanrı yoksa her şey mübahtır’’ Kitapta bu cümleyi birebir görmüyorsunuz ama bunun çok sayıda değişkenini bulabilirsiniz: —Öyle. Mademki bu sözü ettik, evet, "her şey mübahtır!" (syf 351) Ölmezlik düşüncesi kalkınca erdem aramayın... (86) —İnsanlarda ruh ölmezliğine inancın kaybolmasının gerçekten
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
Tatil için Denizli’ye Ali’nin arabasıyla gidecek olunca Şamil C**’dan aldığım kitapları götüreyim bari dedim. Zaten birçoğunu okumuştum ama okumadıklarımı da koydum bavula. Geriye üç kitap bıraktım. İkisi, kütüphaneden alınca tek seferde bitiremeyeceğim kalınlıkta, bir de bu kaldı işte. Neden kaldı? Önünü, arkasını, içini okumadım. Sadece ismi,
Macunaima
MacunaimaMário de Andrade · Africano Kitap · 201920 okunma
NİŞANLINIZ SİZİN MAHREMİNİZ DEĞİLDİR.
NİŞANLINIZ SİZİN MAHREMİNİZ DEĞİLDİR. Bunu böyle kocaman kocaman yazsak bağıra bağıra söylesek anlaşılır mı acaba? Hiç sanmam.. Sonumuz hayır değil ama biz yine de hayrolsun diyelim.. Son zamanlarda - ya da belki hep vardı da ben denk gelmiyordum- nişanlı çiftlerin hal ve hareketlerinden çok rahatız olmaya başladım. Onların bu kadar rahat
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Karşıma nasıl ve nereden çıktığını bilmediğim bu kitabı okuduğum için çok mutluyum. İlk sayfaların kafa karıştırıcı yönleri oldu ama kitabı bitirdikten sonra başa dönüp tekrar okuduğumda her şey yerine oturdu. Yine de "yeni bir dil öğrenmek bu kadar kolayken çevirilere ne gerek var" cümlesi o kadar manasız ve yersizdi ki sinirimi bozmaya devam etti. Öyle ki sadece bu cümle yüzünden bir puan kırmayı düşündüm ve kitap boyunca bu cümle aklımda yankılandıkça sinirlerim bozuldu. Ama öyle güzeldi ki be! Kitap boyunca sevgi, insan olmak, hayattaki minik zevkler, dostluk, özgürlük, kadınlık, çocukluk ve merhamet gibi pek çok kavramı sorguladım. Üstelik olayın akışı içerisinde o kadar güzel ve doğal bir şekilde sorguladım ki düşüncelerim akışı bölmedi. Karakterlerin aklındaki sorular, bizim aklımızdaki sorular asla cevaplanmadı. Korku, heyecan, umutsuzluk hiç bitmedi. Neden cevap bulamıyorum diye sinirlendim ama sonra fark ettim. Cevapsız bir deney, cevapsız bir kitap, cevapsız bir dünya, cevapsız bir hayat... Viyana high society clup üyesi, hayat nedir bilmezken buhranlarıyla kafamızı bik bik biken mal herifler, okuyun da ders alın.
I Who Have Never Known Men
I Who Have Never Known MenJacqueline Harpman · Vintage · 20198 okunma
hadi dertleşelim
Bu zamana kadar şidde₺ mağduru olan veya t@ciz vs gibi şeyler uğrayıp konuşamayan kadınlara içten içe sinirlenirdim. Tâ ki geçen yaza kadar.. Neden söylemiyorlar, neden konuşmuyorlar, neden hiçbir yere gitmiyorlar (polis, kadın sığınma evleri vs.) ama insanın bir şeyleri anlamak için yaşaması gerekiyor. Mesela; neden konuşmuyor, neden yardım istemiyor, neden derdini anlatmıyor... Yaşayınca anlıyorsunuz. Anlatamıyorsun ki, nasıl anlatacaksın, ne diyeceksin? Toplumun büyük kesiminde, sen bir şey yapmışsındır, algısı yok mu zaten. Kime anlatacaksın derdini? Yazın ortası, hava çok güzel. Diyorsun kendi kendine ev yakın zaten, yürüyeyim bu gün binmeyeyim otobüse. Yürüyorsun kulağında kulaklıklarınla. Sonra arkanda birisinin varlığını hissediyorsun. Dönüyorsun bakıyorsun, 20-25 yaşlarında bir erkek. Yol tek yön, aynı yere gideceğizdir diyorsun. Sonra onun sana yaklaştığını hissediyorsun. Hızlanıyorsun, seninle beraber hızlanıyor. Önüne geçsin diye yavaşlıyorsun, seninle beraber yavaşlıyor. Birilerini arıyorsun yanlız olmadığını bilsin diye. Etki etmiyor. Sonra sana kabuslarına konu olan o cümleyi söylüyor, merak etme ısırmam. Belki başkasına hafif bir cümle gibi geliyor ama sende o kadar büyük yaralar bırakıyor ki. Bağırarak ağlamak istiyorsun, nefesin daralıyor, bacakların seni taşımıyor, ellerin titriyor. Gözlerinde yaşlar aka aka eve gidiyorsun ve susuyorsun çünkü anlatamıyorsun ki. En başta da dediğim gibi insanların bir şeyleri anlaması için yaşaması gerekiyor, ben yaşadım anladım.
Mutlu son?
Bir efsaneye göre bir kadın bir adama aşık olmuş. Ama ne kadın ne adam bunu fark edememiş. Yaşadıkları duygu yoğunluğu o kadar duygusuz yapmış ki onları aşkı görememişler. Ailesinden inanılmaz derecede sevgi almış, güzel, kibar bir kadın varmış. Annesi ve babası birbirine çok aşık bir çiftmiş. Bir erkek kardeşi ve bir ablası varmış. Ablası
198 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Ercan Kesal'ın okuduğum ilk kitabı. Oyuncu kimliği ile tanıdığım sanatçının yazar kimliği ile de tanıştığım için mutluyum. Kalemi de oyunculuğu kadar kuvvetli. Öykü kitabı zannettiğim anı kitabı. Her bölümde birden fazla anı var ve anılar bir simge, bir cümle bazen de bir kelime ile birbirine bağlanıyor.Açık söylemek gerekirse okumaya
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,046 okunma
206 syf.
·
Puan vermedi
Okunmamış Mektubun Var
"Sevgili Dost, Postanedeki kargaşadan, mektubumu aldığını anladım." Bu kitapta bize kelimlerle yazılan altmışbir mektubun bir mektubuna da şöyle başlıyor; "Sözcükler binlerce kelime bildikleri halde konuşamazlar. Onları dilsiz yapan sahip oldukları kelimeleri baş harflerine göre ve alt alta sıralamalarıdır... Kelimeler ne zaman
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202019,9bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.