Kanuni Sultan Süleyman
Betimlemelere göre Kanuni Sultan Süleyman, uzun boylu zayıf ve esmerdi. Ataları gibi onun burnu da Kartal gagasını andırıyordu. Sakallını kısa keser uzun ve gür bıyıkları bunun üstüne inerdi. Yabancılarla konuşmaz ve onlara gülmezdi. Rengi solgundu sağlıklı gözükmek için yüzüne kırmızı pudra sürerdi.
Sayfa 158Kitabı okudu
Kanuni Sultan (1.) Süleyman
Dernschwam isimli bir gezgin, Padişahın daha önceki bir Yangının kundakçısı olarak yakalananları boş bir tekneye bindirip denizde yaktırdığını anlatmaktadır.
Sayfa 163Kitabı okudu
Yavuz Sultan Selim
Gizli tutulan Mısır Seferi için ulemadan fetva alındı bunu öğrenen Memlük sultanı Kansu Gavri Selim'e gönderdiği "oğlum Hazretleri" diye başlayan mektubunda "ikimiz dahi Elhamdülillah İslam padişahlariyüz. hükmümüz altında olanlar Müminler ve muvahhitlerdir. Sufi gibi harici değillerdir" diyerek seferi önlemeye çalıştıysa da vezir-i Azam Sinanpaşa 28 Nisan 1516'da Kayseri'de toplanan ordunun başına geçmek üzere Üsküdar'dan hareket etti. Memlük Osmanlı orduları 24 Ağustos 1516'da Halep yakınlarından mercidabık'ta karşılaştılar muharebe ikindi vakti Memlük ordusunun yenilgisiyle sonuçlandı ve yaşlı Sultan Kansu Gavri atından düşerek öldü.
Sayfa 137Kitabı okudu
Yavuz Sultan Selim
Birkaç kez at değiştiren ve yaralanan Şah İsmail yakalanacakken fedailerinden Mir Sultan Ali Şah'ın kendisi olduğunu söyleyerek İsmail'i tutsak düşmekten kurtardı. Çaldıran Zaferini kalıcı bir başarı ile noktalamak için Karabağ'da kışlayıp 1515 baharında Şah İsmail'e bir darbe daha vurmayı tasarlıyordu ancak Aras ırmağı geçilirken verilen kayıplar ve yeniçerilerin eskiyip yırtılmış urbalarını mızraklarına iliştirerek baş kaldırmaları, otağına kurşun atmaları üzerine dönüş emri verdi.
Sayfa 135Kitabı okudu
Yavuz Sultan Selim
Erzincan ovasındayken Şah İsmail'in elçisi, Yavuz'u Er Meydanı'na davet eden bir mektup ve içinde esrar bulunan bir kutu getirdi. Yavuz da Şah' a "gizlenirsen erkeklik sana haramdır miğfer yerine yaşmak zırh yerine çarşaf giyerek serdarlık ve şahlık sevdasından vazgeç" yollu tahrik edici mektuplar ve kadın giysileri gönderdi.
Sayfa 134Kitabı okudu
Yavuz Sultan Selim
Celalzade'nin yazdıklarına göre vezirler baba (Bayezid) oğul (Selim) arasında gidip geldiler, 2. Bayezid hayli direndi. "mademki dayire-i sıhhatteyim kimesneye saltanat vermezem!" dediyse de askerin ve devletin ricalinin desteklediği Selim, 24 Nisan 1512 Cumartesi günü bir zafer alayı sergilemesiyle Topkapı sarayına geldi. Topkapı Sarayına geldi Bab-ı Hümayun önüne taht kurulmuş, Bayezid oğlunu bekliyordu. Kısa süren bir "ayak divanı" ile baba, tahtını oğluna bıraktı. Selim'in tahtı gasp edişi, o dönem yazılan bir Selimname'de 2. Bayezid'in ağzından "Bu beylikten feragat itmedüm ben, görün beyler bana nitdi Selim şah" denilerek vurgulanmıştır.
Sayfa 130Kitabı okudu
Yavuz Sultan (1.) Selim
Celalzade'nin Selimname'de yazdığına göre Şahkulu olayı sırasında bunalan 2. Bayezid'in vezirlerine '' benim padişahlık etmeğe mecalim kalmadı saltanatı oğlum Ahmed'e verdim padişahınız odur" diyerek kararını açıklamasının ardından, Selim Rumeli'den topladığı orduyla harekete geçti. 3 Ağustos 1511 de Uğraş köyü(Çorlu) savaşında babasının kuvvetlerine yenilerek Kırım'a döndü. Ancak İstanbul'daki yeniçerilerin mutlak desteğini sağladığı için, bu başarısızlığına karşın taht şansını yitirmedi. Yeniçeriler odalarda toplanıp Ahmed'i padişah yapmanın "ulu günah" olduğuna karar verdiler. Şehzade Ahmed yanlısı paşaların konaklarına saldırdılar. Ahmed'e lalası Yularkasdı Sinan Paşa ile haber gönderip "Bu ocak erenler ocağıdır" dediler. Üsküdar'a kadar gelen Şehzade Ahmed, Anadolu ya dönmek zorunda kaldı.
Sayfa 130Kitabı okudu
Sultan 2. Bayezid
Saltanatının ilk yıllarında henüz eski Bizans İstanbul'u görünümünü koruyan Osmanlı payitahtı, 1512 de bir oranda Türk kenti manzarasına kavuşmuş bulunuyordu.
Sayfa 127Kitabı okudu
Sultan 2. Bayezid
Hazerfen Cenabi, 2. Bayezid'in zehirlenmek suretiyle öldürüldüğünü yazar. Bir yahudi aracılığıyla kendisine '' ecel şerbeti'' (zehir) içirten oğlu Selim' e "Kılıcın keskin olsun amma ömrün kasîr (kısa)" diyerek beddua ettiğine, Çekmece'deki molada abdest alırken sakalının top top avucuna gelmesinden zehirlendiğini anladığına ilişkin rivayetler de vardır. Eyüp'te üstü açık türbeye gömülmesini vasiyet etmesine karşın, İstanbul'a getirilen cenazesi, camisinin kıble tarafına gömülmüş ve üzerine türbe yapılmıştır.
Sayfa 125Kitabı okudu
Sultan 2. Bayezid
2. Bayezid'in uzun hükümdarlığı boyunca halkın kendisini "uğursuz" saymasına neden olacak bir dizi felaket yaşandı. Şiddetli sağanak, yangın ve fırtınalar, iki büyük deprem, salgınlar ve kıtlıklar oldu. 11 eylül 1509 Halkın kıyamet-i suğra (küçük kıyamet) diye tanımladığı deprem oldu. Yalnız İstanbul'da 109 Cami, 1070 ev yerle bir oldu. 2. Bayezid bir süre sarayın bahçesinde yapılan ahşap bir barakada oturdu. Aynı yıllarda 50 dirhemlik ekmek 1 altına kadar çıktı. Rumeli topraklarına birkaç yıl yağmur düşmedi ve ürün alınamadı. "Fukara aç zengin muhtaç" deyimi o yıllarda söylenmiştir.
Sayfa 123Kitabı okudu