Aslan sol kolunu usulca omzuma atıp bedenimi göğsüne çekiştirdikten sonra, sol omzumdan göğsüme doğru sarkan sol elini, annemin isimliğinin ve künyelerinin karışımıyla birlikte elimin üstüne bastırdı. Ardından ikimizin de dilimizden, varlığımızın yegane yemini döküldü: "Ne mutlu Türküm diyene!" {☆
Sayfa 308 - DokuzyayinlariKitabı okuyor
Reklam
Türk adalarını Yunan' a bırakacaksın. Türk yoktur diyeni alkışlayacaksın. Ne mutlu Türküm diyene'li Andımıza tahammül edemeyeceksin. TC'yi sileceksin ... Sonra çıkıp Atatürk' e Yunan diyeceksin öyle mi? Atatürk, bilimsel gerçek olarak, Oğuz Türkü'dür yörüktür. Bu kindar nesi nankörlüğü ise, işgalci mezaliminden kötüdür.
Mustafa Kemal 1934'te Atatürk soyadını almıştır. Hiçbir büyük Türk, ondan önce "Türk'üm!" dememişti. Türk, Osmanlıcada kaba ve köylü demekti. Şehir efendisi alafranga ise Osmanlı, alaturka ise Müslümandı. Atatürk, cumhuriyetin onuncu yıl dönümündeki kısa nutkunu şu sözle bitirmiştir: "Ne mutlu Türküm diyene!" O bir milliyetçi idi; fakat ırkçı değildi. Onun anlayışında vatan Türkiye, Türk de Türkiyeli demekti. Bir gün kendisine: - Ya öteki Türkler? diye sormaları üzerine: - Hepsinin vatanı burası. Hepsi için yurdumuzda yer var, cevabını vermişti.
Sayfa 116Kitabı okudu
Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene!
Korkma, sen Türk’sün! Türkler hiçbir vakit, hiçbir yerde, hiçbir şeyden korkmazlar.
Bilge Kağan Kemal Paşa Yaz adımı bengütaşa Girişip şunca savaşa Meydanda düşman döğene “Ne mutlu Türküm diyene”
Sayfa 86
Reklam
891 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.