Kemalist ulusçu söylem "Kürt meselesi" diye bir problem tanımaz. "Dirlik ve birliği" sağlamada karşılaşılan problemler güvenlik ve asayiş konusu olarak tanımlanır. Ülkede yalnızca Türk etnik varlığı söz konusu olduğu/olabileceği için herhangi bir etnik problemden de bahsedilemez.
Sayfa 242Kitabı okudu
Atatürk der ki:
"Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar: evet doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü, ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine boyun eğdirendir. Ben, kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim."
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
'Atatürk ihtilali' isimli kitap, Atatürk'ün onayladığı fikirleri dile getirmesi bakımından özellikle önemlidir ve Kemalizm adına otantik bir sözcülüğe sahiptir.
Sayfa 209 - Mahmut Esat BozkurtKitabı okudu
Aslında, hakimiyet-i milliye şiarı, amaç değil yalnızca bir araçtı. Mustafa Kemal Paşa tarafından işlevsel bir sembol olarak değerlendirilmiş, zamanı gelince de bu fikre vesayetçi bir mahiyet kazandırılmıştır. Halk, mücadelenin öznesi gibi görünmüş ancak nesnesi olarak kullanılmıştır. Başkomutanlık kanununun yürürlük süresinin uzatılması ve saltanatın kaldırılması esnasında yapılan konuşmalar ve takınılan tavır, bu vesayetçi anlayışın iki açık örneğidir. Cumhuriyetin ilanının hemen ertesinde Rousseau'nun halk egemenliği tezinin "bilge kanun koyucu" fikri siyasi sahnede "belirmiş" ve milli hakimiyet, cumhuriyeti kuran kişiyle yani Mustafa Kemal Paşa ile özdeşleştirilmiştir. Daha önce iki dereceli de olsa halk tarafından seçilen meclis üyeleri artık bizzat Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından "tayin edilmeye" başlanmıştır. [Baskın Oran/Atatürk Milliyetçiligi Resmi İdeoloji Dışı Bir İnceleme]
Modern ulus devletler, çoğunlukla, sıkı bir ünitarizme yaslanır ve dolayısıyla ulusal meşruiyet, yani kamusal alanın, kendi içinde barındırdığı çeşitlilik ne olursa olsun, tek bir ulusun taleplerine açık olması, ana meşruiyettir. Bir ulus içindeki etnik toplulukların ulus olmayı amaçlaması, ulusal egemenlik ve bütünlüğe bir meydan okuma teşkil eder. Bu sebeple etnik talepler ya özel alana hapsedilir ya da ağır bir şekilde bastırılır.
Eğer Kemalist inkılabın bir ikinci adamı varsa, üçüncüsü hiç şüphesiz Peker'dir.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
251 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.