Kendi içine dikkatle baktı. Yalnız merak mı? Hayır! Arzu da vardı. İstiyordu. Selma'yı istiyordu. Hah! Eğri oturup doğru konuşalım. Getir bir rakı daha. Şimdi meselenin kendisiyle Nevzat arasındaki faslı daha aydınlatmışta. Evet, fazilet hikayelerini bırakalım, dava şu: Bir tarafta Nevzat, öte tarafta Selma. Daha doğrusu bir tarafta Nevzat, Feriha, Ufuk, cemiyet, ahlak, vicdan, falan; öte tarafta tek başına Selma! Tek başına ha?.. Ne sihirli ve kudretli yalnızlık!
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde? kaç kilo çekerdi yalnızlık? kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının? belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları, her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk, hep ağlamaklı olurduk gülünecek hâlimize.
Reklam
Turgut Uyar'a ait sanılan Palyaço şiiri
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Kalmak Türküsü
Daha gidilecek yerlerimiz var Şu sohbetinizi dinler gideriz Coştukça şarkılar, türküler, sazlar Rakı mı, şarap mı, içer gideriz Geçse de umudun baharı yazı Gözlerde kalıyor yaşanmış izi Kimseler kınamaz burada bizi Ne varsa hesabı öder gideriz Söyleyecek sözü olan anlatsın İsterse içine yalan da katsın Yeter ki kendinden, bizden söz etsin Yalanı doğruyu sezer gideriz Neler gördük neler bu güne kadar Daha gidilecek yerlerimiz var Bizi buralarda unutamazlar Kalacak bir türkü söyler gideriz Sevgiye var olduk sevdik sevildik Kavgalara girdik öldük, dirildik Bir anlam fırını içinde piştik Anlamlı güzeli sever gideriz Ne varsa hesabı öder gideriz Kalacak bir türkü söyler gideriz
Çiçekleri sulasan
youtu.be/ZS8HnpRJ9ls?si=... Çiçekler sulasan, kurumuş yaprakları kessen sözgelimi tırnaklarını yemesen akşamları erken yatsan iyi olur.iyi olur elbet yani şu süsenler, kır menekşeleri yok mu ne desem denizin bir tenhalıkla uyumu kayboldu kış çoktan unutuldu da ondan. bir akşam bir manav bütün hüznüyle konuştu salatalara vuran
"rumelihisarı'nda orhan'ın mezarı ne gittim ne gördüm gitmek de istemem taze ekmek bir parça beyaz peynir şimdi olsa şuracıkta rakı içer denize mi bakar kim bilir..
Sayfa 169 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Sen benim içtiğimi ne zaman gördün?” “İzmir kurtarıldığı zaman.” “Gene kurtarın da, kurtardığınız akşam gelin! Hem de rakı paraları benden... Neye apıştın? Turp sıkayım senin gazeteciliğine! Yunan’dan demedim bu kez, Serbestçilerden kurtaracaksınız... Dur hele sakın baltayı taşa mı vurduk?” “Değil... Ben de sizdenim!” “Ne kadar güzel! Haydi eğlenceniz bol olsun!”
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Kirli sakallı sofiye ne iş yaptığını sordum.Doguda yaşlı sakallılara Soçi diyorlar.Sofi Türkçe bilmiyor.Sofi ağanın yarıcılığını yapıyorum.Biri benim ikisi ağanın. Sofinin çocuklarına eski yazı okuyor lar mı diye sordum. Arkadaşın öğretmen”o Yezid,gavur,o Fransız gavuru,o Ermeni piçi,öne idiği belirsiz çingene tohumu,o senin sorduğun namussuz öğretmen,dinsiz öğretmen,göz açtırmıyor bizlere.Zorla çocukları gavur mektebine sokuyor. O mektebi bitirdikten sonra da çocuklar büyüyor.Sofi sen hangi tarikattansın.Şeyhin kim.”Ya Hak!”ve “Ya Abdülkadir Ceylani. Sofi senin şeyh rakı içip, kız oynatıyormuş İstanbul’da.Yoksa şeyh liberal kapitalist mi.Belki bu ne demekse.Herkes aynı şeyi söylüyor.
Sayfa 22 - YkyKitabı okudu
İçine doğru yayılan sıcaklık akımını oluşturan şeyin onun parmağının baskısı mı, yoksa pürüzsüz objenin yeni ve çılgınca hissi mi olduğunu bilmiyor- du. Ama Clay'in parmağı kıvrımlarının içine doğru inerek içine girdiğine, dışarı biraz daha ıslaklık aktı. "Elime akman çok uzun sürmedi." "Azgınlığımın hızı seni hayal
Sayfa 43
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.