İnsanların, kendilerini yaratan Allah'a karşı küstahlık etme ve cür'etkârlık gösterme konusunda ne kadar ileri gidebileceğini gösteren bir âyet var. Bu âyet üzerinde bir miktar duralım, hayatımız için sonuçlar çıkarmaya çalışalım.
Rabbimiz buyuruyor:
"Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra)
"...Mutlak iktidar, sahibini sınırsız ihtiraslara sürükler.
Peki bu ihtirasları dizginleyecek olan nedir?
Vicdan ya da ahlak olamaz, çünkü 'mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.' Yozlaşma kişide vicdan kaybına ve ahlak düşüklüğüne yol açar. Rasyonelleştirme (akla uydurma) işte burada devreye girer. Kişi artık her durumda en uygunsuz
Buranın garsonları Plüton gezegeni gibidir. Her yirmi yılda bir yakınlarda dolaşıp şöyle bir görünürler ama yine de çıplak gözle seçilmeleri imkansızdır...
Herkesin kendisinin olduğunu zannettiği Yakut Restoranın şef garsonu.
Dilinden düşürmediği pardon kelimesini Parizyen edasıyla öyle bir söyler ki, kendini Fransız filminde hissedersin.
Hiç mi güzel haber yok?
Var abi neden olmasın?
Bakan Nebati Bey'in gözündeki ışıltı atmosfere yansıyıp geri tepki alarak kardeşine döndü.
Sonra DOSTOYEVSKİ'NİN devrimcilerin haki montuna benzer montunu buldum.
Sonra Uzay ajansımız sayesinde uzayda sebze garnitürü siparişleri alıyoruz.
Yığın romanın* bugün bizde konumuna bakıyorum. Tek sözcükle ürkütücü. Başlıbaşına tecimsel (kazanç amaçlı) bir dal olmuş. Yazarların ne yazacağını yayıncılar, okurların istemleri belirliyor. Ayşe Kulin'le yapılan bir konuşmada okumuştum. Şöyle diyordu :"Yayıncım, 'Veda çok tuttu. Herkes bu aileye ne oldu diye soruyor. N' olur devamını yaz ' dedi. Ben de oturdum Umut' u yazdım."
Yığın roman : Popüler romanlar. Burada kitlelerin isteğine göre kazanç amacıyla yazılıp popüler olan romanlar kastediliyor.