Ne zaman bir kelebek görsem hayatın gerçekten ne kadar değerli olduğunu tekrar hatırlıyorum. Tırtıldan güzel bir kelebeğe dönüşebilmek, özgürce ve mutlu bir şekilde nereye istiyorsan oraya uçabilmek. Sana ne yapman gerektiğini söyleyen birileri olmadan yaşamak. Ben de hiçbir endişem, kaygım, acım olmadan ; hiçbir şey için gözyaşı dökmeden özgürce uçabileceğim günü bekliyorum. Sadece mutlu olmak istiyorum. Gülebildiğimi duymak istiyorum. Güzel kelebeklerinki gibi özel bir gün yaşamak istiyorum. İçimde hüzün olmasın istiyorum.
Ben sevdim sevildim ya; hepten mutlu yaşarım Yoldan çıkartılamam, ne de yoldan şaşarım.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Emre Timur’un kendisinin eserlerini okuyanda bırakmak istediği his şudur; rahatsızlık. Eğer, okuduklarınız rahatsız etmiyorsa, sizi düşünmeye sevk etmiyorsa veya sorgulamanıza neden olmuyorsa okumayın. Yazarın amacı bu çünkü. Ve şunu söyleyebilirim ki, beni rahatsız etmeyen ya da yazdıklarına katılmadığım bir kısım yok. Kendisi zaten varoluşçu
Palyaçonun Listesi
Palyaçonun ListesiEmre Timur · Az Kitap · 2018295 okunma
Tanrı, bize, çağrıyı duyma yetkinliği ve çağrıya uyma erginliği vermiş. Ne mutlu biz müslümanlara.
256 syf.
9/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Herkese merhaba Kendini İyi Hisset kitabının yorumu ile sizlerleyim. Kendinizi tanıdığınız düşünüyor musunuz? Nelerin size iyi geldiğini, neler sevmediğinizi, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığınızı, neler için zaman ayırdığınızı ve kendinizi gerçek anlamda mutlu hissettip hissetmediğinizi yani kendinizi tanımak açısından ne kadar iyisiniz? Dünya
Kendini İyi Hisset
Kendini İyi HissetAlexander Winterman · Yediveren Yayınları · 2023176 okunma
Görünüşe göre ben ne kadar denersem deneyeyim, mutlu bir hayat yaşayamıyorum.
Reklam
"Yaşamım neden istediğim gibi gitmiyordu? İsteklerimin gerçekleşmesi için ne yapmam gerekiyordu? Niçin ilişkilerimde bir türlü mutluluğu bulamıyordum? Yeterince para kazanarak ömür boyu mutlu, doyumlu olacak mıydım? Ama en önemli soru yüreğimden gelendi: Yaşamak için böylesine mücadele vermek zorunda kalmayı hak edecek ne yapmıştım?"
önceden aramaya bile cesaret edemediğim kişi solumda yatıyor. merhaba, dünya. ne kadar aydınlıkmışsın.
168 syf.
·
Puan vermedi
İNCİNMİŞSİN . Herhangi bir yerimize göstermiş olduğumuz özeni, neden ruh sağlığımıza göstermiyoruz? Ki bence en önemlisi de #ruhsağlığı . Ama biz insanoğlu kurcalamayı, kaşıyıp deşmeyi söz konusu kendi hayatımız olunca nedense hep ikinci, hatta çok daha sonraki plana atıyoruz. Sanki ortaya döksek ' deli ' yaftası yiyecekmişiz
İncinmişsin
İncinmişsinMelis Bozkurt · Destek Yayınları · 202329 okunma
"Herkesin gönlünde bir Emine'si vardır"
Mustafa Kemal Paşa kaldığı yere, Rudolfs Haf'a döndü. O gece kadınların toplum içindeki yerinden ve evlilikten söz etmişlerdi. Düşündü. 37 yaşına gelinceye kadar ciddi şekilde evliliği düşündüğü anlar olmuş muydu? İlk aklına gelen Emine oldu. Emine, Şevki Paşa'nın kızıydı. Komşuydular. 1899 - 1900 yılı tatil fırsatıyla Selanik'teydi. Tatil sonuna kadar Emine'ye paşaların evinde ders verme durumu ortaya çıkmıştı. Ders sebebiyle birlikte olmaya başladıklarından beri aslında zamanın çoğunu beraber geçiriyor ve birbirlerini sevdiklerini biliyorlardı. İlk defa Yüksek Kahve denilen gazinonun bahçesindeki kameriyelerden birinde buluşmuşlardı. Emine ilk defa bir erkekle buluşmanın heyecanı içerisindeydi. Emine pek rahat değildi. Tatil bitince sevdiği genci İstanbul'a uğurlayacaktı. Mustafa Kemal telli kaytan bıyıkları, derinlere dalan mavi ve çekici gözleri ile son derece sürükleyiciydi. İki saate yakın konuşmuşlardı. Emine, ayrılığın üzüntüsüyle, evlenmekten başka çareleri olmadığını söyleyivermişti. Mustafa Kemal, evlenmelerinin şimdi mümkün olamayacağını izah etmişti. Evlenmelerini daha makul bir zamanda yapabileceklerini söylemişti. Emine, aniden ayağa kalkmış, Allahaısmarladık diyerek oradan ayrılmıştı. Mustafa Kemal ne yapacağını şaşırmıştı. Selanik'e her geldiğinde Emine'nin evlenip evlenmediğini soruyor, evlenmedi cevabını alınca da mutlu oluyordu. Ne zaman "Eminem" şarkısını duysa içinden "herkesin gönlünde bir Emine'si vardır" diye düşünceler geçer ve hüzünlenirdi.
Sayfa 148 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
- Savaş zorunlu ve yaşamsal olmalıdır. Gerçek inancım şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda acı duymamalıyım. Millet yaşamı tehlikeye uğramadıkça savaş cinayettir. (1923) - Milletimizin güçlü, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesi için, devletin tamamen milli bir siyaset izlemesi ve bu siyasetin iç kuruluşlarımıza tamamen uygun ve dayalı olması gerekir. (1920) - Dış siyaset, bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı şekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluşa dayanmayan dış siyasetler daima kötü duruma sürüklenirler. Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa, dış siyaseti de o oranda güçlü olur. Dış siyaset iç kuruluş ve iç siyasete dayandırılmak zorunluluğundadır. Yani iç kuruluşun kaldıramayacağı genişlikte olmamalıdır. Yoksa, hayali dış siyasetler peşinde dolaşanlar, dayanak noktalarını kendiliğinden kaybederler. (1923) - En iyi siyasetin, her türlü anlamıyla en çok kuvvetli olmakta bulunduğunu kabul ederim. Bu sözden amacım yalnız silah kuvveti olduğunu sanmayınız. Tam tersine, asker olmama rağmen bu, bence kuvvet toplamanın oluşturduğu etkenlerin sonuncusudur. Benim dilediğim, manevi yönden, bilimsel yönden, teknik yönünden ve ahlak bakımından kuvvetli olmaktır. (1930) Mustafa Kemal Paşa'nın bu önemli tespitleri, bugün de önemini ve yol göstericiliğini aynı şekilde korumaktadır: Millet yaşamı tehlikeye uğramadıkça, savaş cinayettir!
Sayfa 139 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
İnsanoğlu sonunda yokuş aşağı inmeye başlayacağını ve düşeceğini bildiği sürece, ne gerçek anlamda mutlu ne gerçek anlamda özgür hatta ne de gerçek anlamda aklı başında olabilir.
Bilge insan her şeyden önce ne vınlayan oklardan, ne birbirine geçmiş iki ordunun silah seslerinden, ne düşmüş bir kentin çatırtısından dehşete kapılan insandır; ötekisi ise deneyimsizdir, her gürültüde malı mülkü için korku içindedir; her ses titretir onu, en ufak kıpırtıda yüreği ağzına gelir; sırtındaki yük ürkek yapmıştır onu. Şu mutlu geçinenlerin içinden seç herhangi birini, sırtlarında çok yük olanlardan, arkalarından çok şey sürükleyenlerden birini; göreceksin ki o "yoldaşları için, yükleri için" hep korku içindedir. Yaltaklık da etse, tehdit de etse, boş değerleri kaba bir gürültüyle bütün etrafında çınlatsa da sana hiçbir çığlığın erişemeyeceği, seni hiçbir sesin sarsamayacağı gün, işte o gün sen ruh dengeni kurmuşsun artık demektir, bilesin!
Sayfa 188 - Jaguar Yayınları
Yangınlardan ateş çaldım Gökyüzünden rüzgar Hiçbiri mutlu etmedi Seni düşünmek kadar Ateşi tuttum rüzgara dokundum Ne ateş ne de rüzgar acıtmadı Senin yokluğun kadar Bir soluk kadar yakın Yıldızlar kadar uzak derler sevgi için Uzanır yetişemezsin Yetişir dokunamazsın Dokunur vazgeçemezsin Vazgeçer ama asla unutmazsın Attilâ İlhan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.