Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.12
Sahabe iklimi setinin ikinci kitabı, Zübeyr b. Avvam…
Çoğumuz sahabelerin isimlerini bilir ama hayatlarından, tarihteki şahsiyetlerinden, önemlerinden habersizizdir. Ben de o kişilerden biriydim ve buna bir son vermek için sahabe iklimi setini almıştım. Ne kadar çok beğendiğimi ve beni ne kadar çok etkilediği ilk kitap Hz. Hatice ve ikinci kitap
Zaman beni bir saman çöpünün akarsudaki boş vermişliği gibi sürüklüyordu...
Selamlar
Akşin Hatun kaleminden #ermenekligülizar kitabıyla geldim. Gerçek yaşanmış bir hikaye olması beni çok etkiledi.Nasıl yorumlayacagımı hiç bilmiyorum. Ne söylesem az kalacak. Akşin Hatun ilk yirmi yılını bizlerle paylaştın umarım ikinci yirmi yılında bütün güzellikler senin karşına çıkmıştır. Bunları kaleme aldıysan sen güçlü bir kadınsın. İkinci kitabını bekliyorum.
Toros dağları eteklerinde ormanlık alanda köy demeye bin şahit isteyen bir yerleşim yerinde doğan,yedi çocuklu bir ailenin büyük kızı ve beşinci çocuğu Gülizar'ın gerçek yaşam hikayesini anlatan dokunaklı bir kitap. Gülizar, yoksulluk, cahillik ve ailesinden gelen zorbalıkla mücadele eder. Küçük yaşta, abileri tarafından sürekli iş yaptırılarak ve sorumluluk yüklenerek büyür. Ancak hayatı, aile içinde gerçekleşen istismarla daha da karmaşık hale gelir. Gülizar, bu acı gerçeği kimseye açıklayamaz ve bu durumun etkisiyle sevdiği bir adamla dahi evlenemez. Annesine istismar olayını söyler ama annesi inanmamayı tercih eder. Bir gün başka bir adamla kaçma kararı alır, ancak bu yeni hayatta da huzur ve mutluluğu bulamaz.
Ailesi tarafından sahip çıkılmadığı bir dünyada, yaşadığı zorluklar ve çektiği acılar derin bir düşündürme ve duygusal bir etki bıraktı bende.Kitap, aile içindeki ihmaller ve toplumsal sorunları gözler önüne sererek, sahip çıkma ve anlama ihtiyacına vurgu yapıyor.
Lütfen çocuklarınıza sahip çıkın. Onları dinleyin, göz ardı etmeyin. Benim annem babam var arkamda dağ gibi diyebilsinler.
Cimri Cömert
Kendini kendi içinde herkesten daha iyi (ve daha kötü) gören bir kadının iki uç arasında gidip gelmesini anlatıyordu. Yazar kendi psikoloji bilgisini göstermek istemiş olması lazım ki durup dururken alakasız yerlerde psikolojik bilgiler ortaya atmış. Olay örgüsü korkunç derecede kötü ve yüzeysel kurulmuş. Akıcılık, özgünlük ve üslup konusunda sınıfta kalıyor. Ne söylesem boş. Bu yıl okuduğum en kötü kitaplardan biriydi.
![119. Element [Bm]](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F424703_a985f_1590709997.jpg){kind=small}
İncelemem ağır eleştiri içerir. Fakat eser çok güzel.
Şimdi bir kez da soruyorum: Birleşmiş Milletler bu soykırımda Boşnakların yaşadıkları trajediye neden seyirci kaldı? Yoksa Birleşmiş Milletler, içinde Müslüman devletleri de barındıran bir Hristiyan topluluğu mu?
Yazarın bu sorusunu bende sormak istiyorum. Bosna Katliamı ile ilgili olarak okuduğum bu ikinci eserde anlıyorum ve soruyorum? 20.
iste beni reading slumpa sokan o kitap… su kisacik kitabi bitirmemin bu kadar uzun surmesinden anlamissinizdir zaten. nerden baslasam bilmiyorum. cok sacmaydi. bu kitaptan beklentilerim yuksekti cunku cok fazla begenen gormustum. kitapta olay yok bos bos nina ve roman’i okuyoruz. birbirlerinde bir anda asik olmalari falan of delirtti beni. of ne soylesem bilmiyorum her sey birbirinden sacmaydi. okumayin vakit kaybi.
647 syf.
5/10 puan verdi
Serinin ilk kitabı olan Dikenler ve Güller Sarayı’nda yaptığım incelemenin sonunda bu seriye devam etmeyeceğimi söylesem de sürekli önüme çıkan alıntılar, yorumlar ve editler beni serinin ikinci kitabına başlama isteğiyle dolup taştım. Kitabın devamıyla ilgili gördüğüm, denk geldiğim kısımlar sayesinde kurgunun gidişatından spoiler yediğimden
Genelde okuduğum kitaplar hakkında birkaç satır yazdıktan sonra, hoşuma giden alıntılar da paylaşırdım. Ama bu kitap özelinde bunu yapamayacağım, öyle birşey ki, kitaptan cımbızla çekip okuduğum hiçbir satırın vurucu erkisi olmazken, kitabın bütünü inanılmaz güzellikteydi, alıntı diye kitabın tamamını paylaşmam lazımdı.. Doğru kelimeler doğru cümleleri, doğru cümleler doğru paragrafları ve bu paragraflar olabilecek en güzel romanı yaratmış, içlerinden bir tanesini çeksem, iskambilden kule gibi altında kalırdım...
.
Beğendiğim kitapları tanımlarken, işte çok sağlam kitap, çok sürükleyici, etkileyici vb. övgü sözcükleri seçerim ama bu kitabın bana hissettirdiği tek şey, çok naif, çok kırılgan bir kitap olduğu, içindeki tüm karakter gibi. Sanki biraz hırpalayarak okusam, kitabın kapağını doksan dereceden biraz fazla ayırsam yazarından okuruna, karakterlerinden kurgusuna kadar herkesler oturup ağlaşıverecekler...
.
1000kitap uygulamasındaki verilere göre, okuyucularının %90' ı kadınmış, demek ki bu naiflik oradan geliyor olabilir ama sevgili erkek okuyucular, kapağı ve adı itibariyle uzak durmayın kitaptan, çok şey kaçırırsınız.
.
Kitabın konusu hakkında da birşeyler söylesem iyi olur, partnerlerinin ikisinin de çok düzgün olduğu, herşeyin oldukça yolunda görülmesine rağmen biten bir evlilik, yaşlı bir anne baba ile kızlarının inişli çıkışlı ilişkileri... Kitabın arka kapağında empati yoksunluğundan bahsediyor, karakter olarak kimin yerine kendimi koysam hepsinde haklıyım, amannn boş ver ne halleri varsa görsünler, kitabı da yorumu da burda bitiriyorum...Kitapla kalın...
Ah şu yarışma olmasa…
Evet, yarışma olmasa okumazdım sanırım. Gerçi okumadan yorum yapmaya karşıyım ama bu kitaba karşı ciddi önyargılarım vardı. Kırıldı mı önyargılarım? Hayır. Aksine, iyice bilendim.
Tabi ki kitabın yazıldığı dönemi düşünerek, bilerek okumak ve yorumlamak gerekiyor ancak biz bu şekilde okusak bile yazarımız karşı çıktığı durumun aynısını kendisi de
Başkomser Nevzat, Demir, Yekta, Handan, Umut, kadim şehir İstanbul, yarım kalan umutlar, dökülen kanlar, yitip giden canlar, dostluklar, aşklar, sevgiler, anılar ve niceleri.
Ahmet Ümit'in muhteşem kalemi ve hepsinin sonunda engel olamadığım, son sayfalarını okumakta zorlanmama neden olan gözyaşlarım.
Ne desem, ne söylesem boş, bu satırları okuyan, içinde bir nebze sevgi, bir nebze dostluk,bir nebze güzel bir şeyler kalan herkese sıkıca sarılıyorum.
Ben bir gün bu hayattan göçüp gideceğim, bu satırlarda iz bırakan gözyaşlarım, şuraya yazdığım iki satır duygularım bu dünyada kalsın.
Gönülleri seven, dostluğa aşık, iyi olan herşeye sevdalı ben ;Hakan ÜNAL.
12/04/2023 03:23
Gizli Tarih hakkında ne desem ne söylesem bir yerde eksik kalacakmış hissi geliyor bana kitabı bitirdiğimden beri. Aslında bu hissi, kitabında okuyucuya aynı hisleri hissettirmesi yüzünden olduğunu düşünüyorum.
Akıllıca yazılmış bir kitap Gizli Tarih. Okurken bunu yazan kişi boş değil anlıyorsunuz. Sanki oluk oluk bilgi dökülüyor üzerinize. Ama ben bu kitabın planlı, düzgün bir şekilde değilde böyle esereklik halinde, birden kaleme dökülmesini isterdim. Çünkü içindeki karakterler o birden gelen delilikle oluşturulmuş karakterler.
Müthiş bir enerjisi var bu kitabın karakterlerinin bana göre. Ne yapsalar ne etseler bir şekilde hayran kalıyorsunuz okurken. Gençliğin o ahlaktan yoksun, dümdüz bakış açısını o kadar net yansıtmış ki yazar ağzınız açık kalakalıyorsunuz okurken.
Ben bu kadar Eski Yunan Felsefesi atıfı, yaşanan onca keder ve acıdan sonra daha okuru vuran, karşı duvara dümdüz baktıran bir son beklerdim. Bu kadar şaşalı bir kurguya bir tık sönük kaçtı sanki. Kitap hakkında tek eleştirimde bu benim.
Bunun dışında okumaktan keyif aldığım, içindeki tek okunası karakteri (Henry) keşke daha fazla okusaydım dilekleri ile kapattığım bir kitap oldu.
Özellikle zihninizde sürekli yağmur yağsın, hava hep karanlık olsun bir de üstüne buram buram kitap koksun isterseniz hiç kuşkusuz önerimdir.
Bir insanın bir insana duyduğu şu Aşk'a Bakın
Kitap hakkında ne söylesem boş, tüm sözlerin bittiği ve kelimelerin kıyafetsiz kaldığını düşünüyorum. Zira okurken bir hayli düşündürüyor ve insanın ruhunda veya canını acıtan bir yerleri oluyor çünkü kitapta kanımı çok donduran olaylarla ilk defa bu kez karşılaştım.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120bin okunma
·
Puan vermedi
"Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna..."
Bu bir inceleme değil kitabın bende bıraktığı etki ve iç döküşümü anlattığım aciz bir karalamadır...
Bazen koskoca bir şehir size dar gelir, odanızın
