Arap milliyetçiliğinin en önemli aktörü konumuna yükselmiş olan Mısır ve onun da milyonları etkileyen lideri Nasır merkeze alınarak yazılmış, diğer Arap devletleri ve liderleri ile olan ilişkiler yumağı açıkça vurgulanmış, güzel bir kitap.
Arap milliyetçiliği olgusunun esasında çıkarlar uğruna kullanılan bir malzeme olduğu, en nihayetinde görülebilmektir. Türklük üzerinden geliştirilen ideolojiler nasıl bir noktada tıkanıyor ve gerilemeye neden oluyorsa, aynı şekilde Arap milliyetçiliğinin de işlevselliği sadece dilde kalan bir mefkure konumuna geçiyor.
Ne yazıkki İslamın birleştirici gücünden kopan Arap devletleri, birbirinden kopuk ve kavmiyetçi, yeri geldiğinde devletçi birer politika izlemek suretiyle esasında batı ve doğu arasında git-gel yaşayan şamaroğlana dönüyor.
Neticesi ise; Filistin başta olmak üzere, ezilen halklar.. Çatışan değerler.. Bir türlü oluşturulamayan İslâm kardeşliği..