Ömrünün son yıllarını Kıbrıs'ın Türklügü uğrunda mücadeleyle geçirecek olan Papa Eftim, Fener Rum Patrikhanesi'nin Yunan hükümeti ile münasebette bulunduğunu Başbakan Adnan Menderes'e bildirmiştir. 29 Temmuz 1955'te Milli Türk Talebe Birliği'ni ziyaret eden Papa Eftim, (Kıbrıs Başpiskoposu) Makarios'u aforuz ettiğini açıklayarak Kıbrıs meselesini ve Patrikhabe hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirmiştir:
"Ortodoks mezhebinin emir hususlarından bir tanesi de ruhanilerin siyasetle uğraşmamalarıdır. Ruhanilerden herhangi birisi siyasi fikir beyan ederse aforoz edilmesi lazım gelir. Fener Patrikhanesi İstiklal Savaşı'nda siyasi faaliyetlerde bulunduğundan dolayı Türk Ortodoks Kilisesi kuruldu ve bu kilise Büyük Millet Meclisi'ne bağlılığını belirtti. Resmen rahmetli Atatürk tarafından Türk Ortodoks ruhanilerinin reisi olarak kabul edildim. Fener Patrikhanesi ıslah olmaz, onlardan hiçbirşey beklemeyiniz. Ben fesat ocağını maatteessüf (ne yazıkki) serbest bıraktım. Ne kadar müstakil olursa olsun Makarios hareketlerinde merkez kiliseye hesap vermek mecburiyetindedir. Ben kendi adıma onları aforoz ettim ve bunu telgrafla bildirdi. "
Bana göre Yaşar Kemal romanlarının öne çıkan en önemli öğesi “umut”tur. Yaşar Kemal’in karakterleri umut etmekten hiç vazgeçmezler. Fakir Baykurt’un romanlarında da benim en dikkatimi çeken ve bana göre öne çıkan en önemli öğe “direniş, mücadele”dir. Keklik romanında Yaşar oğlan ve Elvan Çavuş’un bir keklik üzerinden verdikleri mücadele anlatılırken Tırpan romanında da Uluguş nine ve Dürü üzerinden direniş anlatılır. Ve diğer romanlarında da öyledir.
Tırpan okuduğum en iyi Fakir Baykurt romanı oldu. 13 yaşındaki Dürü’nün 60 yaşındaki bir adama zorla verilmesinin ve Dürü’nün kaderine, alınyazısına karşı verdiği mücadelenin öyküsü.
Fakir Baykurt köy enstitülerinden yetişen en önemli isimlerin başında gelir ve bana göre onun romanları Yaşar Kemal’den hiç aşağı kalmaz ama Yaşar Kemal dünya çapında tanınan bir yazara dönüşürken Fakir Baykurt yerel olarak kalmış ne yazıkki.
Romanlarında Anadolu insanını, onun sorunlarını, hüznünü, yoksulluğunu, unutulmuşluğunu anlatır… Bu toprağın insanını anlamak için kesinlikle okunması gereken yazarlardan biridir Fakir Baykurt. Tırpan, Keklik, Eşekli Kütüphaneci, Irazca’nın Dirliği, Amerikan Sargısı ve diğerleri… Okuyun, okutturun.
Nietzsche yi anlamak İçin bu kitap biraz yardımcı olabilir çünkü Nietzsche yi anlamak zordur.Ki zaten o da herkes tarafından anlaşılmak istememiştir.kitapta bir çok soru vardı. "Bugün bu problem hayatında olmasa ne yapıyor olurdun" ? Sorusu gibi bir çok soru beni de çok düşündürdü. Yaşamda asıl sorun etmemiz gereken şeyler varken gereksiz ve basit sorunlar çok bilinçli olarak yaptıgımızı düşünmesek de bizi oyalıyor hayatta. Asıl meseleden kaçmak kolay olduğu için küçük sorunlarda boğulup gidiyoruz ne yazıkki. Tabiki hepimizin hayatında mevcut olan korkular, endişeler, beklentiler, heves ve arzular, ve nihayetinde hepimizin unutamadığı, hayatından asla çıkaramadığı, hep içinde, bir hamal gibi aklında taşıdığı, herkes den gizlediği mutlaka bir Bertha’nın varlığı!
İşte o Bertha’lardan kurtulmak için onları değersizleştirmek gerekiyor diyor.Bunu yapmak elbette kolay değil ama kitap size bunun kolaylığını sunuyor çok keyif aldığım bi kitap oldu .İyi okumalar;)
Gülseren Alkan ‘tan yepyeni bir fantastik serinin ilk kitabı #sonejderhakralı ile geldim.Kitabı keyif alarak okudum.Başlar biraz sakin başladı ve açıkçası fantastik okumaya yeni başlayanlar için daha uygun olur diyecekken kitap bir anda boyut değiştirdi.Durağan geçen ilk yarının tersine kitabın ikinci yarısı çok daha heyecan
Özgürlükçü ve halkci olan genç bir çocuğun ezilenlerin yanında saf alması, emekçinin emeğini alabilmesi uğruna gösterdiği mücadeleyi konu alan bir kitaptı. Esas karakterimiz olan kadin ise bu genç çocuğun yani oglunun gösterdiği direnişe kayıtsız kalamayan bir annedir. Kitap bu kadindan dolayi ANA ismini almıştır ve ne yazikki kadının polisler ve jandarmalar tarafından halkın gözü önünde dövülerek öldürülmesiyle biten mutsuz bir sona sahiptir. Bence okunması gereken bir kitaptır.
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,4bin okunma
Hümanizmi Batıya hediye edenler de Araplardır, İslâmdır. İslâm medeniyetinin bütün ufuklara hâkim eseri... Zira Araplardır ki, Eski Yunan ve Lâtin eserlerini Arapçaya tercüme etmişler, onları kaybolmaktan kurtarmışlardır. (Aristo)yu, (Eflấtun)u tetkik etmiş, "İlm-i Kelam"ı kurmuşlardır.
Hepsi gözden geçirilmiş ve Yunan tam mânasıyle süzülmüştür. Skolâstikten asırlarca sonra yeni fikirler Batıya gelir.
"Vasıta Arapçadır." Arapça ile münasebet esnasındadır ki, Fransızca Arapçanın tesiri altında kalır. Ne yazıkki, Doğu'da hiçbir mütefekkir bu hakikatleri belirterek Batıya pes ettirici bir fikriyat yuğurmamıştır.
Tomris Uyar'ın okuduğum ilk kitabıydi. Yazarın kalemine güzel bir başlangıç oldu. Hikaye zaten sevdiğim bir tür gerçekten çok iyi anlatılmıştı. Tomris Uyar'ı birçoğumuz magazin hayatıyla tanıyoruz. Ne yazıkki yazarlık kimliği hak ettiği değeri görmüyor bana göre. Kitaba gelecek olursak en çok kuskus hikayesini sevdim. Bazı hikayeleri kafanızı yoğunlaştırıp okumanız lazım aksi halde anlayamayabilirsiniz. Onun dışında anlatım tarzı hoştu. Okumadıysanız okuyun derim:)
PDF'i bırakıyorum
drive.google.com/file/d/12PXvP0V...