Durup durup patlak veren mutluluk histerisinin sebeple­ri nelerdir? Bir sebep, mutluluğa kaçıştır. Dış koşulların bas­kısı arttıkça, insanlar içsel mutluluklarını sorgularlar: Mutlu muyum ben? Gelecekte nasıl mutlu olabilirim? Fakat mutluluğun gölgedeki yanlarına baktıkça kendini dayatan acil sorular da vardır: Ne kadar çok insan, sırf mutlu olmaları gerektiğine inandıkları için mutsuz oluyordur acaba? Pe­ki ya mutsuz olan ve sadece bununla değil bir de tüm toplu­mun mutluluktan mest olmuş görünmesiyle baş etmek zo­runda olan onca insana ne demeli? Görünüşte mutlu olan­lar mutluluklarında ısrar ettikçe, mutsuzlar kendileri dışlan­mış hissetmezler mi?
Sayfa 10 - İletişim
Sosyal medyayı çok severek kullanan biriyim. Her gün de paylaşım yaparım, gündemde komik bir şey varsa paylaşırım ya da hiç olmadı arkadaşlarıma reels atarım. Ama son zamanlarda bana bir şeyler oldu. Özellikle bayramdan bu yana gördüğüm storyler ve postlar derken sanki tek derdi olan benmişim gibi hissettirmeye başladı. Çevremde yurt dışına veya şehir dışına gitmeyen bir ben kalmışım gibiydi. O esnada ben tüm bayram çalıştım, hatta kütüphaneden fotoğraflar attım. Tatil dönüşünde de bana utanmadan "Ooo sen de iyi gezdin ha" dediler. Ben deli gibi çalışıp, yemek molasında kütüphanenin bahçesindeki göleti paylaştığım için "Sen de yaşıyorsun bu hayatı" tarzındaki konuların baş kahramanı oldum. Herkesin derdi var ve sosyal medyada kendilerine mutlu bir maske takıp onu paylaşıyorlar evet bunu biliyorum. Fakat bilmeme rağmen yine de bu aldatmaca beni bir girdap gibi içine çekiyor ve o döngüde kayboluyorum. Sahi tek mutsuz olan ben miyim? Eğer öyle değilsem benim maskeme ne oldu?
Reklam
Gerçekler, sevgilim
Bu sabah erken kalktım. Yüzüme üç kez gerçekler çarptım. Kanadı yüzüm, gözüme gerçek kaçtı. Gözümün sulandığını görenler ağladığımı sandı, oysa gerçek gözümü yakmıştı. Bu yüze gerçek çarpma ve göze gerçek kaçırma beni zinde yaptı. Dışarı çıktım, yolum uzundu. Nicedir yürümeyişlerimle biriken adımlarımı da yanıma aldım. Yorgunluğumu, kendini
Çok mutsuz olabilirsin. Çok acı çekebilirsin. Mahvolabilirsin. Her şeyini kaybetmiş olabilirsin. Hüngür hüngür ağlıyor olabilirsin. Ölmek istiyor olabilirsin sen ne yaşarsan yaşa; Ne kar yağmaktan vazgeçer ne de yağmur diner. Hayat kendine gelmeni beklemeden akar gider ve zaman seni asla durup da beklemez. Sen ne kadar gözyaşı dökersen dök bir yerde insanlar kıskanılacasına mutlu olmaya gülmeye hatta kahkaha atmaya devam eder. Yani; Çektiğin acıları en derin sen hissedersin. Ve onların verdiği zarar yetmiyormuşçasına kendini öldüresiye hırpalarsın. Aslında çeker gidersin herkes kaldığını sanır..
İyi ki hayatıma girmişsin, iyi ki varsın...
Nasılsın güzel sevgili, umarım iyisindir. Ben çok heyecanlıyım. Bugün senin özel günün. İnsanlardan kendimi soyutlamaya çalıştığım dönemde çıkmıştın karşıma. Seni ilk gördüğüm yeri hatırlıyorum. Odandaki diğer masanın duvar tarafındaki sandalyede oturuyordum. İlk kez orada o güzel sesini duymuştum. Beni ilk aramanı hatırlıyorum. Odana çağırmıştın.
Kebelekin Markoviči

Kebelekin Markoviči

@milinkovicv
·
15 Nisan 04:26
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
Öyle bir vaaz ki, vaaz derim sana !!
güzel, görkemli, kanatlı düşüncelerini söylüyordu, insanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Aristo, Fizik'inde "şimdi" dediği tek tek anlar ile Zaman arasında ayırım yapar. Tek tek anlar, tıpkı Aristo'nun atomları gibi bölünmez, parçalanmaz şeylerdir. Zaman ise, bu bölünmez anları birleştiren çizgidir. Zaman'ı, şimdileri birleştiren çizgiyi, Tarık Bey'in "unut" öğüdüne rağmen ne kadar gayret etsek
Sayfa 269 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
Farklı koşullarda daha mutlu ya da mutsuz olur muydum bilemem fakat başka bir insan olmak istemediğimi biliyordum. Ne kadar acı verse de ben böyle biriydim işte.
Sayfa 250 - Ren KitapKitabı okudu
288 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yeongju, hayatına sıfırdan başlamak üzere, eşinden boşanıp, işinden istifa ediyor ve ardından hyunam-dong kitabevini açıyor. Kitabevinde kitap kulüpleri düzenleniyor, yazar-okur buluşmaları yapılıyor. Başlarda kitabevinin geleceğine dair endişe duyuyor ve kendini mutsuz hissediyor ama kitaptaki diğer tüm karakterler gibi o da zamanla kendi amacını buluyor. Kitabevi kendi sıcak ortamını yaratırken gelen müşterilere de bir ışık kaynağı oluyor. Hayatında bir yol ayrımında olanları, geleceğiyle ilgili ne yapacağını bilemeyenleri bir araya getirip birbirlerine yaslanmaları için sakin bir ortam yaratıyor. Otuzlarında mutsuz hissettiği bir evlilikte sıkışıp kalmış bir kadına, yeni mezun olmuş ve ne yapacağını bilemeyen bir çocuğa ve yıllarca özel sektörde çabalayıp hiçbir ilerleme kaydedemeyen umutsuz bir kadına, gün içinde nefes alabilmek için uğradıkları bir sığınak haline geliyor. Yazar vermek istediği mesajı direkt vermiyor, karakterler üzerinden minik bir diyalogla gizlice veriyor ve en sevdiğim şey bu oldu. Kitap size dolaylı yoldan birçok soru sordurabilir. Gerçekten mutlu muyum? Mutlu olduğum bir işi mi yapıyorum? Geleceğe dair planlarımı içimden geldiği gibi mi kurdum yoksa ailemi mutlu etmek için mi ? Yaklaşık 16-17 yaşındayken “ Küçük mucizeler dükkanı” diye bir kitap okumuştum, o kitabın içeriğini çok hatırlamıyorum ama genel olarak aynı duyguları hissetmiştim. Çıkmazda hisseden, sıkıntılı süreçlerden geçen insanların birbirine şifa olduğu hikayeler, sıcak ortamlar. Büyük olayların olmadığı, sakin ve insanı rahatlatan bir metin arayışındaysanız, hyunam dong kitabevi sizin için.
Hyunam-Dong Kitabevi
Hyunam-Dong Kitabevi
Hyunam-Dong Kitabevi
Hyunam-Dong KitabeviHwang Bo-reum · Athica Yayınları · 2024159 okunma
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Reklam
1062 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
237 günde okudu
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.” Daha ilk cümlesinden sizi kendi içine çeken bir kitap, bir klasik… Adından da anlaşılacağı üzere, baş karakter Anna Karenina. Fakat yazar, Anna Karenina’nın etrafına başka karakterlerde yerleştirerek, tüm o karakterler üzerine; toplum düzenini, insan ilişkilerini, kadın-erkek çatışmalarını, eğitimli-eğitimsiz çatışmalarını, para, toprak sahibi olmak ve güç dengesi gibi kavramları size muazzam bir biçimde anlatıyor. Bundan dolayı, yalnızca bir aşk romanı demek haksızlık olur. Kalınlığıyla zıt bir şekilde inanılmaz akıcı ve kısa sürede okunabilecek bir kitap. İlk sayfada yer alan “Ey sevgiler, kendiniz için öç almayın, fakat Allah’ın gazabına yer verin; çünkü şöyle yazılmıştır: Rab diyor: Öç benimdir, karşılığını ben vereceğim.” Ancak, kitabı bitirdiğimde bu cümleyle ne demek istediğini anladım: Ne Anna’yı, ne de Vronskiy’i yargılamak bize düşmüyor.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201938,9bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hani gökten üç elma düşmüş diye biten masallarımız vardı dinleyerek büyüdüğümüz, işte #servinini ve üç güzeller’in hikayesi de dinlediğimiz o masalların tadında bir kitaptı. Anlatımı masal gibi konusu geçmişten günümüze gelen toplumsal kadın sorunları… Eşinden ayrılan babasının biricik kızı Suna’nın hikayesi ile başlıyor kitabımız. Masal içinde başka masallar, acı içinden başka başka hüzünler var kitapta. Öyle çok sevdim ki Servi Nineyi, Suna’yı, Zemzem’i, Bedriye’yi tüm o güzel güçlü kadınları. Hele babası ile Servi’nin o sıcak ilişkisi… Ne kadar içimi sızlattığını beni tanıyanlar tahmin etmiştir. Konusunda sürpriz bozmak istemiyorum mutlaka okuyup o hisleri yaşamanızı isterim Ben çok çok çok sevdim, bu seneki favorilerime ekledim. Okuyun, okutturun "Değil mi ki hayat sonlardan ibaret ve bittiği yer sonsuzluk; varsın sonlar daim olsun. Büyük, küçük, acı, tatlı, mutlu, mutsuz..."
Servi Nine ve Üç Güzeller
Servi Nine ve Üç GüzellerArlin Çiçekçi · İthaki Yayınları · 0303 okunma
Hayat acayip bir şey, biliyor musunuz? Biliyor muydunuz? Ne demeli, nasıl sormalı, sormalı mı? Ben mutlu bir insan değilim ama ben mutsuz bir insan da değilim demeliyim. Kendimi anlatmaktan hoşlanmayan birisiyim de demeliyim. Anlatılacak bir şey yok, kendi halinde birisiyim de demeliyim. Ya da hiçbir şey dememeliyim, bilinir ki benim gibi birisiyseniz pek bir şey demezsiniz.
Sayfa 293
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.