‘’Öyle bir sızı ki bu, anlatmam lazım birine.’’ Cümlesini okuduğum incelemesi ile başladı kimdir bunun yazarı merakım?
Sızı duygusunun ifadesi ve Ayfer Tunç hayranlığım sebebiyle nerede bu kelimelerle karşılaşsam tüm dikkatimi cezbediyor.
Neden mi bu girizgah? Birkaç sene önce, herkes herkesi rahat rahat, tesadüflere gerek kalmadan, heyecanla
Bir gün yaşlı bir çifte sormuşlar:
“Tam altmış beş yıl... Bunca yıl nasıl ayrılmadan nasıl evli kaldınız?”
Yaşlı çift cevap vermiş:
“Bizim zamanımızda bir şeyler tamir edilirdi, çöpe atılmazdı.”
Peki, günümüzde böyle mi? Asla. Herkes birbirinin açığını arama, kusurunu bulma peşinde. Bu yüzden de birbirini sevmeyi unutan insanlar biliyorum. Herkesin ilişkisine ve hayatına aldığı kişiye baktığı açı resmen şu, “Amaan, olsa da olur, olmasa da.” Tam olarak bu. Ne varsa eskilerde var diye boşuna dememişler.
Sahi, ne varsa eskilerde var.
Herkese merhaba,
İşte gercekten beğendiğim kitapla karşınızdayım, normalde 7 vermiştim ama o kadar sacma sapan kitaplara fazla puan verılıyor ki, bu kitaba haksızlık olmazsın diye 8 puana yükselttim. EE ne demişler, ne varsa eskilerde var diye :D uzun zamandır bekletıyordum kitabı,okumam bugüne kısmetmiş.
Konusu gelirsek ; Korkunç bir gecenin
EŞEĞİ SULADIN MI ?
Yaşım dört ya da beş... Nenemle (dedemin annesi olur, mekanı cennet olsun) oynamıştık bu oyunu. Ne dedem, ne anneannem, ne annem, ne babam ne de başka biri... Nenemle oynamak kadar keyif vermedi hiçbiri. Ya ses tonunu ayarlayamadılar, ya burnumu sıkarken ayarını tutturamadılar ya da günlük işlerinin arasına sıkıştırmaya
Bir gün yaşlı bir çifte sormuşlar :
"Tam altmış beş yıl.. Bunca yıl ayrılmadan nasıl evli kaldınız?"
Yaşlı çift cevap vermiş :
"Bizim zamanımızda bir şeyler tamir edilirdi, çöpe atılmazdı.."
Otobüste yaşlı bir çift vardı tahminimce yaşları yetmiş civarında. Adam camdan bir yeri gösterdi, gülümsedi '"Hatırlıyor musun burayı?" dedi. Kadın, "Yok hatırlamıyorum ama gözlerin öyle parlıyor ki önemli bir yer olduğunu anladım." Dedi. Adam, evet çok önemli nasıl unutursun tarzında bi nazlanma sonrasında anlattı, evlenirken yüzüklerini aldıkları yermiş falan filan.
Etkilendiğim şuu, ya gözlerinden mânâ çıkarmak nedir siz çok mu tatlısınız. Üç beş gün içinde birbirimize hem aşık olup hem nefret edip hem de unutan insanlar oluyoruz ya, bugün onların o samimiyetini görmek, tatlılığını hissetmek beni çok mutlu etti.
Eskilerin bir türlü dilinden düşüremediği bir cümle vardır hani."Nerde o eski bayramlar".Her zaman abartıldığını düşünürdüm.Şu an yaşanan iğrenç olaylardan sonra anlıyorum ki aslında onların bayramlardan kasıtları gerçekten insan vasvındaki insanlardı.
Vay be! Asil bir sevda ne güzel geldi. Hem de onca sözüm ona asilzadenin cirit attığı bir kitapta.
İngiliz yazar Charles Dickens’in çok beğenilen romanlardan biri olan İki Şehrin Hikâyesi tarihi bir yolculuk yaşatıyor okuyucuya.
O değil de, farkında olmadan ben de bir klasik tutkunu oldum sanırım. Çünkü klasikler hayal kırıklığına uğratmıyor.