1933 yılında, Hitler'in Almanya'da iktidar olmasıyla yükselen faşizm dalgasından Türkiye de etkilenip, "Ne mutlu Türk yaratılana" sloganları atılırken, Atatürk, "Onuncu Yıl Söylevi"nin sonunda, Tanrı tarafından seçilen bir ırkın olamayacağını vurgulayan şu anlamlı ve güzel sözü söylemiştir: "Ne mutlu Türküm diyene"...
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Neden çocukken, bir yandan inançla "Ne mutlu Türküm diyene" diye haykırırken, diğer yandan Batılı olan şeylere hayranlık duymanın çelişkisini yaşamıştım?
Dünyada çalışma saatleri ortalama 8 saattir ama bu 8 saat sürecinde ortalama kim ne kadar iş yapıyor diye araştırma yapmışlar. Japonların ortalama 7 saatlik iş yaptığını görmüşler. Amerikalılar 4 saatlik, Türkler 57 dakikalık, Mısırlılar ise 15 dakikalık iş yapıyormuş. Bir kez daha Ne mutlu Türk’üm diyene!?
Diyorlar ki Japonlar senede ortalama 25 kitap okuyorlarmış. Türkler ise 25 yılda bir kitap. Ne mutlu Türk’üm diyene!? Bu bizim hesabımıza çok kötü bir durum değil mi?
Reklam
Atatürk yalnızca "Ne mutlu Türküm diyene" dememiş, sözün baş tarafını kesmişler. Aslında: "Türk demek Türkçe demektir, ne mutlu Türküm diyene" demiş.
Sayfa 119Kitabı okudu
Gazete logolarının altına "Türkiye Türklerindir" veya her tarafa “Ne mutlu Türküm diyene" yazanlar, acaba, ne kadar Türkçe biliyorlar?
Ne mutlu Türk’üm diyene!
“İnsan, Türk milletinin böyle bir felaket yığınının içinden yine dipdiri çıkışına gerçekten hayran kalır. Türk olmak ne eşsiz bir şereftir”
1,000 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.