'Ne mutlu Türküm demek zorundasınız. Bunu söylemeyen bizim düşmanımızdır' deniyor. Oysa bir Kürt, 'Ne mutlu Türküm diyene' demek için hiçbir sebep görmüyor.
Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene!
Delinse yer; çökse gök, yansa, kül olsa dört yan, Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan. Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan; Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz!
Sayfa 423
Reklam
Temennim odur ki, "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözü ile "Beni sıradan bir azınlık mensubu olmaktan, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığına ve en önemlisi TÜRKLÜGE "Yücelten" bu Büyük İnsana karşı küçücük de olsa bir vefa borcu, o muhteşem ziyafete bir tutam tuz da olsa katkıda bulunabilmiş olayım.
Atalarıma Sevgi ve Saygılarımla. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
... çok mutluyum Türk olduğum; Atatürk ve arkadaşları gibi bir kahraman milletin evladı olduğum için! (Babanın kızı)
Sayfa 18 - Tunç YayıncılıkKitabı okudu
Büyükada’da bir ilkokulun duvarında iki satır yazı gördüm. “Türk demek Türkçe demektir, ne mutlu Türk’üm diyene” … Meğerse o iki cümleymiş, bir cümle değil. Bir cümleye indirmişler!…
Sayfa 370Kitabı okudu
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Güce tapmak; toplumsal refleks ile insanlığı alçaltan putperest bir tavra dönüşür. Gücün karşısına çıkanın niyetinin anlaşılması güç olduğu için karşı güçte tehlikelidir. Asıl güç toplumun kendisidir. O gücü temsil eden, bir arada tutan ve bütünlüğü koruyan üst kimlik yani ırklar birliği ulusun kendisidir. Biz Türkler buna yurttaşlık diyoruz. Ne mutlu Türküm diyene yurttaşlığı ve ulus birliğini ve bütünlüğünü ifade eder. Yurttaşlığın yerine müşteri olmayı, kula kul olmayı, ideolojik bölücülüğü, ırkçılığı, mezhepçiliği koyarsanız gücü ele geçiren o toplumu güder. ] Önder KARAÇAY [
Atatürk'ün 10. Yıl Nutku
Atatürk: "Türk Milleti! ... Ne mutlu Türküm diyene!"
Sayfa 65 - Bilgi Yayınevi, Ankara, 13. Basım: Kasım 2017Kitabı okudu
İthat terakki
Türk olmayan unsurları kati suretle Türkleştirmek veyahut cezri tasfiyeye tabi tutmak siyasetine matuftu (27) Bu sebeple Türk olmayan milletlere mensup gençler arasında Türk devletine karşı bir nefret ve itimatsızlık havası esmeye başlamıştı. Aynı siyasetin takibi biz Kürd gençleri arasında da büyük tepkiler husule getirmişti. O zamana ka- dar Kürdçülük zihniyeti taslamayan Kürd gençleri bile çok büyük bir heyecana kapılarak Türkleri düşman bilmeye başlamışlardı. İstanbul'da üniversite gençleri arasında artık bir milliyet kavga ve mücadelesi başgöstermişti. Mektepte teneffüshaneden dershaneye girdiğimizde, dershane büyük si- yah tahtasına tebeşirle pek büyük yazılarla "Ne Mutlu Türküm Diyene", "Yaşasın Türk" yazılmış olduğunu görmekteydik Bu vaziyet karşısında biz de teneffüs saatleri arasında ders. haneye girerek aynı tahtaya "Yaşasın Kürd ve Kürdistan", "Ne Mutlu Ben Kürdüm Diyene" yazılarını yazmaya mecbur olmuştuk. Aynı şekilde Arap, Çerkez, Arnavut, Ermeni vb Türk olmayan gençler arasında da milliyet kavgası artık bütün şiddetiyle başgöstermişti.
Uyku geldi bedene Ne mutlu Türküm diyene !
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
“Bugün özgürsek, onun sayesinde.. Bugün bağımsızlığın yüce doruklarında şerefimizle yaşıyorsak, onun sayesinde.. Ekmeğimiz, suyumuz varsa, onun sayesinde. Korkusuzca yurdumuzda ve dünyada başımız dimdik «Ne mutlu Türküm diyene!» diyerek dolaşabiliyor, uygar ülkelerle uygarlık yarısını sürdürebiliyorsak, onun sayesinde…”
Sayfa 314
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Mustafa Kemal Atatürk.
Sen kaldırınca tuğları Korku sarardı dağları Haydi yürü aş çağları Yalavaçla hak beğene Ne mutlu Türküm diyene
Oğuzda er sıra sıra Gözler kara bakış çıra Bu görkeme bu vakara Alnı semâya değene Ne mutlu Türküm diyene
Atatürk, Nutuk’un sonundaki “Gençliğe Hitabe”yi okurken 36 saatlik yorgunluğunu unutarak adeta cephede askere hitap edercesine sesini yükseltti; heyecanlandığı sesinin titremesinden anlaşılıyordu. “Ne Mutlu Türk’üm diyene!” diye sözlerini bitirdiğinde gözleri nemlenmişti. O sırada kongre salonunda bulunanlar Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”yi okurken sesinin titrediğini ve heyecanına hakim olamayarak gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gözlemlemişlerdi.” Atatürk’ün, 15 Ekim 1927 Cuma gününden 20 Ekim 1927 Çarşamba gününe kadar, altı günde okuyup bitirdiği Nutuk’a yabancılar “ six day speech” adını verdi. Bu uzun konuşmadan bir Batılı yazar “ Hayret Verici Hitabet” diye söz etti.
978 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.