Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.32
512 syf.
·
Not rated
Ahenk, uyum, nezafet, zarafet ve dahasının şiire yansıması diyebilirim.
Üstad Necip Fazıl'ın kelimeleri kağıda ustalıkla nakşedişine şahid olmak isterseniz bu muhteşem eseri başucunuzda taçlandırabilirsiniz...
İncir ağacı...
Bu kitap benim Necip Fazıl Kısakürek'in okuduğum ilk kitabı olma ve aynı zamanda okuduğum ilk piyes eser olma özelliğini taşıyor. İyiki bu kitapla beraber hem yazarla hem piyes türüyle tanıştım. Kitaba gelecek olursak.
Kitap gayet akıcı ve bir bakıyorsunuz ilk perde bitivermiş. Anlatım olarak sade diyebilirim bazı eski cümlelerin
Güzel bir eser okuduğum için incelemede bırakmak istedim. Kitapta Abdülhamid Han Hazretlerinden, İskilipli Atıf Hoca Efendi, Şeyh Sait, Said Nursi Hazretleri, Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri ve Abdülhakim Arvasi Hazretleri bahşedilmiş. Kendi dönemlerinde müslüman olmanın cefasını çekmişler. Beni en çok etkileyen sanırım İskilipli Atıf Hocaydı. Allah hepsinin derecelerini âli eylesin...
Söylemek istediğim çok şey var ama baya uzar gider. O yüzden siz kitabı okuyun inşaallah
Necip Fazıl Kısakürek-Çile
Üstadın maneviyatınızın ufkunu daha da açacak şiirleri, gerek hislerinize dokunuşu gerek kafiye örgüsü gerekse Allah'a olan aşkı sizi de etkiliyecektir diye düşünüyorum okumanızı tavsiye ederim
Beni Orhan Pamuk'la tanıştıran kitaptır. Edebi ve siyasi bakımdan dolu dolu bir kitaptır. Ka,Kar ve Kars unutulmaz. Bizim toplumda "bizim gibi" düşünmeyenler pek sevilmez ve yakıştırmalar ardı ardına gelir. Zamanında Kemal Tahir, Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Necip Fazıl ve elbette Nazım Hikmet'e de çok büyük haksızlıklar yapıldı. Acaba yazarlarımızı eleştirenler kaç kitabını okudu.
608 syf.
10/10 puan verdi
Kitap öyle bir etki bıraktı ki incelemeye nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Öncelikle biraz Necip Fazıl'ın üslubuna değineyim: Dili hiç beklemediğim kadar sade buldum. Üslubu, Anlamakta hiç güçlük çekmeden çok akıcı bir şekilde okumamı sağladı. Necip Fazıl Kısakürek, bu mükemmel eserinde Peygamber'imize olan yoğu sevgi ve saygısından dolayı kitapta sıfatlarını kullanmadan kesinlikle ismiyle hitap etmiyor. Yazarın bu ince düşüncesi bile eserin yazma çalışmasının yoğunluğunu gözler önüne seriyor. Gelelim Çöle İnen Nur'a yani kahinatın efendisi Hz.Peygamber'imiz hakkında yazılanlara: Okurken gerçek manada insanı duygulandıran günümüz yapay dünyasından arınıp bundan 1400 yıl önceki o kara toprakların nasıl Nur'la dolduğunu ve o Nur'un bugün bile dünyamızı aydınlattığını görüyoruz. Her yönüyle mükemmel olan Peygamber Efendimizi tanımak ve tanıtmak için başvurulacak ilk kitaptır diyebileceğim bir kitap olmuş. Diyebilecek çok şey bulamıyorum çünkü kitabın içeriğiyle ilgili eleştirilebilecek bir şey bulamıyorum. Yazar, olayları naklederken özellikle sahabelerin rivayetleriyle taçlandırdığı için olayların vuku buluşuna ait bir şüpheye kesinlikle yer bırakmıyor. Kuru bir siyer kitabından ziyade dönemin coğrafi, sosyolojik yapısından başlayarak o kuru çöl toprakları içerisindeki Nur Deryasını bizlere aktarıyor.
şiirlenDim!
Lise yıllarına gömdüğüm şiirleri 1000kitap sayesinde yeniden günyüzüne çıkarmış oldum.
Afilli bir de sözüm var hatta;roman olmaya başlayınca şiirleri terk ettim :))
Bir Cemal Süreyya olamam elbetteki, onun kendi içi dünyasında ki sevdası anlatılamaz dizeler doğurmuş. Beni de bir Süreyya`nın sevdasına mahkum etseler, oradan tutsak hayatıma doğru özgürleşsem...
Yer yer argo gelebilecek sözleri o kadar aşka adamış satırlara bağlamış ki ustalık bu olsa gerek diyorsunuz.
Necip Fazıl, Edip Cansever, Turgut Uyar... Kitabın eşsiz güzellikleri...
Yazın, okuyun, tekrar yazın;arada Bi kaç satır karalayın, şiir kafiyeden ibaret değildir, anlamda yüklenilmez oysa ki, senin satırlarına başka kalpler şahitlik etsin. Kalbim şahit oldu Cemal Süreyya mısralarına, kalbim O oldu, kalbim bir başkası oldu, kalbim Ben oldu ve ben bir tek bende kalabildim, herkes bende iken.
VE ne demiş şair ;
"Sil beni n’olur kırk yıllık kirim pasım gitsin"
Tohum; umudun yeşermesi ve yeniden dirilmesini ifade eder.Üstad; Kurtuluş Savaşı’nda, Maraş’ın savunma birliğini anlatırken bu ifadeyi kullanmış ve esasında bu milleti en iyi ifade eden şekli ile anlatmış. Tohum; her çöküşte yeni bir başlangıç umuduyla üzerinde ki toprağı silkeler ve güneşi selamlar. Yeni yeni taze filizler ile yarınlara umut besler. Bir çok eserinde ve özellikle en sevdiğim şiirlerinden biri olan ‘Utansın’ şiirinde; ‘Tohum saç, bitmezse toprak utansın. ‘ diyerek yeniden dirilişin önemine vurgu yapar. Diğer yandan tiyatro onun için zamanın seyrinin değiştiği yerdir. Bir devinim, bir çağrı ve mesaj iletme yeri. Ve bu mesaj okuyucuya ulaştığında aksiyon alınmış oluyor. Ruh bütünlüğü ile yeniden dirilen büyük Türk Milletine!!
Kitapla kalın
Kafka,Zweig,Nietzsche,Rilke,Haiğ okudugunuzda yalnızlaşır,içinize çekilir, yalnızlıgınızla mutlu olacagını sanan,karamsar , diger insanları küçümser bir kürsüye çıkarsınız…
Örnek
ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur..
Bilinmeyen bir kadının mektubu
İçinizin sıkıntısından bir parça esilmedigi gibi tonlarca sıkıntı yüreginizi kaplar…
Karanlıklar içinde karanlıklara gömülürsünüz!
Nereden mi bildim…
Üzerine alınanlara hitabım:
Profillerinizde çizdiginiz “hatlarınızdan”
Tek tek girip bakıp çıkıyorum…
Okuyun Reis beyi
“Onları” okuyunca kaybettiklerinizin hepsi fazlasıyla ruhunuzu dolduracak…
Bi deneyin…
Aradaki farkı farketmiyorsanız…
Söylenecek şey yoktur….
Mutlu olmak isteyen olur…
İstemeyen
Bir şey yapmaz
Zaten mutsuz yalnız çaresizdir….
Zorla güzellik olmaz!
Allah var…Gam yok
