Bir adamın, saçlarından tuttuğu kadını sürükleyerek götürmesi gözlerimin önünden hiç gitmiyor. Kaldırım kenarına oturmuş, elindeki bıçakla önüne yatan karısının vücudunu onlarca yerinden kesen adam da öyle. O kadınların çaresizliği kalbimde ağır bir yük oluyor. Sanayi devriminde kurban verilmiş çocukların çaresizliğiyle doluyor hayatım. Ne kadar direnebileceğimi bilmiyorum. Kapıda birikmiş kötülük, çok içerilerde bir yerde sakladığım küçük masumiyetlerimi istiyor. Gözlerimden uyku akıyor uyuyamıyorum. Uyuya kalırsam, o kadınları unutuvereceğim diye çok korkuyorum.